Multimedia: Ed Sheeran-Photograph
Ufak bir aranın ardından herkese selamlar. Sonunda finallerim bitti. Bölüm pazartesi gelecek demiştim ama sınavdan çıkar çıkmaz dayanamadım ve bölüm yazmaya başladım ve sürpriiiiz erken bölüm. İyi okumalar..
Duyduklarım ile sırtımı arabanın koltuğuna yasladım. Selin'in ilgisi olduğu açıkça belli oluyordu zaten şaşırılacak pek bir şey yoktu. Tam da düşündüğüm gibiydi. En başından beri derdi Barın'dı. Atalay da bu düşünceme katılıyor olmalıydı ki ''Barın'a olan ilgisi oldukça belliydi.'' diyerek başını tekrardan yola çevirdi. Bu durum Asya'nın pek hoşuna gitmemiş olacaktı ki suratı iyice asılmıştı.
''Abime aşık olması bana inandırıcı gelmiyor. Tamam ilgisi olabilir ama aşk?'' kafasını sağa sola sallayarak cümlesini tamamladı. ''Aşk, çok fazla. Ayrıca Selin'den hiç ama hiç hoşlanmıyorum her şeyi bana sahte geliyor, onunla nasıl arkadaşlık edebilmişim kendime inanamıyorum.''
Sonunda mahalleye girdiğimizde Atalay yavaşlayarak bizim evin önünde durdu. Asya arkasına döndüğünde kapının kolundaki elimi durdurarak ona baktım. ''Akşam, Atalay'ın evinde hep beraber yemek yiyeceğiz ve tabi ki sen de geliyorsun.''
Geçen gün olanlardan sonra Barın'la tekrar aynı ortamda bulunmak mı? Yok, ben almayacağım, teşekkürler. Bugün de kantinde laf sokuşturmaktan geri durmamıştı zaten.
''Ben gelmesem da-''
''Geliyorsun, nokta.''
Lafım Asya tarafından yarıda kesildiğinde kaşlarım hayretle havalandı. Lafı insanın ağzına tıkamada abisine çekmişti sanırım. Kaşlarımı sahte bir sinirle çatarak bir şey söylemeden Asya'ya bakmaya devam ettim. Yüz ifademi gördüğünde bakışları anında yumuşadı ve vücudunu tamamen bana dönerek dizlerinin üzerinde oturur bir pozisyon aldı.
''Lütfen Saye, sen gelmezsen ben bu 3 erkekle nasıl başa çıkabilirim? Ayrıca sen gelmezsen çok sıkıcı olur.''
Asya lafını tamamladığında Atalay hızla ona döndü ve şokla aralanmış gözleriyle Asya'ya baktı. ''Ben buradayım hani sevgilin olan ben, farkında mısın?''
Atalay'ın tepkisiyle gülümsemeden edememiştim ilişkileri bazen çok tatlı olabiliyordu bazen de kusma isteğimi tetikleyebiliyorlardı tabi. ''Hayatım sırası değil şu an tüm ikna tekniklerimi Saye'nin üzerinde konuşturuyorum.'' Asya'ya gözlerimi açarak baktım. İkna tekniklerini mi? Dudaklarını büzerek yavru köpek bakışları atmasından anlamıştım. Daha fazla uzatmak istemiyordum cidden hayır diyebilmeyi de öğrenmem gerekiyordu ama Asya'ya hayır demek bazen ciddi anlamda imkansız olabiliyordu. Sert bir soluk vererek konuştum.
''Tamam, geleceğim.'' Asya duyduklarıyla ellerini küçük bir çocuk gibi çırptığında gülümseyerek arabadan indim. Barın ile tekrar aynı ortama girecek olmak ne kadar hoşuma gitmese de Asya için ona katlanabilirdim.
Evin önüne geldiğimde zile basarak ellerimi cebime soktum ve beklemeye başladım. Aradan birkaç dakika geçtiğinde hala açılmayan kapı ile kaşlarım çatıldı tekrar zile bastığımda da sonuç aynıydı. Kolumdaki çantamı açıp içinden anahtarımı çıkarttım ve kapıyı anahtarla açarak ittirdim.
''Anne.'' Hiçbir ses yoktu. Neden bana haber vermemişlerdi ki? Anahtarımı kapının üzerinden çekerek tamamen içeriye girdim. Telefonumu çıkarttığımda çoktan tuşlamıştım annemin numarasını, uzun süre çaldı fakat açan olmadı. Bu sefer babamı aradığımda da sonuç aynıydı gerçekten de endişelenmeye başlamıştım. Belki de gereksiz kuruntu yapıyordum mutlaka bir işleri çıkmış olmalıydı ki bana haber vermeyi atlamışlardı. Acil bir iş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYENDE
Teen Fiction''Filmin sonu nasıl bitiyor, söyler misin? Yani iyi mi kötü mü?'' O güzel öpülesi dudaklarıyla minik bir tebessüm armağan etti kalbime. Kalbim bu armağanı kabul edercesine hızlandı. ''Neden soruyorsun?'' ''Çünkü eğer kötü biterse izlemeyeceğim. Köt...