15.Bölüm Gitmek mi Zor Kalmak mı

17.4K 849 223
                                    

Öyle bir yerdeyim ki;
Ne gitmesi mümkün,
Ne kalması mümkün olan,
Öylece bir yerdeyim işte....

Vazgeçmekle direnmek arasında,
Akla karanın tam ortasındayım....

Kaybetmenin arifesinde,
Yeni bir hayatın eşiğindeyim....

Kalsam canım yanacak,
Gitsem hayatım....
Hz.Mevlana

Gitmek.....
Yapılan en basit eylemdir. Kimileri korkup gider kimileri başkasının iyiliği için gider kimileri de sadece gitmek için gider. Neticede o adımı atan herkes gider.

Gitmek bazılarımız için olaylardan kaçmanın en basit yoludur. Çünkü çabalamadan giden herkes korkaktır. Kalanlar ise aldıkları tüm yaralara rağmen kaçmayan yaralı cesurlardı.

Giray hayatında ilk defa korkaklık edip gitmişti. O ki Allah'tan başka kimseden korkmayan adam ilk kez küçücük bir kızı hayatına almaktan korkmuştu. Biliyordu Edibe teyzesi ona torunumla evlen dediği ilk gün o kızın hayatında kalıcı olduğunu ilk o günden beri biliyordu.

Ama bunu kabul etmek istemiyordu. O yüzdendi en başından beri sanki geleceği kendi belirlermiş gibi anlaşmalı evlilik olacak diye tutturması. Sanki önlemini başından alırsa kimse ümide kapılmaz ondan birşey beklemez zannediyordu.

Askeri araça bindiklerinden beri kimsenin ağzından tek bir laf çıkmıyordu. Buna Kemal'de dahil. Adam bu sefer ağzımı açtığım an bütün ihale bana kalır diye çıt çıkarmadan oturuyordu. Hepsi mümkün oldukçada komutanlarına bakmıyorlardı.

Ama bekliyorlardı komutanları ne zaman patlayıp onlara hesap soracak diye bekliyorlardı. Giray şuan askerlerinin aklından ne geçtiğini bildiğine adı kadar emindi. Ve onları yanıltmamak için sakince öne doğru eğilip yüzünü sıvazlayarak sordu.

"Burda olduğunu ne zamandan beri biliyorsunuz?

Diyerek ortaya bombayı bırakmıştı. O andan itibaren bütün tim birbirlerinin gözünün içine bakıyordu biri konuşsun ama o konuşan kendisi olmasın diye. Giray hala susup cevap vermeyen adamlarla iyice sinirlenmeye başlamıştı.

"Bir daha sormayacam karımın burda olduğunu ne zamandan beri biliyordunuz?"
"Yanlız eski karınız komutanım" işte bu dünya üzerinde hangi akıllı insan oğlu kendi bacağına sıkardı tabikide Kemal gibi çenesi düşük olan insan oğlu.

Bütün ekip ağızlarının içinden sikik ağızlı diyerek mırıldanmıştı. Kemal o an ağzını bunca zaman dikmediğine bin pişman oldu.

"Demek eski karım hatırlattığın iyi oldu be aslanım. Ama sen bunu hatırlatırken ben biran birşey daha hatırladım. Hani demiştim ya eğer o sikik ağzından beni sinir eden bir söz daha duyarsam seni çırılçıplak kadınlar koğuşuna atarım diye Allah'ın hikmetine bak ki onuda hatırladım."

"Yapmayın komutanım yeminle karakola varınca Müge hemşireye ağzımı diktirecem bundan sonra benden tek kelime duyamayacaksınız. Valla bakın yeminle diyorum kıymayın gülüme tövbe bana demek istedim."

Arkadaşlarının salaklığına gülen askerler komutanların hala aynı ciddiyetle onlara baktığını görünce kendilerine çeki düzen verip toparlandılar. Daha sonra Ateş arkadaş kontenjanından yırtarım nasılsa diye söze girdi.

"Şeyyy komutanım nasıl desek yani şöyle şey oldu sonrada şey olunca bizde kıramadık şey ettik"
"Bir kez daha şey dersen asker yeminle bacağına sıkar operasyonda yaralandı der geçerim köşeme, şimdi adam gibi şeylemeden anlat."

"Valla bizim kabahatimiz yok komutanım Ayşe teyze istedi. Biliyorsun o birşey istedimi akan sular durur. Ayrıca Albay Mehmet Toköz'ü arayada koyan o. Bizde mecbur kaldık verilen emre uyduk."

RUHUM SENİ SEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin