+18
''Öğrenmek istiyorum sevgilim. ''
Meydan okur gibi çıkan sesi yüzünde sinsi bir gülümseme yerleştirmesiyle son bulmuştu. Kıvrılan dudak kenarlarıyla ona bakarken aklından geçen düşünceler yüzüne yansımış, her bir düşüncesinde gözlerinin içindeki ışıltılar koyu renk gözlerinde kendine âdeta yer edinmişti.
''Ne kadar cesur olduğumu bilmek ister misin?"
Ensesinden kendisine çektiği yüze burnuyla minik dokunuşlar yaparken, sıcak nefesi Wang Yibo'nun her bir zerresinin titremesine neden oluyordu.
''Sana göstermemi ister misin sevgilim?''
Wang Yibo'nun hafifçe geriye attığı boynu adem elmasını gözler önüne sererken, sertçe yutkunmasıyla aşağı yukarı hareket eden adem elması Zhan'ın bir an için nefesinin kesilmesine neden olmuştu. Farkında olmadan dişleri arasında sıkıştırdığı et parçasını dişliyor, ağzından çıkan boğuk inleme kulaklarına doluyordu.
''Göster bana güzelim. Neler yapabileceğini göster bana.''
Kalabalığın içindeki gözlere inat birbirinin gözlerinin içine bakmaya devam ediyor, birbirine yaklaşan dudaklar tüm vücutlarını yakıyordu.
''Teninin her bir santiminde beni hissetmeye, dokunuşlarımı, öpücüklerimi hissetmeye hazır mısın sevgilim?''
Xiao Zhan dudağını dudağına değdirerek konuşmaya devam ettikçe Wang Yibo boşta duran elini tam karşısındaki bedenin beline koymuş, nefesini teninde hissettikçe tutuşunu daha da sıkılaştırmıştı. Kendine çektikçe kasıklarını bastırıyor erekte olmuş penisi her vücuda değmesinde daha da sertleşiyordu.
''Bazıları çok sabırsız.''
Gözleri aşağıya doğru kayıp şortun içinde kendini belli eden şişkinliğe baktığında bir an kendini tutamamış, belli belirsiz bir kahkahayı sunmuştu ona karşı.
''Bende çok sabırsızım Xiao Zhan.''
Wang Yibo yüzlerinin arasındaki boşluğu tamamen kapatmış, diliyle onun dudağını yaladıktan sonra devam etmişti boğuk ve titreyen sesiyle konuşmaya.
''Sınırlarımı zorlama.''
Xiao Zhan'ın dudaklarında hissettiği dille tekrar boğuk bir inleme çıkmıştı ağzından. Ona yaklaştıkça tüm vücudu titriyor, Yibo onu belinden tutmasa ayaklarının onu daha fazla ayakta tutamayacağını hissediyordu.
''Belkide zorlamak istiyorumdur.''
Xiao Zhan karşısındaki adamın gözlerinin içinin kızarmış bir halde olduğunu gördükten sonra dudaklarının kenarına sinsi bir gülüş yerleştirmişti.
Onu böyle çaresiz bir durumda görmek kalbini deli gibi attırıyor, daha fazlasını yapmak, onun ellerinde titremesini izlemek, gözlerinin sadece onun için karardığını görmek için herşeyi yapmaya can atıyordu.
''Belki de tenindeki yangını kendi yangınımla daha da harlamak istiyorumdur.''
Xiao Zhan belinden tutan ellerin her konuşmasında daha da sıkılaştığı hissediyordu. Tutuşu gittikçe sertleşiyor, teninde parmaklarının izleri kalacak şekilde sıkıyordu.
''Tenim senin olsun istiyorum. Ellerinle belime yaptığın işkenceyi tüm vücuduma yapmanı istiyorum.''
Ağzından çıkan boğuk inlemeyi yüzüne doğru verdikten sonra devam etmişti karşısındaki bedeni daha da tahrik etmeye.