MULTİMEDYADA Kİ YAĞMUR.
Ailesinden benim kadar nefret eden biri var mıdır acaba? Siz şimdi diyeceksiniz bir insan ailesinden neden nefret eder ki diye. Ben size anlatıyım yorumu sizler yaparsınız. Ben Naz Yağmur İlker. Ama asla Naz ismimi kullanmam hatta nefret ederim.
Annem ve babam birbirlerini sevmeden zorla evlendirilmişler. Annem sevmediği bu adama yani babama yalnızca 2 sene katlanabilmiş. Ve benide o adamdan bir parça gördüğü için hiçbir zaman sahiplenmemiş bana dokunmamış bile. Ben 2 yaşındayken babam annemden şüphelenmeye başlamış ve takip ettirmiş. Daha sonra aldattığını öğrenmiş ve hem annemi hemde aldattığı adamı öldürüp cezaevine girmiş. Çıkıncada kendine benden uzak yeni bir hayat kurmuş. Evet söylemesi bana bu kadar kolay geliyo çünkü ben ne annemi hatırlıyorum nede babamı. Babannem beni yanına almış ve büyütmüş. Tabi buna büyütmek denilirse.
Resmen işkenceyle dayakla büyüdüm. Babaannem ne zaman istediğini yapmazsam bana eziyet ederdi. Bazen acaba vicdanı var mı diye düşünüyordum. Bi keresinde ütüler birikti demişti ve ders çalışmam gerektiğini söyleyince bacağıma yanık ütü basmıştı. Resmen ayaklarına kapanıp yalvarmıştım bu seferde dövmüştü. 18 yaşına kadar bunlara katlanarak yaşadım. Hiçbir zaman unutamayacağım yaralar bıraktıkları için hepsinden nefret ediyorum.
18 yaşımda hala üniversiteyi kazanamadığım için çalışmaya başlamıştım. Çalışarak kendime ait para kazandım ve kiralık bir ev bulup yerleşmiştim. Babaannemle bu konuyu konuşamadım bile. Daha doğrusu gideceğimi söylediğimde "Defol git canıma minnet" demişti ve valizimi hazırlayıp orayı tamamen terketmiştim.
Artık yeni bir hayatım vardı kendi başımın çaresine bakmam gerekiyordu 18 yıldır yaptığım gibi.
Küçüklüğümde yaşadığım travmalar yüzünden hiçbir zaman içimden gelerek güldüğüm olmadı. Bazen keşke bir kardeşim olsaydı en azından birbirimize sahipleniriz beraber güler beraber ağlarız diye düşünüyorum. Bazende iyi ki yok diye şükrediyorum kendime bile zor bakıyorken onu asla mutlu edemezdim.
Yaşadıklarım beni her zaman çok güçlü çok dinç yaptı. Ama benim acilen geçmişimi silip yeni bir hayat kurmam lazım.
Kiraya oturduğum evde bazen kendimi mutlu etmek için çabalıyorum. Kendi paramla ufak tefek şeyler alıp evimi güzelleştiriyorum. Renkler insanların karakterini yansıtıyor olsaydı ve herkes bir renk seçecek olsaydı eminim ben siyahı seçerdim. Evimde her yer gri ve siyah renklerle dolu.
Duvarlarım koyu gri ve mobilyalarım siyah-bordo. Mutfağımda tamamen siyah dolaplarla ve masayla kaplı. Zaten oldukça küçük bir evim var. Oldukça titiz bir insan olduğum için her sabah önce kendi bakımımı yapıyorum daha sonra direk temizliğe girişiyorum. Temizlik yaparken mutlu oluyorum herşey aklımdan bir süreliğinede olsa siliniyor çünkü.
Kendimde oldukça sade bir insanımdır zaten. Süslü taşlı kıyafetler asla bana göre değildir. Düz tişörtlerin düz kazakların kotların kızıyım ben. Açıkcası bazen erkek reyonundan tişörtler alıp kotla giydiğim bile oluyor. Zorunlu kalmadıkça asla makyaj yapmam zorunlu dediysem oda iş görüşmelerine giderken tabiki. Saçlarım bel hızamda ve kumral. Oldukça beğenilmesine rağmen açık olması bile beni çok rahatsız eder. Her zaman ya topuz yada at kuyruğu yaparım yoksa rahat edemem.
Artık kendimi anlatmayı geçip hikayeme başlıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet
Teen FictionHayatını tek bir şeye adamış her şeyden uzaklaşmıştı. Bir kere geldiği dünyada mutluluk, huzur, aile kavramlarını hiç bilmeden yaşamış bugüne kadarda onları öğrenmek için savaşmıştı. Ta ki onu tanıyana kadar.. Ya sonra ?