Adam boş depoda yankılanan motor sesi ile ne olduğunu anlamaya çalıştı. Neden burada olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. O kadar çok pisliklik yapmıştı ki kimin kendisini esir aldığını tahmin bile edemiyordu.
"Kim var orada?" Sesi boş depoda yankılanmış ve geri kendisine çarpmıştı.
Yanından hızla geçen motor ile kendisini biraz yana çekmişti. Tabii bu hiçbir şeye yaramamıştı. Olduğu yere sabit olan metal ve deri koltuğu oynatması mümkün değildi.
Yüzüne geçirilmiş olan çuvalın çekiştirildiğini hissetti. Ardından çuval yüzünden çıkmıştı. Göz bandı da açılınca açık kapıdan direk gözlerine giren ve uzun süredir karanlığa alışmış olan gözleri yanmıştı.
"Çıkın." Ayakta dikilen Jungkook sert sesiyle konuşunca içeride bulunan kendi adamları dışarı çıkmıştı. Son kişi de kapıyı kapatmıştı.
Koltuğa bağlı olan adam doğrudan yüzüne vuran ışığın kesilmesiyle gözlerini açmaya zorlamıştı. Birkaç saniye görüntünün netleşmesini beklemişti.
Jungkook kafasındaki kaskı çıkararak adama kendi yüzünü gösterdi.
"Kimsin sen?" Adamın sorduğu soru ile derin bir nefes alıp deponun içindeki bulunan tek koltuğa oturdu.
"Beni tanımaman çok üzücü. Ama merak etme, beni bir daha unutmana asla izin vermeyeceğim." Gülen yüzünü ciddileştirip oturduğu yerden kalktı. "Beni unutmak için yalvaracaksın, seni öldürmem için yalvaracaksın."
"Komikmiş." Adamın mal gibi kahkaha atmasıyla yüzüne sertçe bir yumruk geçirip başının yana düşmesine sebep oldu.
Adamın gülüşü yüzünde asılı kalmıştı. Dudakları gülümsüyordu ama beyni ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Transtan çıktığında dudaklarındaki sırıtma yok oldu.
"Kimsin sen?"
"Asla unutmaman gereken birisi. Rhee Miyoung."
"Of, siktiğimin kızı. Gereğinden fazla güzel ve harika bir vücuda sahipti." Jungkook'un seğiren gözünü yere baktığı için adam görememişti. Görüş açısında sadece saçları ve tek dizinin üzerinde yere çekmiş görüntüsü vardı.
"Peki o kızın artık olmadığını biliyor musun?" Sesini düz tutmaya çalışarak konuştu Jungkook.
"Cidden mi? Yazık olmuş. Bu kirli dünya için fazla güzeldi." Jungkook sinirin vücudunu ele geçirmesi ile hızla yerden kalkarak adamın yakasını tutup bağlı olduğu koltuğun başlığına yasladı.
"O senin yüzünden öldü orospu çocuğu!" Adam şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Beklediği bir şey değildi.
"Birlikte bir oyun oynayacağız." Jungkook adamın yakalarını bırakıp eliyle vurarak düzeltti. Düzeltti de denemez aslında. Sadece adamın köprücük kemiğine vuruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge | Jeon Jungkook
FanfictionBirilerinin gözyaşları üzerine kurulan her mutluluk; günü geldiğinde en dayanılmaz acılarla intikam alır. ! ¡Angst¡! Oldukça fazla kan, şiddet ve işkence içerir. Rahatsız olacaklara okumaması tavsiye edilir.