Kelsey'nin Gözünden:
Hepimiz oturma odasında oturmuş ne birşey diyor ne de birşey yapıyorken etrafta ki hava çok bunaltıcıydı.Carly John'nun yanında oturmuş , dikiş attığı yarası'nın açılmaması için kontrol ediyor , kanamadığına emin oluyordu. Carly hepimizin yardımı ile mermiyi çıkartmayı başarmış ve yarayı sararken ağlamamak için büyük bir çaba sarf etmişti.
Bruce kafası ellerinin arasında oturuyor , ne yapacağına karar vermeye çalışırken hepimizi görmezden geliyordu. Marcus ve Marco pencereden dışarı bakıyordu , gözleri zarar gören ön bahçe ve yerde ki cam kırıklarındaydı.
Justin , diğer bir yanda sandalye'de oturuyordu. Kucağında da ben oturuyordum ama benim varlığımı hissettiğinden pek emin değildim. Boşluğa bakarken , bakışları bomboş ve karanlıktı.Kendini birşey dememek için tutarken , çenesi sıkıca kapanıp açıldıkça boynunda ki damar belli oluyordu. Belimde olan kolları ise etrafımda sıkılaşıyordu.
Bizi öldürmek için ayarlanan komplo dan sonra , yarım saattir bu haldeydik.
Justin savaş ilan ettiler dediği anda çocukların her birinin suratında olan ifade , bu bela'nın daha bitmediğini anlamama yetmişti.
Ayrıca , Nişancılar'ın savaş başlatması demek , geçen tüm hafta boyunca yaptıkları basit şeylerin bittiğini ve artık üstümüze tüm bir kuvvetle gelecekleri demekti. Kan dökmek için burdalardı ve kazanana kadar durmayacaklardı.
Alt dudağımı ısırarak , midemin sanki bir çamaşır makinesi gibi farklı yönlerde kasıldığını hissettim. Boğazıma öksürük hissi geliyordu ama geri yutarak burnumdan nefes alıyordum.
''Bu gece olanlar...,''Bruce söze başladı , aniden konuşma isteği ile hepimizi şaşırtmıştı. Boğazını temizleyerek , başını aşağıda tuttu ve ellerini birbirine kilitleyerek damarların da akan öfkeyi bastırmaya çalıştı,''Sırf bu yüzden , bunların olmasını istemiyordum. Kavga , silahlar .... ortalık kan banyosuna döndü -- Etrafımız savaş alanı oldu.''
''Onlar buraya geldikleri ilk günden beri bizimle savaş istediler,'' Justin monoton bir şekilde konuşmaya girdi ama sözlerinde ki iğneleme belli oluyordu.''Eğer başka birşey düşündüysen aptalmışsın---'' alaylı bir şekilde kıkırdayarak , kafasını salladı,''Sen zaten aptalsın.'' düzeltti , kendini Bruce'a bakmaya zorladı , bakışları Bruce'un sırtını delip geçiyordu. Omuzlarında olan baskıdan dolayı bıkmış bir durumdaydı.''Sen durumun iyi olduğuna inanmak istedin ama ben daha baştan sonumuzu görmüştüm. Bizi bitirmek istediler Bruce ve bu akşamdan sonra , çok açık ki istediklerini elde edene kadar durmayacaklar.''
''Sence bu sikimi bilmiyor muyum mu sanıyorsun?'' Bruce vurguladı , suratı sinirli bir hale dönüşmüştü , öfke içinde büyüyordu.''Sence olayları sikip attığımı bilmiyor muyum? Ne yapmamı istiyorsun? Senin ben söylemiştim demene izin mi vereyim? Bununla nereye varacağız?'' kafasını sallayarak , koltuğunda tekrar geriye yasladı , gözleri'nin etrafındaki deri sıkılaşıyordu.
''Hayır,''Justin ölümcül bir sessizlikte mırıldandı , içime bir titreşim yollamıştı,''Senin bir erkek olmanı ve bu gece olanlar için sorumluluk almanı istiyorum. Sen beklemek istedin; yavaş hareket etmek istedin. Ben en başında onları öldürmek istedim çünkü biliyordum,'' kendiyle gurur duyarmış gibi biliyordum kelimesini bastırdı,''Bu sikim şeyin olacağını biliyordum.''
''Tebrikler Justin,''Bruce tısladı , alkışlayarak iğnelediğini belirtmek istedi,''Bunun için sikim bir madalyon da ister misin?''
''Hayır , istediğim şey kafanı o götünden çıkartman ve gerçekleri görmen. Onları canlı tutmanın bize bir faydası yok , olmayacakta. Onları öldürmek zorundayız , direk konu , bahane yok , ve eğer ile başlayan cümleler yok. Geçmiş sikimde değil ve seni birşey yapmaman için durduranın ne olduğunu biliyorum ama üzerinden 3 yıl geçti.''