Mustafa'nın attığı mesaj ile oldukça şaşırsamda yinede beni zorlamayacak bir soru sorduğu için içim rahatladı. Bu sorunu da kazasız belasız atlattığım için o kadar mutluydum ki.Telefon ile biraz daha uğraştıktan sonra can sıkıntısı ile kafamı kaldırdım. Yasemin hala maça daha doğrusu Ahmet bey enişteye odaklanmış,resmen dünya ile bağlantısını koparmıştı. Biraz maçı izledikten sonra tekrar telefona döndüm. Mıstık'ım ile mesajlarımızı baştan aşağı okudum.
Mozaik hanım ile olanları okuyunca resmen utanıyordum. Çocuklarımın babası iması neydi öyle ya. Biri bana anonimden böyle yazsa cevap verme gereği bile duymam. Çocuk iyi bile dayanmıştı,hala daha dayanıyordu gariban Mustafa.
Telefonda da yapacak bir şey kalmayınca etrafa göz gezdirdim. Karşıda oturan iki şahsiyeti gördüm. Egemen ve Suat. Olayın şoku ile nasıl bir ses çıkardıysam yanımızda oturan iki kızın ve Yasemin'in bakışları bana döndü.
"Ne oldu? İyi misin?" Esmer kızın sorusu ile biraz kendime geldim.
"Yok ya birden ayağıma bir kramp girer gibi oldu. Canım acıyınca oldu. Sorun yok." Tabi bu yalana kızlar inansa da Yasemin inanmadı. Kaşlarımı kaldırarak karşı tribünü gösterdim. Gözleri biraz dolaştıktan sonra hedefi buldu. İlk başta şaşırsa da sonra normale döndü.
"Ne var bunda bu kadar tepki verecek? Korkma belli ki Mustafa yanlarında yok." Tabi biraz önce yaptığımız konuşmadan haberi olmayan Yasemin için her şey normaldi. Ona olanları da anlatamazdım. Zaten buraya onun için gelmiştik.
Hafif bir tebessüm ile onu onaylayınca o da gülümseyerek işine döndü. Ben de kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Mustafa yoktu burada. Hem olsa bile beni nereden bilip de burda olduğumu öğrenmek için mesaj atsın ki. Değil mi canım? Saçmalık. O zaman neden durduk yere mesaj attı ki. Kafamda deli sorular.
Neyse ki Suat ve Egemen bizi fark etmeden kendi aralarında konuşuyorlardı. Maçın bittiğini görünce ayağa kalktık. Yasemin kimin kazandığı hakkında bir şeyler diyordu. Doğrusu kimin kazandığı pek de umrumda değildi. Ben hala içimde bir şüphe Mustafa acaba neden o soruyu sordu diye düşünüyorum.
"Maçı da kazandığımıza göre kutlama yemeği yapar mıyız?" Yine yılışık arkadaş Can. Kızlar da dahil bir kaç onaylayan mırıltı çıktı. Yasemin ile birbirimiz baktık. Evlerimiz zaten uzaktı. Birde yemekte oyalanırsak iyice karanlığa bile kalırdık.
"Biz gelmeyelim." Yasemin konuşunca bakışlar yan yana duran bize döndü. "Evet. Zaten evlerimiz de uzak biraz. İyice geçe kalmayalım. " Arkadaşıma destek çıktım.
"Doğru sizin ev uzak. İsterseniz ben bırakayım yemekten sonra." Yav Ali Efe kardeş ne diye işimizi zora sokuyorsun. Gideceğiz işte paşa paşa evimize.
"Yok ya biz gidelim. Annelerle de geç gelmeyiz diye konuştuk. Hem zaten Buket'in de akşam aile yemeği var. "Allah Allah ne ara aile yemeğim olmuştu benim.
"O zaman görüşürüz. Selam söyleyin evdekilere." Yasemin'in kuzeniyle hoş geldin beş gittin muhabbeti bittikten sonra kokuna girerek hızlıca yürütmeye başlattım.
"Ne oldu, ne diye çekiştiriyorsun?"
"Anlatacağım ama bir an önce çıkalım şuradan." Yasemin daha fazla bir şey sormadan otobüs durağına doğru hızlıca yürüttüm. Durağa gelince rahat bir nefes aldım.
"Ne oldu Allah aşkına? Yangından mal kaçırıyoruz sanki." Bir şey demeden Mustafa ile bu günkü konuşmamızı okuttum. Önce jeton düşmese de sonra kafasının sağında yanan ampulü resmen gördüm.
"Bu gün Suat'lar da oradaydı. Ya bizi görmüşlerse ve gidip Mustafa'ya söylerlerse."
"Ben direk Mustafa'nın orda olduğunu düşündüm ama orda olsun olmasın beni nereden bilecek. Birde üstüne emin olmak için mesaj atıcak." Biraz düşünür gibi yaptı.
"Evet seni öğrenmesi için hiç bir sebep yok. Hiç açık vermedik. Ama bu böyle devam ederse yakalanacaksın."
"Sağ ol Yasemin. İçime su serptin."
"Ne var dost acı söyler." Elimi saçlarımın arasından geçirdim. Yasemin'e bakınca konuyu değiştirme gereği duydum." Ee sen ne durumdasın?"
"Yani. Aynı işte. Bana bakmama çabasında ama tam üç kez gözleri kaydı bana. Sadece inat ediyor." Onun işi benden daha kolaydı.
"Niye karşına alıp olanı biteni anlatmaya çalış mıyorsun peki?" Bunu ciddi sormuştum. Ben olsam direk alır karşıma 'böyle şeyler oldu, işine gelirse tekrar konuşalım' derdim. Ancak benim canım kankam bunu yapamazdı. Ben ne kadar çılgın isem o da o kadar mantıklı ve aklı selimdi.
"Hı hı. Sonra beni çanta da keklik şansın değil mi?" Ona boş boş baktım. Sadece kendini yoruyordu. Gidip Ahmet bey enişteye anlatarak her şeyi çözebilirdi. Otobüsün geldiğini görünce binip eve gittik.
"Hadi gel bize. Yemek yeriz."
"Yok Buket. Eve gideyim. Eğer size gelirsem annem yine nüfusunuza alın bizim kızı diye söylenmeye başlar." Yasemin'in isyanı ile kahkaha attım. Vedalaşıp evlere dağıldık. Yasemin'in evi yan tarafımızda dört katlı apartmandaydı.
Eve gelince direk yatağa yattım ve tavanı inceleyerek düşünmeye başladım. Umarım beni bulmak için sormamıştır o soruyu. Yok canım sadece içine bir sıkıntı düşmüştür,o da etrafındakilerin iyi olduğuna emin olmak istemiştir. Evet, evet kesin öyledir. Başka bir açıklaması olamaz yoksa.
Hehehee kafamda çok delice planlar var🤭🤭.
Hemen düşünen Buket'i de buraya koyuyorum. Uzun zamandır Buket için koymamıştım. Bunları niye bu kadar komik bulduğumu da anlamıyorum mxndjdjd⬇️⬇️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan B /Yarı Texting (Tamamlandı)
ChickLit[Bayan B]: Saçını bi sağa bi sola savuruyorsun ya [Bayan B]: Baka, baka doyamıyorum [Bayan B]: Gözünü süze, süze; havalı, havalı [Bayan B]:Gülünce hayran oluyorum [Bayan B ]: Yine ben. N'aber yakışıklı.