"You lost to me"
■■■■■■■■■■■■■■■■■■■
-Jimin-
Chaeyoung ile konuşmamız üzerine hızla hastaneyi terk etmiştim, bunu daha fazla kaldıramazdım, tek bir göz yaşı bile ölüme bedeldi, üzülmesine dayanamıyordum, bu yüzden Sharon denen herifle konuşmaya gidiyordum, ondan korkmuyordum, gerekirse kendimi fedâ edecektim fakat Chaeyoung'a zarar vermesine asla izin vermeyecektim.
Arabama bindim ve onun evine sürmeye başladım. Evine geldiğimde kapısına tekmelerimi savurmaya başladım kapıyı kırdım ve sertçe girdim içeriye."Sharon!"
Koltuğunda oturmuş keyifle kahvesini yudumlarken benim bağırmamla şaşkınlıkla bana bakmaya başladı. Beni, hele de bu şekilde görmeyi beklemiyordu anlaşılan, ama buna alışmalıydı...
"Sanada merhaba Jimin."
Rahatlığından ödün vermeyerek konuşması beni sinirden deli ediyordu.
"Şimdi o koca kulaklarını aç ve beni iyi dinle! Ne kızın ne de senin tehtidlerin gram umrumda! Senden korkmuyorum, zaten böyle alçak birinden korksaydım kendime saygım kalmazdı"
Şaşkın bakışları üzerine konuşmama devam ettim.
"Bundan sonra ne yaparsan yap! Elinden geleni ardına koyma! Bizi ayıramayacaksın! Kızın umrumda bile değil, bunu yapması için üç kuruşluk bir adam bul kızına! Ben ne yazık ki pahalı geliyorum! Chaeyoung'a zarar vermene de asla izin vermeyeceğim! O benim yanımda oldukça güvende olacak. Senin ilgi yoksunu şımarık kızınla uğraşamam!"
Yüz ifadesi şaşkınlık ve kızgınlığı bir arada barındırıyordu.
"Ah... ne kadar dillere destan bir âşk... fakat kalıcılığından şüpheliyim"
Sinsice sırıtıp gözlerime bakmaya başladı.
"Sizin mükemmelliğinizi inkâr edemem... fakat engel olmam hiç de zor değil"
"Süslü cümleler kullanınca kendini zêki mi sanıyorsun? Mâlesef... korkmadım"
Kısa bir gülüş ardından konuşmaya devam etti.
"Âşkın gözlerinden belli oluyor. Söylemesen bile Chaeyoung'u ne kadar sevdiğin anlaşılıyor bu gözlerde... aynı şekilde Mina'nında, sana bakarken gözleri parlıyor, kalp atışlarını ben bile hissediyorum... zavallı kızım... mâlesef her kız gibi o da kendine lâyık olmayan birini sevdi. Ve şuan bu hâlde... ve birkez daha söylüyorum buna neden olan her kimse ona acımayacağım..."
"Boş laflarından korkmadığımı daha ne kadar söylemeliyim?"
"Bak Jimin... nerelere erişebileceğimi, nelere sahip olduğumu hayal bile edemezsin... şuan istesem tek bir aramayla onu orada öldürtebilirim, başka şekilde de olabilir bu, inan bana hiç zor değil... tek bir aramaya bakıyor her şey... ve senin, ben bu kadar güce sahipken bu kadar cesur davranman ateşe barutla gitmek misâli bir şey. Hani derler ya... deli cesâreti bu yaptığın şey tam olarak o oluyor. Adımlarına dikkat et derim, sonunda üzülmek istemezsin..."
Bu kadar kendinden emin konuşması üzerine biraz ürpemedim değil, fakat amacı gözümü korkutup onun istediğini yapmamdı. Ona kanmayacaktım, söz konusu Chaeyoung'tu... Chaeyoung... onun için her şeyi göze alabilirdim, kimse duramazdı karşımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovesick girl & Jirosé
RomanceChaeyoung'un hayatı bir iftira sonucu mahvolmuştur, bu yüzden Avusturalya'ya gitmek zorunda kalır; okulundan, ailesinden ve sevgilisinden ayrılmaya mahkum edilir. Fakat 9 yıl sonra tekrar Seoul'e döner... ~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Chae sana tek bir şey sor...