"Bunu yapmak istemiyorum"diye bağırdı Profesör .Ama sözlerinin herhangi bir etkisi olmadığının etrafındaki herkes gibi farkındaydı,bunu yapmak zorundaydı.
-"İnsanların hayatını karartmak istemiyorum"diye fısıltıyla devam etti dudaklarının titremesiyle anlaşılan korkusunu gizlemeye çalışırken.
-"Yalnızca 4 kişi ne bir eksik ne bir fazla.Hem sen onların hayatlarını karartmayacaksin.Aksine tam da ıstedikleri şeyi yapacaksın.Biliyorsun,bunları daha önce de konuşmuştük "dedi bozuk aksanıyla siyahlara bürünmüş adam.Parmağındaki lale detaylı gümüş yüzüğü ters çevirdi ve sözlerinin profesörde oluşturduğu etkiye bakmak için beklentiyle gözlerini ona dikti.Profesörun düşünceyle bakan gözlerini tamamlayan çatık kaşlarını görünce:
-"Oğlunun gerçeği öğrenmesini istemiyorsan bunu yapmak zorundasın dostum"dedi siyahlar giyinmiş adam kibarlığı bir kenara bırakarak.Profesör yere eğdigi kafasını kaldırdı ve eski dostunun gözlerinin içine baktı.Hâlâ anlayamıyordu bu onun eski dostu olamazdı.Nasıl da içini bu kadar nefretle doldurabilmisti? Hırsla bakan gözlerinin nasıl bu kadar kinle dolduğunu anlayamıyordu.Ama anladığı tek bir nokta varsa o da şuydu:Bu adamlar tekin değillerdi ve ıstediklerini almadıkları sürece profesöro zarar verebilirlerdi.Bunu yapmak zorundayım diye içinden 2-3 kez tekrarladı profesör.Ne olursa olsun yapmalıydı.Peki ya bunun hayatındaki en sevdiği şeyin sonu olacağını bilseydi yine aynı cevabı verebilir miydi? Bunun sonunun kötü olacağına dâir bir ses vardı içinde.Kağıdın alt kısmını kısmını imzasıyla doldururken bu sesi içinden atabilmeyi dilemişti.Fakat yıllar sonra aynı şeyi dileyebilmeyi ne kadar da çok isterdi.
Her son yeni bir başlangıçtır.Ama bazı başlangıçlar biraz son gibidir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek İçin Güzel Bir Gün
Mistério / SuspenseGözleri umutsuzca odayı taradığında pencerede durdu.Sonbaharın hâlâ bitmediği bu ülkede rüzgârın zalimce savurduğu bir meşe yaprağıydı son gördüğü.Gözlerini sımsıkı kapattı ve dudaklarının yukarı doğru kıvrılmasina engel olamadı.Aldığı son nefesi ve...