In hands of the Harbinder | Childe x Reader |

~1~

Medyadaki resim benim art style ile çizilmiş Tartaglia ve yanındaki de biz uwu

"Crit Rate veren beş yıldızlı artifact'e ihtiyacım var Childe..." diye mırıldanarak, başımı eğmiş şekilde Golden House'un geniş ve ağır kapısını iki elimle açtım. Yeterince kapıyı araladıktan sonra içeri girerken "Bana bahşet lütfen..." dedim kendi kendime, kapı arkamdan kapanmıştı. Başımı kaldırdım. İçeri girer girmez Tartaglia'nın konuşması gerekiyordu, değil mi? Fakat o bana gülümseyerek bakıyordu. Hem de arenanın tam ortasında, yerde oturuyordu. Sanki benim gelmemi bekliyordu.

"Hey Nee-chan! Buraya gel!" Bana el salladı gülümseyerek. Seni görebiliyordum zaten Tartaglia...

Yavaş adımlarla ona yaklaştım. Tuhaf tuhaf onu izliyordum. "Neden savaşmıyoruz?"

"Her hafta, aynı gün buraya geliyorsun ve hep beni yere serip ayrılıyorsun... Buna gerek var mı cidden?"

"Aynı anda bana yirmi tane güzel artifact verirsen bir daha gelmem." Dedim ciddice. Zaten resinlerimin 60'ını alıyorsun. Aç gözlü!

Tartaglia gergince güldü. "Demek istediğim bu değildi! Yani... Buraya sadece beni yere sermek için mi geliyorsun?"

"Evet." Dedim dik dik ona bakarken.

"Çok kötüsün Nee-chan!" Dedi isyankarca. "Neden bir kere de benimle konuşmak için gelmiyorsun? Hadi bu sefer sana güzel birkaç şey vereyim ve benimle dışarıda dolaş?"

Ona tuhaf tuhaf bakıyordum. Ne diyordu bu? Yanlışlıkla side quest falan mı tetiklemiştim?

Tartaglia benim duraksamamdan yararlanıp hızlıca kalktı ve dibime kadar gelip elimi tuttu. "Hadi gidelim!" Dedi gülümseyerek. Beni dışarı sürüklüyordu.

Ben de ne yapacağımı bilemeden peşinden geldim.

Golden House'un kapısını tek elle açtıktan sonra dışarı çıktık. Elimi hemen bırakmıştı ve merdivenden inerken yan yana duruyorduk. Elini ensesine koyarak yürüyordu. Bana bakıyor gibi hissetmiştim ama ona dönmedim. Yavaş adımlarla merdivenlerden inmeye devam ettim. Bu işin sonunun ne olacağını merak ediyordum.

Kısa oldu biliyorum. Sadece giriş çünkü.