11✿ 'Çünkü hiç bana ait olmadın sen'

597 59 17
                                    

Jisoo eve gelmişti. Salonda masada oturuyordu. Önündeki evraka bakıyor ve düşünüyordu, kaşlarını çatmıştı. Babasını hatırladıkça kalbi sızlıyordu. Olabilir miydi gerçekten? Taehyung'un babası Kim Baekah bunu yapmış olabilir miydi?

Jisoo kafasını tavana dikti ve derin nefes aldı. Biraz daha düşünürse delirirdi. Belki de annesine sormalıydı ama bu konuyu açmak annesini daha da üzerdi. Dahası bir şey bilmediğinden kadının kalbine de şüphe tohumu ekerdi, o tohum ise gün geçtikçe annesini mahvederdi. Daha yeni toparlanmışken bunu yaşamayı haketmiyordu. Jisoo düşüncesiyle beraber kafasını sağa sola salladı.

"Jisoo!" Suho aniden masaya oturmuştu. "Sana bir haberim var!"

Jisoo iyi bir haber olmasına dua ediyordu.

"Ben.." Suho utanmış halde önüne bakıyordu. "Galiba aşık oldum."

Jisoo kaşlarını kaldırmıştı. "Çocuklar uyudu mu?" Gözlerini kapıya dikti.

Suho kafasını aşağı yukarı salladı. "Jisoo, artık boşanmamız gerekiyor. Kimse evli adamla ilişki yaşamak istemiyor. Bu kıza da evli olduğumu demedim zaten! Yoksa bırak bir şans vermeyi, yüzüme bile bakmazdı!"

Jisoo alnını okşamıştı. "Özür dilerim, Suho. Seni düşünmeden haraket ediyorum. Haklısın, tabii. Çocukların soy adları için seninle evlenmiştik ne de olsa."

"Jisoo.." Suho Jisoo'nun ellerinden tuttu. "..bak Seohyun da Yeseul da benim çocuklarım gibi, onlara değer veriyorum. Biliyorsun."

"Elbette, Suho. Bunu kimse inkar edemez." Jisoo gülümsemişti. "Yarın boşanmak için mahkemeye başvuru yaparım."

Jisoo

Suho gülümsemişti. O sırada kapının yanından bir ses duymuştuk. Birisi koşarak uzaklaşmıştı. Hızla ayağa kalktım. Acaba çocuklar mıydı?

Koridorda Yeseul'la karşılaşmıştım. "Kızım? Noldu?" Yeseul saçını kaşıyordu. Yaklaşıp ona kollarımı sardım.

"Anne, boşanmak ne demek?"

Gözlerimi yavaşça kapatmıştım. Yorulmuştum artık ve bir de bu eksikti. "Yok bir şey, kızım." Yeseul'la beraber odaya doğru yürürken Suho'nun özür dilemelerine de şahit olmak zorunda kalmıştım.

+++

"Ne?! Nasıl yani?!" Rose gözlerini kocaman açmış anlattığım konuya tepki veriyordu. "Yani eniştem Kim Baekah yüzünden mi ölmüş?"

"Lalisa Manoban'ın teorisi bu." Kollarımı bağdaş yapmış oturmaktaydım.

Rose benim sıkılmış olduğumu anlamış olmalı ki elini koluma bastırdı. "Ben bu evrakları detaylıca incelerim. Kafana takma hallolur."

Sipariş ettiğimi kahveler gelmişti. Dün olup biteni Rose'ye anlatmak için buluşmuştuk. O avukattı, daha iyi anlardı. Bu arada Rose evine geri dönmüştü. Jimin'inin ısrarlarının etkisi vardı tabi ama ayrıca oğlunun artık okula gitmesi gerektiği için dönmeyi daha mantıklı bulmuştu.

"Suho boşanmak istiyor." Kahvemden bir yudum aldım.

"Zaten kağıtta bir evlilikti. İki taraf da onaylıyorsa zor olmaz."

Gözlerimi kısıp ileri bakmıştım. "Çocuklar kötü etkilenecek."

"Sonsuza kadar evli kalamazsınız ya, Jisoo." Rose eliyle saçını geriye atmıştı.

"Biliyorum ama daha çocuklar o yüzden." İç çektim. "Belki de çabuk bitirmek en iyisidir. Gerçi çabuk sayılmaz altı yıl geçmiş."

Rose kafasını aşağı yukarı sallamıştı. "Ona minnettar olmalısın."

vsoo | Invitation (Davet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin