Herkese Merhaba. Dünden beri silip silip yazdığım yeni bölümle karşınızdayım. Bu bölümden sonra bazı şeyler rayına oturmaya başlıyor haberiniz olsun. Neyse çok uzatmıyım iyi okumalar :*
multimedia: okuyunca anlarsınız..
Eşyalarımı düzenleme işim bittikten sonra salona gittim. Dilek abla temizlik işlerini bitirmiş, televizyon izliyordu. Babam da sanırım toplantıdan gelmemişti.
Dilek ablanın yanına oturup televizyonu izlemeye başladım. Kumandayı bana uzatarak‘’İzleyecek bir şeyin varsa açabilirsin canım.’’dedi. Bu kadının tavırları ilk başta; bana yapmacık geliyordu, ama sonradan samimiyetini görünce kanım ısınmaya başladı. Sonuçta hangi kadın eşinin kızına bu kadar iyi davranır ki? Aksine Dilek abla beni daha fazla benimsemişti. Buna şaşırsam da şaşkınlığımı gizliyordum. Kumandayı almayıp ,‘’Benim izleyecek bir şeyim yok, teşekkürler.’’ dedim. Dilek abla da gülümseyip televizyona odaklandı. Aslında hazır babam yokken sormak istediğim o kadar çok soru var ki…
‘’Nasıl tanıştılar? Ne zamandan beri beraber yaşıyorlar, Evlendiler mi? en önemlisi bütün bunlardan annemin haberi var mı? ‘’ ben bunları düşünürken Dilek abla sanki beynimdekileri okumuş gibi ‘’Babanla nasıl tanıştığımızı bilmek ister misin?’’ dedi. Bu soru karşısında afallasam da duygularımı gizleme konusunda oldukça usta olduğumdan omuz silkiyorum. ‘’Anlatmak istersen, dinlerim.’’gibi havalı bir cevap verdikten sonra Dilek abla televizyonun sesini kısıp bana doğru dönüyor. Sanki lisede arkadaşına sevgilisinden bahsediyormuşçasına bir heyecana kapılarak ‘’Aslında, tesadüf eseri tanıştık…’’ Yüzüme yapmacık bir merak ifadesi takındıktan sonra devam ediyor. ‘’Sahilde yürüyüş yaparken çok yorulmuştum ve birinin oturup oturmadığına bile bakmadan banka oturdum…’’ Anlatırken yeşil gözleri parıldıyordu. ‘’…Sonra baktım ki yanımda bir adam oturuyor. Tam özür dileyip kalkacaktım ki baban muhabbet açtı ve konuşmaya başladı. Ondan sonra konuşmayı ilerlettik, sonrası da işte bilirsin…’’ Dilek abla söyleyecek bir şey bulamayınca çocuklar gibi kızarmıştı. Bende bu durumdan faydalanıp kafamda en çok takılan soruyu sordum.
‘’Peki, annemin haberi var mı?’’ Dilek abla bu sorum üzerine o çocukluk halinden çıkıp, ilk defa gördüğüm ciddi ifadesini takınıyor. ‘’Beraber olduğumuzu biliyor.’’ Sonra omuz silkti. ‘’ Ama baban söylemediyse eğer, evli olduğumuzu bilmiyor sanırım.’’ Başımı salladıktan sonra tam bir şey diyecekken kapı çaldı. Dilek abla ‘’Baban geldi sanırım.’’ diyerek kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında tahminlerinde yanılmadı. Babam gülümseyerek ‘’Merhaba güzel bayanlarr’’dedi. Dilek abla yine kıkırdarken ben tepkisiz kaldım. Dilek abla babama dönüp;‘’Eee, toplantıda ne konuştunuz?’’
Babam gözlerini kısarak ‘’Bilirsin işte, her zamanki gibi aidatlar falan. Haa bu arada Dilek, şimdi aklıma geldi. Akşam misafirlerimiz var. Mehmet Beyler var ya hani 7.kattakiler...’’ Dilek abla sırıtarak ‘’Tamam canım, biliyorum’’dedikten sonra mutfağa gidince babam sonunda beni fark etti. Gözlerini bana çevirerek ‘’Eylül, eve alıştın mı?’’diye sordu. Babamla aramızla hep bir soruları şifreleme durumu vardı. Fakat ikimiz de birbirimizin şifresini çözebiliyorduk. Aslında sormak istediği soru ‘’Dilek’e alıştın mı? ‘’ olacaktı. Ben sanki sormak istediği soruyu cevaplıyormuşçasına ‘’Evet, alıştım. Bir sıkıntı yok.’’dedikten sonra babam gülümseyerek imalı bir şekilde ‘’Sevindim’’ dedi.
----
Akşam yemeğimizi yedikten sonra Dilek ablayla beraber sofrayı toplayıp mutfağı temizledik. Mutfakta işimiz bittikten sonra Dilek ablaya kitap okuyacağımı söyleyip mutfaktan çıktım. Odama geldiğimde ‘Poyraz Köşesi’ne bakmamaya özen göstererek kitaplığıma yöneldim. Rastgele herhangi bir kitap seçip odamdaki tekli koltuğa oturdum. Başucumdaki lambayı da açıp kitabımı okumaya başladım.