"Önce sağa sonra sola, haberin yok, şerefini sallandırıyorum limanlarımda..."
Kendisine gelen boğazını kavradığı gibi kafasını koparmış ve sonrasında ormanın derinliklerine doğru fırlatmıştı. Arkasından gelenin bacağını, bir diğerinin kolu kopartmıştı.
Gittikçe eğlenceli bir oyuna benziyordu.
Yüzünde garip bir gülüş oluştu.
"Size kötü haberlerim var." dedi gülerek. O sırada ağaçların arasından biri çıktı.
"Oyunu ve kuralları öğrendim." dedi Allia karşısındakinin kahverengi gözlerine bakarken.Gözlerinde korku görmek istedi. Vereceği zararın korkusunu görmek istedi. Ancak beklediğini bulamayınca kaşları çatıldı.
"Ne yazık..." diyen adamın peşi sıra daha dün ayakları altında olup bayılmasına sebep olan garip tekrardan ayakları altına yuvarlandı. "...oyun bitti.".
.
."Tanrım!"
Rose oturduğu yerden havaya sıçrarken çığlık attı.
"Bir şey oldu!" dedi diğerlerine bakarken.
Rose malikanenin bir odasında Jackson ve Mike'ın bulunduğu bir yerde kalıyordu. Çok kalabalık oldukları için maalesef böyle olmak zorunda kalmıştı.
"Ne oldu?" diyen Mike gözlerini ovuşturduğu sıra Rose derin bir nefes aldı.
"Çığlık, çığlık duydum. " dediğinde Jackson kaşlarını çattı.
"Yan odadaki bitirim üçlüdür boşver." diyerek koltukta sırt üstü dönmeye çalışmış, tutulmuş beli yüzünden inlemekle kalmıştı.
Rose başını iki yana sallayıp Mike'a baktı.
"Hayır Mike." diye fısıldadı. "Bir şeyler doğru değil..." derken elini kalbinin üzerine koymuş, mavi gözlerini genç adamın kahverengi gözlerine dikmişti. Doldu dolacak ve kız hemen ardından zırıl zırıl ağlayacak gibiydi.
"Tamam, tamam."diyerek uzamış saçlarını karıştırdı ve üzerindeki boş tişörtü çekiştirip ayağa kalktı. "Önce bir su iç, kendine gel." dyerek ayağa kalktığında Rose derince bir nefes alıp sarı saçlarını geriye atmıştı ki gözleri pencereye takıldı.
"Mike..."
Mike ayakkabılarını giyerken bir kez daha esnemişti.
"Efendim..." dedi ilgisizce.
"Mike..." diyen Rose uzanıp genç adamın kolunu tuttuğu gibi pencereye çekti.
"Efendim..."
İşaret parmağını soğuk cama yaslarken ormanı gösterdi.
"Şuradaki ışık araba farı mı?" dediğinde Mike uykusundan dolayı açılmamış gözlerini ovuşturarak kaşlarını çattı. Tekrardan gözleri ormana diktiğinde en az beş altı araba farının ışığını ve hareket ettiklerini görerek doğruldu.
"S*****!"
Ellerini cama koyup dikkatle baktıktan sonra ağır bir küfür daha etti.
"Jackson! Kalk!"
Koşarak kapıyı açtıktan sonra birkaç oda ileride olan Brett'in odasına geldi ve yumruklamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Canavar Yarattın
Fantasy[TAMAMLANDI.] UZAYLI'DA 1: 28 Şubat 2022 "Atın onu." Hayatımız başkalarının avuçlarında bir oyuncak gibi... Zamanı gelince pilini tak, gülerek karşısına geç ve ona sahip olduğun en değerli şeymiş gibi davran. Pili bittiğinde ise...