O zaman Let's go Let's gooo 😸Lisa
Parti gecesinden sonraki gün uyanmış, yatağımda ayılmayı bekliyordum. Sabahları gerçekten açılmam için beş on dakika beklemem gerekiyordu. Beklerken aklıma dünkü kız geldi. Jennie...
Bu kızın olayı neydi? Neydi o hareketler öyle? Fazla mı utangaç? Hayır beni tekmelerken hiç utanmadı. Bir de popomu çimdikledi. Elimi popoma attım. Aynı acıyı hissetmek istedim.Birden odamın dışından gelen sesle, yatağımdan kalktım. Odamın kapısını açtığımda, sesin aşağıdan geldiğini farkettim. Merdivenlerden inerken kapının önündeki bronz heykelleri devirmiş, bir Rose'yle karşılaştım. "Hey sen? Eve bu saatte mi geliyorsun?" Sahte bir ciddiyetle sordum.
Rose kendini açıklamaya çalıştı.
"Ş-şey biraz şey oldu da..." Tek kaşımı kaldırarak "ne oldu da Rose?" Sendeleyerek yerdeki son heykeli kaldırıp "hey! Sen bana hesap mı soruyorsun?" Ciddiyetimi kaybederek kahkaha atmaya başladım."Ne olduğunu çok iyi biliyorum Rose, kafan o kadar uçmuştu ki, benim yanımda sevişmeye başladın." Kaşlarını çatarak salonla birleşik olan mutfağın masasındaki meyvelerden birini aldı. Bana doğru hızla atarak "sen de sapık gibi izledin mi?" Havada yakaladığım ve elma olduğunu anladığım meyveden büyük bir ısırık aldım. "Merak etme bir sincabın sevişmesini izlemeyi midem kaldırmaz. Sadece üzerindeki kızın birazcık memesini gördüm."
Rose göz devirerek salondaki koltuğa oturmuştu. Elimdeki elmayla ben de yanına oturdum.
"Eeee kız nasıldı? Tekrar görüşecek misiniz?"
Rose neredeyse yarısını yediğim elmayı elimden alarak, bir ısırık aldı. Ağzı doluyken sırıtarak "pek bir şey hatırlamıyorum ama ayıldığımızda ona yardım ettim. Sanırım benden etkilendi. Bana okulda görüşürüz dedi."Bu mu yani? Gerçekten Rose, okulda görüşeceksiniz illaki. Bu senden etkilendiğini göstermez. Tabi bunu ona söyleyerek mutluluğunu mahvedemem.
"Anladım. Peki arkadaşı Jennie hakkında bir şeyler söyledi mi?"Rose düşünceli bir şekilde bakıyordu.
"Jennie mi? Şu herkesin telefonunu karıştırıp, ortalığı ayağa kaldıran kızdan mı bahsediyorsun? Görmeliydin Lisa. Sabaha karşı herkes yeni yeni ayılırken, bir çığlık patladı. Jisoo'yla koşarak aşağı indiğimizde, salonun ortasında kedi gibi çırpınan ve kızın biriyle tartışan bir manyak vardı. Yeni ayıldığım için çığlıklarına katlanamadım tabi. Olayı öğrenmeden oradan ayrıldım."Heyecanla Rose'yi dinlemiştim. Jennie ben gittikten sonra partiye geri mi dönmüş yani? Peki fotoğrafları çeken kızı gerçekten buldu mu? O yüzden mi kavga etti?
"Kalk çabuk Rose hazırlan. Okula gidiyoruz. O kediciği bulmam lazım." Rose ne olduğunu anlamadan, kolundan çekiştirerek, onu odasının kapısına bıraktım. Kendi odama girmeden önce, hırpalanmış Rose'ye dönerek "bu Jisoo'nun numarasını aldın mı?"
Rose sorgulayan bakışlarla "aldıysam ne olacak?""Benim kediciğin arkadaşı Rose."
Benim kedicik mi? Ne diyorum ben?
Rose odasının kapısına kalçasını yaslayarak "oooo senin kedicik oldu hah?" Bir şey söylemeden odamın kapısını açtım ve içeri girdim. Rose hala kapının dışından "tırmala Lisa'yı kedicik. Yala Lisa'yı kedicik." diyerek dalga geçiyordu. Aslında düşündüğümüz zaman tırmalanmış sayılırdım. Öyle değil mi?Jennie
Jisoo başımda dikilmiş bana kızıyordu.
"Sana inanamıyorum Jennie. Yalnız bırakmaya gelmiyorsun. Sabahın beşinde ne diye milleti ayağa kaldırdın? Kimdi o kavga ettiğin kız?"
Öfkeyle oturduğum yerden kalktım."Hepsi senin yüzünden oldu. Bana yardım etseydin bunlar başıma gelmeyecekti."
Jisoo gözlerini kırpıştırarak ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. "Bir gecede üzerime bira döküldü. Banyoda sevişgenlerle mahsur kaldım. Yetmedi sapığın biriyle çıplak bir şekilde fotoğraflarım çekildi. Hepsi senin yüzünden! Eğer bana t-shirt getirmiş olsaydın, bunlar yaşanmazdı Jisoo."Bütün öfkemi kusup, sonunda da ağlayarak koltuğa oturdum. Jisoo dili tutulmuş gibiydi.
Kendine gelmeyi başardığında yanıma oturarak kolumu okşadı.
"Zavallı JenJen. Ben bilmiyordum. Ağlama hadi her şeyi hallederiz."Yaşlı gözlerimle suratına baktım.
"Nasıl halledeceğiz peki? Kavga çıkınca telefonuna bakmama izin vermedi. Elimden kaçırdım işte." Cümlem bitince daha da şiddetli ağlamaya başlamıştım. Jisoo beni avutmak için kollarını vücuduma sarıp "şşşş merak etme Jennie. Ağlama yeter ki, bir yolunu buluruz. Sen bana her şeyi baştan anlat bakalım."Jisoo'ya olup bitenleri anlattım. Her şeyi anlatmadım ama. Neden bilmiyorum. Belki de utandığım için, Lisa'yla evin dışında yaşadıklarımızı anlatmak istemedim. Biliyorum çünkü, Jisoo benimle bu konuda dalga geçecekti. Üff pis sapık ne olacak.
Jisoo olan biteni dikkatlice dinleyip "fotoğraflarda o sapıkta yani Lisa da var Jennie. Bence ondan yardım almalıyız. Keşke dün gece yardımını kabul etseydin. Bu kadar geç kalmamış olurdun."
Jisoo haklıydı sanırım. Ama o sapık benimle o kadar uğraştı ki, dersini vermem gerekiyordu. Utanmadan bir de onu öpmek istediğimi söyledi. Hahaha senin neyini öpmek isteyeyim ben!
Jisoo daldığımı farkedip, elini gözlerimin önünde salladı. "Hey JenJen, nereye bakıyorsun öyle öldürecek gibi? Kalk hadi, okula gidip şu senin sapığı bulalım. Gerçekten kimin çektiğini biliyorsa, bu işten kolayca kurtulursun."
Nerden benim sapığım oluyormuş? Jisoo ayaklanıp yukarı çıkmak üzereyken arkasından seslendim "koca okulda nasıl bulacağız onu?"Jisoo topuklarının üzerinde dönerek dudağını dişledi. Telefonunu gösterip "dün gece arkadaşıyla seviştim Jennie. Veee numarasını aldım." Bana göz kırparak merdivenleri tırmanmaya başladı.
Hah sevişgenler işte. İnsan sevişti diye bu kadar mutlu olur mu? Anlamıyorum gerçekten.
Anlamakta istemiyorum. Ölene kadar bekaretimi koruyacağım çünkü.Pis sapık ne olacak!
Lisa bebeğim sana kolay gelsin 😂
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR BU EKSİKTİ! G!P (JenLisa)
FanfictionBu hikaye G!P'dir. Yani girlpenis yani kızın çükü var. Rahatsız olacaklar hiç girmesin kapıdan dönsün. Eee o zaman Let's go Let's gooo 😸