Regret 😟

886 126 78
                                    

3. Kişi ağzından:

Asmodeus gerekli malzemeleri bulmak için saraydan ayrılmıştı.

Magnus da bu esnada Alec'in yanında uzanıyordu.

"Keşke burada kalsaydım. Gittiğim için şu an çok pişmanım." Deyip eliyle yavaşça Alec'in yüzünü sevmişti Magnus. Onu böyle görmeye dayanamıyordu.

"Kızımızı da getiririm buraya yakında. Ama şu an tehlikeli olabilir. Bu işleri hallettiğim zaman getireceğim onu."

İç çekip başını bu sefer Alec'in omzuna yaslamıştı.

"Seni çok seviyorum Alec. Ne olursa olsun bu değişmeyecek. Ne yaşamış olursak olalım sana olan sevgim hiçbir zaman değişmedi."

Gözlerini kapadığı zaman gözünden bir yaş akıp Alec'in göğsünü ıslatmıştı.

"Sana bir şey olursa ben ne yapacağım? Eğer bir bebeğimiz olmasaydı senin arkandan gelirdim elbet ama bir kızımız var ve ben onun için yaşamak zorundayım değil mi? En azından sen böyle isterdin."

Elini yavaşça Alec'in elinin üstüne koymuştu.

"Bencil davrandım. Kalmamı istediğin anda kalmam gerekiyordu. Düşünemedim... birimizden birisine bir şey olursa diye düşünmedim hiç. Düşünmem lazımdı."

Alec'in elini kendine çekip eline küçük bir öpücük bıraktı.

"Bu şeyi ne olursa olsun çözeceğiz. Yani en azından elimden geleni yapacağım. Hatta fazlasını yapacağım. Sen bunu yaşarken burada olmam gerekiyordu ama burada değildim ve şu an kendime çok sinirliyim."

Daha fazla ağlamak ve karamsar olmak istemiyordu ama kendini tutamayıp gözyaşlarını yine akıtmayı becermişti.

"Umarım bunlar düzelir, yoksa ben ayakta kalamayacağım."

....

Asmodeus saraya döndüğü zaman Raphael ve Jace de Alec'in odasına gelmişlerdi.

"Topladın mı baba malzemeleri?" Deyip ayaklandı Magnus.

"Topladım. Mağara çok işime yaradı bu konuda."

"Mağara mı?" Dedi Jace şaşırıp. "O mağaraya büyücüler giremez sanıyordum."

"Büyücülerin girmesini engelleyen büyüyü kim yaptı sanıyorsun Jace? Babana zamanında yaptığım onlarca iyilikten birisiydi bu. Ben ve benim soyumdan kişiler mağarayı kullanabilir."

"Bir saniye... o yüzden kralımız ile mağaraya gittiğimiz zaman, mağara Magnus'un ismini duyunca geri çekildi. Yanılıyor muyum?"

"Mağara bize saygı duyuyor." Dedi Asmodeus ve elindeki malzemeleri masaya bıraktı. "Konuşma sırası değil. Jace, seni kullanıp annene ulaşmaya çalışacağım ama sen bizimle gelmek zorunda değilsin."

"Hayır geleceğim. Orada olmak zorundayım Asmodeus."

"Emin misin?"

"Hiç olmadığım kadar."

"Tamam. Raphael sen burada kal. Bu insanların mantıklı düşünen birisine ihtiyaçları var. Alec'i yalnız bırakmayın. Biz yakında döneceğiz."

Raphael onu onaylandıktan sonra odadan çıkmıştı.

"Şimdi sırada bizim işimiz var."

...

Asmodeus kan yoluyla iz bulma büyüsünü yaptıktan sonra harita üstünde gidecekleri yeri bulmuşlardı.

"Saray sınırlarına ne kadar yakın oturuyor." Dedi Jace şaşkınca.

"Sınırları geçemediği içindir. Gidiyoruz, buraya yakın bir yere portal açacağım." Deyip elini havada hızlıca salladı Asmodeus ve portalı açtı. "Jace, orada ne olursa olsun benden fazla uzaklaşma."

"Bunu yapmam merak etme." Dedikten sonra birlikte portaldan geçiş yapmışlardı.

"Beş dakikalık bir mesafemiz var önümüzde." deyip önündeki haritaya baktı Asmodeus. Magnus ve ikisi yürürken Jace yavaş adımlar ile onları takip ediyordu.

"Biraz durabilir miyiz?" dedi Jace onlara seslenerek.

"Bir sorun mu var?" Deyip ona döndü Magnus. "İstersen duralım."

"Ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum." Deyip yanda duran ağacın dibine çöküp oturdu Jace. "Son zamanlarda Alec ile aramız iyi değildi ve bu tamamen benim suçum."

"Abi kardeş arasında olur öyle şeyler Jace." Dedi Asmodeus sevecen bir tavırla konuşarak.

"Hayır olmamalı, en azından böylesi." Deyip gözüne biriken yaşı sildi Jace. "O... o Clary ile kavga etmişti ve Clary ona sinirli bir şekilde sevgisiz öleceksin demiş. Alec... Alec bana bunu söylediği zaman orada öylece durup bunun doğru olduğunu söyledim ona. Belki de benden duymayı istediği tek şey bunun doğru olmadığıydı. Onu çok sevdiğimi söylememi beklemişti belki de ama ben o an hırsıma, sinirime yenik düşüp böyle söyledim. O benim küçük kardeşim, o üzülürse ben ondan 2 kat fazla üzülürüm ama bazen.... bazen insanlar saçmalıyor işte. Ben o an saçmaladım ve Alec beni affetmedi. Gerçekten affetmedi. Ben olsam kendimi ben de affetmezdim."

"Bazen böyle oluyor." Deyip onun karşısına oturdu Magnus. "Baksana, ben de sevdiğim halde Alec'i affedemedim."

"O sana gerçekten kötü şeyler yaptı Magnus ama bana öyle şeyler yapmadı hiçbir zaman. Clary ile kavga etmesi onun sorunuydu, benim değil. Ve ben kardeşimi üzdüm. Şu an orada acı çekiyor olabilir. Belki benim sözlerimi düşünüp daha da acı çekiyordur ve ben bunu engellemek için hiçbir şey yapamıyorum."

"Ama onu bu halden kurtarmak için bir şeyler yapabiliriz Jace, bunun için çaba gösteriyoruz şu an." Deyip Asmodeus da yanlarına çökmüştü.

"Ben onu kendimden bile daha çok seviyorum Magnus, bu mümkün mü diye soracak olursan mümkün derim."

"Öyle bir şey sormam, aynısını düşünüyorum çünkü ben." Deyip elini Jace'in omzuna koydu Magnus. "Ama şu an kendini üzmek ne Alec'i ne de seni iyi etkiler. Bazı şeylere devam etmek zorunda kalıyoruz."

"Biz hep çok uzak ama çok yakın iki kardeş olduk. Bunun tek nedeni de Alec'ti. O, insanları kendinden uzaklaştırma konusunda çok iyidir çünkü."

"Bunu yaşayan birisi olarak çok iyi biliyorum Jace."

"Belki de kehanet bununla alakalıdır." Dedi Asmodeus düşünceli bir halde durup önüne bakarak. "Alec'in içinde her zaman karanlık bir şey... bir boşluk olduğunu hissediyordum. Böyle olmasının nedeni kişiliği sanmıştım ama belki de yanılmışımdır. Belki de kehanet onun mutsuz olması üstüne kurulmuştur."

"Böyle bir şey mümkün mü baba?"

"Kehaneti yapan kişinin düşünce şekline göre mümkün oğlum."

"Öyleyse Alec..." dedi Jace şok olmuş bir halde Asmodeus'a bakarak. "Alec kendi iradesi ile böyle bir insana dönüşmüş olmayabilir, bunu mu diyorsun?"

"Tam olarak bunu diyorum Jace, tam olarak bunu diyorum."

....

Should See Me in the CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin