Magnus bir süre karşısındaki kadına bakıp sonrasında sinirle kapıya yönelmişti.
"Seninle işimiz bitmedi. Jace sen onunla kal, ben Magnus'a bakayım."
Asmodeus dışarıya çıkarken Jace de kadının karşısına dikilmişti.
"Jace bak..."
"Asıl sen bak Rossie. Eğer kardeşim bu işten kurtulmazsa seni kendi ellerimle öldürürüm. Olur da kurtulursa, onun insafına bırakacağım seni. Ölüm emri verirse direkt olarak ölmeni sağlamak için burada olacağımı bil."
"Anneni öldüreceksin yani öyle mi?"
"Benim annem sen değilsin, hiçbir zaman da olamazsın zaten."
Jace başka bir şey demek istemediği için susma kararı almıştı. Aynı anda da Asmodeus Magnus'a yetişip onu durdurmuştu.
"Bu olayda senin hiçbir suçun yok Magnus, nereden bilebilirdin ki?"
"Bana yalvardığı zaman kalıp o törende yanında dursaydım bunlar olmayaktı baba!"
"Belki de kadın yalan söylüyordur."
"Bu kadar detaylı yalan söyleyebilir mi sence? Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattı işte."
"Kendini suçlamak ile bir yere varamazsın. Sen bu olaydaki tek masum şeysin Magnus. Geri kalan herkes senden yüzlerce kat daha suçlu. Ben bile senden daha suçluyum, bir şeyleri anlamak için zamanım vardı ama anlayamadım. Sen hiçbir şey bilmiyordun."
"Peki şimdi ne yapacağız baba?" Dedi Magnus iç çekerek. Farkında olmadan ağlamaya başlamıştı. "Alec'i nasıl kurtaracağız?"
"Kehaneti bozabilecek bir büyücü arayacağız. Her krallığa haber edeceğiz, bu işin başına ödül koyacağız gerekirse. O büyücüye biz gidemezsek o büyücünün bize gelmesini sağlayacağız."
"Ya işe yaramazsa." Deyip bir adım geriye çıktı Magnus.
"Bunu şu an düşünme."
"Ne zaman düşüneyim söyler misin bana? Şu an düşünmemiz lazım bunları. Her ihtimali düşünmemiz lazım. Tekrar bir hata yapamam."
"Sen hata yapmadın, bunu anlaman lazım. Senin burada hiçbir hatan yok. Kehanetler canlı birer organizma gibidirler, kendi düşünceleri vardır. Gerçekleşmek için ne gerekirse yaparlar. Sülük gibidirler, bir bedene yapıştıklarında o bedenden beslenirler, o bedeni yönlendirirler. Alec belki de seni bu yüzden o kadar sert bir dille buradan göndermiştir çünkü anahtar sendin ve kehanet seni tehdit olarak görmüş olmalı. Rossie'nin de dediği gibi, son zamanlarda Alec değişmeye başladığında kurtulmaya çalışıp seni yanında istemiş olmalı. Bunları göremedik, keşke daha önce görseydik ama yapamadık tamam mı? Kendimizi suçlamak şu an elimize hiçbir şey geçirmez."
Magnus arkadaki ağaca sırtını yaslayıp derin bir nefes almıştı.
"O kadına ne yapacağız?"
"Şu an için bir şey yapamayız. Bu olay çözülene kadar hayatta kalmalı."
"O Jace'in annesi."
"Kralı öldürmeye çalışan, kraliçeyi zehirleyen birisi o. Kaderi mutlaka idam olacaktır."
Magnus başını anladığını belirten şekilde salladı.
"Alec acı çekiyordu değil mi?"
"Magnus..."
"Öyle olduğunu biliyorum. Onun yanına gittiğimde bakışları bile farklıydı. Sesi farklıydı. Bana ihtiyacı vardı baba."