8.Bölüm

61 15 32
                                    

Sınıfa ilerlerken dünki olayı düşünüyordum. Birden Sert birşeye çarptığım için kafamı kaldırıp baktım Arda'nın yanında dolaşan çocuklardan biriydi;

"Pardon. Birşeyin varmı." vay! demek Arda'dan kibarlarıda varmış. Hayır der gibi kafamı salladım. bana sıcacık bir gülümseme yollayıp sınıftan çıktı.

Sırama ilerlerken Emir'i gördüm bana bakıyordu ama bakışlarında hafif sinirde vardı neye sinirlenmiştiki şimdi! Kafamı sallayarak selam verdiğimde oda aynı şekilde selam verdi.

Sırama geçerken masamın üstünde oturan Arda'yı gördüm. Gözlerimi ela gözlerine çıkardığımda oda bana sinirle bakıyordu. Aman bunlarında derdi bitmiyor! Kalkması için kaş göz yapınca hala sinirle bakan gözleri ile masamdan kalkıp yerine geçti.

Sınıfın kapısı açılınca içeri matematik öğretmeni girdi ayrıca benim en nefret ettiğim öğretmendir kendisi. İçeri girdiği an konuşmaya başladı paçoz karı;

"Çocuklar yerlerinizi değiştiriceğim" dediğinde sınıftan istemediklerini belirten sesler çıkıyordu. Allah'ım nolurr bana ışıl çıksın nolur nolur diye içimden duğa ederken hoca konuşmaya başladı;

"Işıl-Doruk, Leyla-Bora, Ali-Zeynep, Emir-melis, Arya-Arda" dediğinde sanki donmuştum hareket dahi etmiyordum. Nasıl ya nasıl ben onla oturamamki, hocaya söylesem değiştirirmi acaba en iyisi bir soriyim.

Sıradan kalkıp hocanın yanına gittim

"Söyle Arya"dediğinde içimden taklit ettim gıcık karı ne olucak.

"Hocam acaba ben başkasıyla otursam olmazmı?" dediğimde hocanın kızgın bakışlarıyla karşılaştım

"Arya sana kimi söylediysem derhal oraya otur" diye bağırdığında topuğumun üstünde dönerek Arda'ya baktım. Sırıtıyordu mal!

Herkez yerlerine geçerken bende çantamı alıp Arda'nın yanına geçtim.
Sırıtarak  bana bakıyordu pislik. Ona doğru dönüp;

"Niye bakıyorsun?" dedim sinirle. Daha çok sırıtarak;

"Hiiç öylesine" dediğinde sinirlerim gitgide artıyordu;

"Gülme bana!" diye bağırdım neyseki sınıftakiler bize bakıp önlerine dönmüşlerdi hoca bana sinirle bakıp oda önüne döndü Arda'ya baktığımda gülmemek için dudklarını bastırıp boğuk bir sesle;

"Gülmüyorum" dedi gıcık ya tabi tabi gülmüyosundur.

Kafamı masadan kaldırıp sınıfı baktım tek tük insan vardı. Ders boyu uyuduğum için zili duymamıştım.

Yerimden kalkıp kantine gitmek için sınıftan çıktım.

Kantine gittiğimde boş masalardan birine oturdum. Kantine bir göz gezdirdiğimde pek kişi yoktu.

Cebimden telefonu çıkarttığımda tabi sorucaksınız bu okulda telefon serbestti ne güzel değilmi yaa neyse.
Telefona bakarken omzuma biri dokunduğunda istemsizce elim o ele gitti arkamı dönüp baktım yüzümde bir tebessüm oluştu.

Devam edecek...

Yeni HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin