KELSEY’NİN GÖZÜNDEN;
Justin’in kollarında olduğum zaman, bunun sonsuza dek sürmesini istedim, onun kollarının benim etrafımda olmasının bana hissettirdiği duyguyu seviyordum. Göğüsü normal bir şekilde yukarı, aşağı hareket ediyordu. Gözlerimi kapattım, bu anın tadını çıkarıyordum. Bunun bir saniye meselesi olduğunu biliyordum, bir şeylerin artık aynı olmadığı gerçeği karşısında, tekrar deneyecektik.
Boynumun ve omuzumun arasında ki boşluğa burnunu sürttü, oraya bir öpücük yerleştirdi ve fısıldadı “Hadi, çocuklar mahalle karıları gibi bağırıp çağırmaya başlamadan önce onların yanına geri dönsek iyi olacak.” Hafifçe güldü, etrafımızda ki gerginliği hafifletmeye çalışıyordu. Gözlerimi devirdim, suratımda inatçı bir görünüm oluştu
“Hayır.” Diye mırıldandım, ona iyice sokuldum ve başımı salladım. Vücudunda ki sıcaklık, bana geçiyordu.
Saçımı okşarken, attığı kahkahayla göğüsü titredi. Gözlerinde ki eğlence dolu bakışla bana baktı. “Hayır. Derken ne demek istiyorsun?”
“Sadece onu demek istedim.” Diye mırıldandım ve yavaşça doğruldum. “Geri dönmek istemiyorum..” sustum, ayaklarımı yere sürttüm. Yutkundum, kendimi küçük bir çukura batırdığımı biliyordum, er yada geç pişman olacaktım. Onun etrafından kollarımı çekecekken, Justin kollarımı tuttu ve onların olduğu yerde kalmasını sağladı.
“Neden geri dönmek istemiyorsun?” yavaşça mırıldandı, ela gözleri beni doğruyu söylemem için teşvik ediyordu.
“Ben—“ iç çektim, derin bir nefes aldım ve kafamı salladım. “Hiç..”
Justin kavradığı kollarımı sıktı; aramızda ki gerginlik geri döndü. “Kelsey..” gözlerini sıkıca kapatmadan önce mırıldandı, içsel olarak kendini sakinleştirdi ve bana baktı “Bana hiçdeme. Bundan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun.”
Kafamı salladım, haklı olduğunu biliyordum ve kendimi savunmam için beni direten bir his hissettim. Daha yeni bitirdiğimiz bir tartışmadan hemen sonra bir tane daha başlatmak istemiyordum. “Ben sadece.. Bu gece seninle olmak istiyorum.. sadece sen ve ben, kimse olmadan.” Ayaklarıma baktım, ona bakmaya cesaret edemiyordum, bu dediğimden sonra utanmıştım.
Aramızda ki uzun sessizlikten sonra, Justin sonunda konuştu. “Burada bekle.” Kollarını etrafımdan çekti ve koridorun sonuna doğru gitti. Merak ettim, ileri doğru birkaç adım attım, nereye gittiğini ve ne yaptığını merak ediyordum. Mutfağın önünde durdum, Justin’in, Carly ve çocukların oturduğu veranda’nın kapısını açtığını gördüm. Bruce ile sessizce bir şeyler konuştu ve bana doğru yürüdü. “Sana oturma odasında beklemeni söylemiştim?” dudaklarının kenarında bir sırıtma oluştu.
Omuz silktim,tişörtümle oynamaya başladım. “Merak ettim.” Masum bir şekilde ona baktım.
“Hala aynı meraklı Kelsey Jones’sun. Değil mi?” bana baktı. “Sana ne dedim?” yana doğru başını eğdi, vücudunu yavaşça bana yaklaştırıyordu.
Yüzümde ki suçsuz gülümsemeyle geri adım attım, “Şey…” hafifçe kıkırdadım, “Bilirsin… kötü alışkanlıklar zor ölür.”