12✿ 'Sırtın güneşin önünde'

584 62 57
                                    

Taehyung

Nasıl mı hissediyordum? Berbat. Daha nasıl olabilir? Hayatım başkalarının elinde yazılan sayfalar gibiydi. Jisoo'dan koparılmıştım. Oğlumdan koparılmıştım. Daha ne hissedebilirdim?

Şimdi ise sahilde arabada oturmuş denizi izliyordum. Namjoon'un başıma getirdiği oyunlardan haberim vardı. Amacım sadece bir açığını yakalamaktı ki bunu da başarmıştım. Şimdi sadece o anın gelmesini bekliyordum.

Gözlerim dalgalara dalmıştı. Geçmiş ise gözlerimin önünde canlanıyordu.

6 yıl önce

Yağmur yağıyordu. Arabaya nasıl geçtiğimi nasıl kullanmaya başladığımı tamamen unutmuştum. Hatırladığım tek şey Namjoon'un Seok-Jin'e söylediği cümlelerdi.

"Sana Jisoo ve Taehyung'u ayıracağım demiştim."

"DNA testini değişmek yaptığımız en akıllıca şeydi."

Bağırarak direksiyona vuruyordum. Bir kaç saatlik yoldan sonra sonunda Busan'a varmıştım. Tökezleyerek arabadan indim. Yağmur çok fazlaydı, önünü bile göremiyordu insan. Bir kaç adım gittim. Sonunda bahçeye geçmiştim. Yaklaşıp kapıyı çaldım. "Jisoo.. Jisoo, aç kapıyı!"

Bir süre daha çalmıştım. "Jisoo!"

Sonunda kapı açılmıştı ama önümdeki Jisoo değildi, annesi Hyosun'tu. "Ne istiyorsun?"

"İnanıyorum.." Yutkunmuştum, darmadağındım. "..Seohyun benim oğlum, biliyorum."

"Artık çok geç! Bu ne hal!"

"Onu buraya çağır!"

Hyosun beni itmişti. "O artık başkasıyla evli ve çok mutlu! Duydun mu?!"

Kafamı sağa sola sallamıştım. "Hayır, hayır! Jisoo beni bırakmaz!"

"Hamile hatta! Seohyun'un da senden çok daha iyi bir babası var!"

Kaşlarımı çatmıştım. Duyduklarımın yalan olduğunu belli eder şekilde kafamı sağa sola sallamıştım. "O Taehyung'unu bırakmaz! Asla! Duydun mu beni, asla!"

"Ne istiyorsun ha?! Ben de anneyim!" Kadının gözleri yaşarmaya başlamıştı. "Senin psikopat ailen kızımı ne hâle soktu! Defolun gidin! O artık çok mutlu!"

Kadın yüzüme kapıyı kapattıktan sonra geriye dönmüştüm. Duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum. Jisoo benden vazgeçmişti, aşkımızdan vazgeçmişti. Tamam, biliyorum büyük hata yapmıştım ama.. ama içimden bir ses buna inanmak istemiyordu.

Hyosun'u kınamıyordum, siz de kınamayın. O sadece kızının mutlu olmasını ve üzülmemesini isteyen bir anneydi, onu anlıyordum çünkü ben de babaydım.

Şimdiki zaman

O geceyi zar zor hatırlıyordum. En son arabaya bindiğim ve kaza yaptığımı hatırlıyordum. Sonra bir kaç ay komada kaldıktan sonra uyanmıştım fakat yine de fazla yorulmama izin verilmiyordu.

Her şeyin üzerinden altı yıl geçmişti. Ben de oğlum bu karmaşanın ve cehennemin içinde yaşamasın diye onun için güzel bir hayat kurmaya çalışıyordum. Namjoon sonunda iflasın eşiğine gelmişti, Seok-Jin de artık pek başarılı doktor sayılmazdı.

Yine de tüm bunlar yeter miydi? Hayatımızı yeniden kurmaya? Jisoo başkasıyla evliydi üstelikte bir kızları vardı. Beni hep acıtan buydu zaten. Jisoo'ya başkası dokunmuştu hatta kızları olmuştu. Jisoo bana dönebilirdi hatta kızıyla bile kabul ederdim onu. Her ne kadar Yeseul'un yüzüne baktığımda Jisoo'nun beni unutuluşunu görsem de sevdiğim kadının kızını kabul ederdim.

Arabadan indim. Bu konuları düşünmek beni üzüyordu. Sahilde bileklik satan kadınlardan birisi bana yaklaşmıştı. "Yakışıklı abim, alır mısın birini?"

Hayır anlamında kafamı sallasam da sormaya devam etmişti. İç çektim ve gözlerimi bilekliklerde gezdirdim. Bir tanesi dikkatimi çekmişti. Mavi renkteydi. Onu gösterdim. "Bir tane mi alacaksın, yakışıklı abim? Aa olur mu öyle şey. Bunu da al." Bir tane de kırmızı bileklik göstermişti. Kafamı aşağı yukarı sallayıp parayı uzattım, üstü kalsın dedikten sonta o da gitmişti.

Mavi bilekliği elimde salladım. Seohyun'a güzel yakışacağını düşünerek arabaya geçmiştim.

Bu gün Jisoo ve Suho evlerinde değildi. Planlarını biliyordum. Fakat çocuklar evdeydi. Eve gidip bileziği verip dönecektim. Hızlı olup bilmeliydi.

Eve vardığımda arabayı biraz uzakta saklamıştım. Bilgisayarla evin kameralarına girmiştim, bir kaç dakikalık çalışmazlarsa sorun olmazdı. Kapüşonumu kafama çektim ve evin bahçesine geçtim. Evde dadıların olduğunu biliyordum, zaten ondan kaçıyordum.

Pencerenin önüne geldiğimde masada oturmuş çizim yapan küçük kızı görmüştüm. Burası odası olmalıydı. Yavaşça pencereyi çaldığımda gözlerini kocaman açıp cama dikmişti. Beni gördüğü anda sandalyeden inip koşarak pencereye yaklaştı ve altına küçük sandalye benzeri bir şey koyup kalktı pencereni açtı. "Tataaa!" Bana sıkıca sarıldığında gülerek ona sarılmıştım.

"Şş sakin ol. Her an yakalanabiliriz!"

"Tataa buraya nasıl geldin?"

Düşünür gibi yaptım. "Sizinle geldim."

"Bizimle mi?" Gözlerini yeniden kocaman açmıştı, düşünüyordu.

"Tabi ki sizinle." Parmağımı onun minik midesine dokundurdum. "Siz nereye giderseniz, ben de oraya giderim, bilmiyor musun?"

Gülümsemişti. "Ben seni farketmiştim ki."

"Nasılmış o?"

Gülümsemeye devam ediyordu. "Sırtın güneşin önünde o yüzden.." Kendi çizim defterini gösterdi, gözlerim çizim defterine kaymıştı. "..çizimime gölge düşüyordu." Onun bu haline gülümsemiştim. Bu senin için fazla bile Suho diye düşünmeden edememiştim.

"Şimdi söyle bakalım, abin nerede?"

"Oo.." Düşünüyordu. "..dadıyla alışverişe gitti."

"Sen yalnız mısın?"

Evet anlamında kafasını aşağı yukarı salladı.

"Hmm demek öyle. Peki ne zaman gelirler biliyor musun?"

Omuz silkmişti. Tabi nereden bilecekti? Ben de küçük kıza neler soruyordum.

Elimdeki bilekliği Yeseul'a uzattım.

"Aa bu ne?" Bilekliği dikkatle inceledi, küçük eline götürdü.

"Abin gelince verirsin tamam mı, ufaklık." Saçını karıştırmıştım. Kafasını kaldırıp gözlerini gözlerime dikti ve kafasıyla onayladı.

"Tataa.."

"Efendim?"

"Boşanmak ne demek?"

Kaşlarımı çatmıştım. "Nereden çıktı bu? Yani nereden duydun?"

"Annemle babam konuşurken duydum."

Kaşlarım istemsizce yukarı kalkmıştı.

"Yani annem ve babam boşanmak yapacakmış."

İç çekmiştim. İçimde doğan umuda engel olamıyordum, gülümsedim. "Çok güzel bir şey." Bu cümle nasıl ağzımdan çıkmıştı, inanın ben de anlamamıştım.

"Gerçekten mi?!" Gözlerinde mutluluklar büyüyordu.

Şimdi yalanlasam ne diyecektim hiç bilmiyordum. O yüzden sadece gülümsemeye devam ettim.

vsoo | Invitation (Davet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin