"Keder eş oldu yenemiyorum ah sensiz!"-Şarkı sözü
-------------------------
Azradan;Tolga"Seninle çok işimiz var Azra Kaya"
"Her zaman yanlış yerde arıyorsun çözümleri Tolga kişisi"
Deniz'in odasının önündeydik. Yanımda benim koluma giren polis memuruna ,
"Götürün bunları. Ben gelmeden de sorguya başlamayın" diye emir vermişti.Sorgu odasında saatlerce bekletiliyordum. Beklerken bir yandan da bize tekrar ihanet eden Deniz'in gerçekliği ile bulunduğum odada eziliyordum. Nasıl yapabildi? Yan oda da bekleyen Ecem'i de harcamıştı resmen. Ne için? Hangi kutsal amaç içindi?
"Aklından neler geçiyor boncuk" demiştim kendimce.
Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden sıyrılmıştım. Kelepçeli olan elllerimi masaya koyup kafamı da masaya doğru eğmiştim..
"Evet Azra Kaya,kusura bakma beklettik seni"
diyerek içeriye giren Tolga komiserin sesi ile kafamı kaldırmıştım. Gözlerimi devirip sandalyeye yaslanmıştım.
Elindeki kağıt parçalarını masaya bırakıp karşıma oturmuştu.----------------------
Denizden;6 gün geçmişti. Kapıda bekleyen polis memurlarını atlatmak için kafamda kurduğum planımı unutmamak için sürekli kendime hatırlatıyordum.
Bir son verilecekse,onu ben yapmalıydım. Bu son benim hakkımdı. Ne Azra'nın,ne başkasının.
Bugün taburcu olacaktım ve yargılanmak uzere hemen mahkemeye cıkarılacaktım. Tolga komiserinin anlattığına göre kızların hepsi hapse tekrar girmişti.
Bu süreçte, Ecemle konuşmak istemiştim, ancak o reddetmişti. Bana kızgındı, belki de hiç affetmeyecekti beni.
Benim yüzumden hapiste olduklarını düşündükçe bende kendimi affetmiyordum.
"Özür dilerim" dedim kısık bi sesle,gözümden bir danla yaş akarken. "Bunu yapmak zorundaydım."Ellerimde kelepçelerle hastaneden çıkartılıyordum. Ya özgür olup intikam alacaktım ya da her şey boşuna yaşanmış olacaktı. Kaçmalıydım. İki koluma da giren memurlar yapılıydı. Kollarından sıvışıp kaçamazdım. Planıma göre tuvalet için izin isteyecektim. Cok klasik olsada defalarca işe yaradığını duymuştum. Birkac dakika sonra da öyle yaptım. Tuvalete giderken, sadece 1 memur eşlik etmişti bana. Benim dışımda tuvalette bir kadın daha vardı. Giyimiyle hafif sokak kadını olduğu belliydi. Aklıma gelen planı uygulamak için tam zamanıydı. Bir elimle saçımi hafif kaşırken,
"Şey affedersiniiiz?" demiştim. Kadın makyajını tazelemeye devam ediyordu. "Şey bakar mısınız acaba?" Yine bir değişiklik yoktu. "Şştttt"
Beni duymamazlıktan mi geliyordu acaba.?
Peki sen istedin bunu. Lavabonun üstünde duran cam sabunluğu aldığım gibi kadının kafasına vurmuş ve bayılmasinı sağlamıştım. "Ohh be. Insan olup baksaydın izin isteyecektim amaa" dedikten sonra kadının kıyafetlerini çıkartmaya başlamıştım.Hazırdım. Benim giysilerim ondaydi ve onu tuvalet kabinine sokmuştum. Bende onun giysilerini giymiş ve başıma kapşonunu geçirmiştim. Sırada, kapıda ki memur vardı.
Bir şekilde onu içeriye çekip, lavaboya kitlemem gerekiyordu.
"Meeemuur beyy.. memuurr beyy" bağırmamla içeriye girmişti zaten.. beni bu halde görmesine şaşırırken,zamandan kazanıp bana doğru dogrultacaği silahı elinden alıp daha da içeriye iteklememle yere düşmüştü..hemen kapıyi uzerlerine kitlemiştim.
Hastane kapısından çıkmış son kez arkama bakmıştım.
"Her şey şimdi başlıyor" demiştim. Hızlıca oradan uzaklaşırken aklımda tek gaye vardı, 'intikam'..
Artık dünya yansa umrumda değildi.
-----------------------
~~Ertesi gün~~Azradan;
Hasret "Nenemsizde burası hiç çekilmiyor be."
Heves "he valla,tadı tuzuydu buranın ahahah"
Dudu "ölünün arkasından ne konuşup durursunuz'
Elimde ki kahveyi masaya bırakmıştım. Kızlarla yaptığımız sohbete gülüyordum.
Derya"onu da savunmazsın be dudu ahahah"
Dudu" Ölü ölüdür konuşmen bakim"
Dudu'nun bu gereksiz tavırlarına ben hariç herkes gülümsemişti.
o sıra da Ecem koşarak yanımiza gelmisti.
"Azra azraaa Azraaa"
Hepimiz aceleleyle ayağa kalkarken,nefes nefese kalan Ecem'e odaklanmıştık .
"Noldu Ecem?"
"K-koş. Telefon. Telefona koş" demişti.
Daha fazla soru sormadan hemen telefonun olduğu koridora koşmaya başlamıştım.
Geldiğim gibi etrafı da kolladiktan sonra,telefonu elime alıp efendim demiştim.
"Azra?"
Duyduğum ses..
"Deniz?"
"Azra ben ben öz-" telefonu suratına kapatmıştım.
Kızlar da arkamdan gelmislerdi.
Heves"Noldu Azra?"
Hasret"Azo kimdi arayan?"
"Kimse" demiştim. Ve avluya doğru yürümeye başlamıştım.
Ne yüzle arıyordu? Hepimizin özgürlugü elinden alınmış,Zerrin'e bir kere bile cezasıni ödetemeden bizim cezalarımız 5 kat artmıştı. Ne için?kim için? Ya da kimin yüzünden?~~2 saat sonra
Heves"Laradan hâla haber yok mu?"
Derya"Yok. Oktay ile konuştuk. Zerrin onu hücrede tutacak bir şeyler buluyormuş sürekli. Lara'yı orada uzun zaman tutmakta kararlı diyor."
Yonca"Ama buna hakkı yok kızlar. Elini kolunu sallayarak burayı yönetemez."
Dudu"He valla Yonca doru söylüyoru. Lara bize çok yardım edip durdu. Onu orada bırakmıyoru dimi?"
Hasret"Azra?"
Tüm gözler bana dönmüştü.
Hâla benden bir şeyler yapmamı bekliyorlardi.
Özür dilerim kızlar,kalbi kırık ve gücü tükenmis bir Azra'yım ben..
Bitik bir Azra..
Heves"Azra.. bir planın var değil mi?"
Elimdeki kahveyi masaya bırakmıştım.
Ayağa kalkıp odama doğru yürümeye başlarken Yonca arkadamdan seslenmişti.
"Ben bu Azra'yı tanıyorum. Ve de bu Azra'dan nefret ediyorum" durmuştum.
"Pes eden Azra bu. Yaşadığı hayal kırıklıklarından sonra kendi kabuguna çekilen ve etrafına kör,sağır olan Azra bu."
Arkami dönmüştüm. Yavas yavas herkes ayağa kalkmıştı. Ben ise susup Yonca'yı dinliyordum.
"Ne oldu? Deniz bize ihanet etti diye hayata mı küselim? Bize yardım etti diye içeride aylarca tek başına kalan yalnızliktan nefret eden Lara'ya sırtımizı mı dönelim Azra?"
Gözlerim dolmuştu.
"Yapma Yonca. Lütfen"
Bana doğru bi iki adım atmıştı.
"Azra. Buraya geldiğimiz günden beri bekledim. Kendine gelmeni bekledim ama seni her defasında yerde buldum. Bugün bile telefonda Deniz seni aradı diye saatlerce bizden uzakta ruh gibi takıldın. Ya noluyor? İki gün önce sebepsiz yere kavgaya giriyorsun iki gün sonra bizden kaçıyorsun. Öyküden kaçıyorsun,yemek yemiyorsun, Yönetimin bize uyguladığı yöntemler icin bile sesin çıkmıyor. Aa pardon doğru. Bizden bir kişi bile senin için Deniz etmiyor değil mi?"
Son sözü kalbime saplanmıştı resmen.
Susmuştum. Içimden onca şey geçerken konuşamıyordum. Gözümden bir damla yaş akmıştı.
Yonca"Bir şey bile diyemiyorsun Azra. Bu sessiziğin aramızda bir uçurum açacak farkında değilsin. Bir şey söyle. Lütfen. Bizim icin bir şey söyle. Onca yaşananlardan sonra pes etmeyeceğiz dimi? Rüzgar boşuna ölmedi dimi? Ben boşuna bıçaklanıp günlerce Öyküden uzakta kalmadım dimi? Zerrin'e bedel ödeteceğiz dimi? Lara'yı oradan çıkartacağız dimi Azra? Bir şey söyle hadi lütfen."
Tek tek hepsine bakmıştım.
Heves'im.. Hasret'im.. Dudu'm.. Derya'm.. Ecem.. Öykü'm.. Yonca'm...
"Özür dilerim" arkamı dönüp odama geçmiştim.
Zoraki tuttuğum gözyaşlarımı rahat bırakırken beni anlamaları için dua ediyordum.Gücü tükenmiş bir insandan ne bekliyorlardı ki?
Zerrin'e artik bir şey yapamazdık. Tüm kozlar onun elinde. Deniz'in ihaneti yüzünden içeri girmişiz. Lara aylarca bize yardım ettiği için hücrede. Hepimizin cezaları en azı ile 30 yıl daha arttı..
Her şeyin tek suçlusu var;benim.. bu kadar yük ağır geliyor bana.
Özür dilerim kızlar.
Artık benim için dünya yansa umrumda değildi...