1|Daha Dikkatli Olmalısın Ufaklık|

146 3 0
                                    

Yeni bir kitapla karşınızdayım Önceki kitabı silmeyi düşünüyorum. Yardımcı olun lütfen sizce ikisini de mi yazmalıyım yoksa Sensiz Ben'i silmeli miyim? Ya da erken final yapabilirim. Bilmiyorum... Fikriniz benim için çok önemli

İyı okumalar :3

"Kayla! Uyan artık!" Simla'nın sesiyle gözlerimi açtım. Kapalı olan perdeden içeri giren ışık gözlerimi yakarken ayaklarımı aşağıya sarkıttım.Yere ağırlığımı vererek doğruldum. Çıplak ayaklarım soğuk betona deyince irkildim. Yere daha çok baskı yaparak ayağa kalktım. Hızla siyah yüksek bel pantolonumu ve siyah salaş bluzumü üzerime geçirdim. Dalgalı uzun saçlarımı salık bırakıp eyeliner,rimel ve toz pembe bir ruj sürdüm. Aynaya bakma ihtiyacı duymadan telefonumu ve paramı cebime sıkıştırıp uzun merdivenleri inmeye başladım.

"Kayla? Nereye tatlım?" Yapmacık ve yılışık tavırlarından nefret etsemde huyundan vazgeçmiyordu.

"Bana tatlım dememeni söylemiştim."

"Ah üzgünüm! Alışkanlık." Dedi mahçup olmuşça.

"Nereye gidiyosun? Kahvaltı hazırlamıştım." Kahvaltı hazırlamışmış. Babandan para isteyeceğim için yağcılık yapıyorum demiyor da!

"Senle aynı masaya oturacağımı mı sanıyorsun Simla!"

"Bana anne demen konusunda anlaşmamışmıydık?" Ah! Hala ona anne dememi bekliyor! Bu kadar yüzsüz bir insan daha tanıdığımı sanmıyorum.

"Anlaşma, iki tarafında onayladığı şeylerdir Simla! Oysa ki sen 'Bana anne diyeceksin' demiştin ben de umrumda olmadığını söylemiştim.Bu yaşta hafıza probleminin olması çok normal!" Öfkeden kızaran suratıyla üstüme yürümeye başladı. Onun gibi birinden korkmak yapacağım son şey!

"Sen... Fazla olmaya başladın!" Havaya kaldırdığı elini ani bir refleksle yakalayıp öfkeyle soludum.

"Sakın ama sakın! Bidaha bunu deneme!" Öfkeden elimi sıktığımı, acıyla inlediğinde farkedip kolunu serbest bıraktım. Elimi çektiğimde bıraktığım ize memnuniyetle son bir bakış atıp hızla siyah botlarımı ayağıma geçirdim ve siyah deri montumu alarak evden çıktım. Saatin öğlen 12 olduğunu gördüğümde erken kalkmamama sevinerek ağır adımlarla ilerlemeye devam ettim. Bir anda ensemde hissettiğim sıcak nefesle irkildim. Hızla arkamı döndüğümde içimden koca bir lanet okudum. Bu saatte bile mi?

"Ah, Tanrım!Yine mi siz! Dayak yemeye doymuyor musunuz?" Ağır alkol kokusu yüzünden istemsiz olarak yüzümü buruşturdum.

"Doymuyoruz canım! Doyurmak istersen hayır demeyiz ama!" Bıkkınlıkla kafamı geriye yasladım. Ağır bir hareketle karşımdakine doğru bir adım attım. Memnun olmuşca sırıtıp

"Bugün ana yemekten önce tatlı var sanırım!" Dedi.Yapmacık bir şekilde sırıtıp sağ ayağımı bacak arasından ayağının arkasına geçirip hızla çekerek yere düşmesini sağladım. Diğeri bana ağzı bir karış açık bakarken ani bir hareketle bacağımı erkekliğine geçirdim. O acıyla inlerken diğeri sarhoş olduğundan henüz yerden kalkamamıştı. Boşluğundan faydalanıp karın boşluğuna ard arda tekmeler yağdırdım. Diğerine baktığımda erkekliğini tutarak koşarak uzaklaştığını gördüğümde sırıtışıma engel olamadım. Etrafıma baktığımda neredeyse ilk kez kimsenin toplanmadığını gördüm. Bir kaç erkek dışında kimse yoktu. Erkeklere göz gezdirdiğimde bir tanesinin pür dikkat beni izlediğini gördüm. Bıkkınlık ve sinirle nefesimi üfledim. Ellerimi ceplerime sokup ilerlemeye devam ettim.

Barın girişine geldiğimde güvenliğe göz kırpıp içeri girdim. İçerisi gece olduğu kadar olmasa da kalabalıktı. Ağır içki kokusu ve gürültü nedeniyle yüzümü buruşturdum. Telefonumun titremesiyle barın arka tarafına gidip arayan kişiye baktığımda çoktan kapatmıştı. Cevapsız aramalara girdim. Arayan kişinin Özel Numara olduğunu görünce öfkeyle soluyup tekrar bara yöneldim.

UfaklıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin