Helpless 🔒

855 130 120
                                    

Magnuslar gelecekleri kapının önünde vardıkları zaman Asmodeus bir adım öne çıkıp kapıya yaklaşmıştı.

"Ne olursa olsun arkamda kalın. Jace, o kadın ne derse desin asla ona inanma. Şeytani bir ruhu ama melek gibi bir yüzü vardır çünkü."

"Öyle yapacağım." Dedi Jace kararlı bir şekilde sırtını dikleştirip. Sonrasında Asmodeus kapıyı birkaç kez çaldı.

Kısa zaman sonra kapıyı sarışın, renkli gözlü ve yaşına göre oldukça güzel ve alımlı bir kadın açmıştı. Asmodeus'un melek yüzlü tanımına uyuyordu cidden.

"Merhaba kime..." demeye kalmadan önündeki adamı süzdü kadın ve sonrasında gülümsedi. "Sen Asmodeus'sun değil mi? Neredeyse hiç değişmemişsin."

"Sen de Rossie olmalısın."

Kadın diğer iki oğlana bakmak için yüzünü çevirdiği zaman Jace'i fark etmişti. Saniyelik bir andan sonra öne atılıp "Jace!" Demiş olsa da Asmodeus onu geri yerine itmişti. "Bırak beni! O benim oğlum."

"İçeriye geç, konuşacağımız şeyler var."

"Karşında bir kadın var, saygılı ol önce." Deyip sinirle içeriye yöneldi Rossie. Diğerleri de onun arkasından eve giriş yapmışlardı.

Ev küçük ve bakımsızdı. Rutubet kokan bir evdi ve eşyalar karman çormandı.

"Niye buradasınız? Herhalde hal hatır sormaya gelmediniz. Özellikle sen Jace. Senin benim yaşadığımı bilmene şaşırdım. Öldüğümü söylemiş olmalılardı sana."

"Öldüğünü düşünmek şu anki durumdan daha kolaydı, inan bana." Dedi Jace sesindeki nefreti gizleyemeyerek. Sonrasında derin bir nefes almıştı.

"Buraya neden geldiğimizi biliyor olmalısın."

"Nereden bilebilirim, burada büyücü olan sensin." Deyip masasının üstünde duran içki bardağını eline aldı Rossie. "Konuşun."

"Alec'e yaptığın şeyi biliyoruz." Dedi Magnus öne çıkarak. O sırada Rossie'nin bakışlar onun üstüne kaymıştı.
,
"Aa, dilsiz değilmiş bu çocuk. Geldiğinden beri konuşmayınca şaşırdım ben de."

"Bir kelime daha edersen sen dilsiz kalacaksın!" Dedi Asmodeus sinirle bir adım öne çıkıp. "Alec için buradayız."

"Başına gelenleri duydum, ne acı ama(!)" Deyip arkasını döndü Rossie. "Ama inanın ya da inanmayın bu olayla benim bir ilgim yok."

"Eminim öyledir."

"Cidden yok. Beni Jace'ten ayıran ve bu iğrenç yerde yaşamak zorunda bırakan kişiler suçlu değiller ama ben mi suçluyum? Hem de hiçbir şey yapmadığım halde! Oradan bakınca büyücüye mi benziyorum?"

"Bir büyücü ile anlaşmış olduğunu düşünüyoruz." Dedi Jace söze girerek.

"Bir büyücü tanıyor olsam bu iğrenç yerde mi yaşarım sizce? Hiçbir şeyden haberim yok benim. Maryse hamile iken benim onlara bir şey yapacağımdan korkup saraydan sürdüler beni. O günden bu güne oradan oraya sürüklendim, beş parasız kaldım. Şimdi de karşıma geçmiş beni yapmadığım bir şey yüzünden suçluyorsunuz. Alec'e ne olduğunu bile bilmiyorum. Her yerde ulaklar gezip hasta olduğunu söyleyip durdular. Başka da bir şey bilmiyorum."

Magnus babasına küçük bir bakış atmıştı.

"Dışarıda konuşalım." Dedi Asmodeus ve sonrasında üçü kapıya ilerlediler. Asmodeus o sırada küçük vur büyü ile Rossie'yi yerine sabitledi.

"Kaçma diye."

"Ne kaçarım ya!"

Üçü dışarıya çıktıktan sonra Magnus hızlıca babasına yaklaştı.

Should See Me in the CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin