Barış'la beraber onun eşyalarını otelden almaya gelmiştik. Dediği gibi küçük bir yerdi. Eşyalarını hızlıca toparladıktan sonra beraber eve dönmüştük. Oturma odasında sessizce oturuyorduk. İkimiz de tek bir kelime dahi etmeden sessizce birbirimize bakıyorduk. Konuşmak için sesimi düzelttiğimde bana bakmıştı hemen. Ama sonra cesaretimi yitirip sustum. O da bana bakıyordu. Lucky kucağıma gelip oturmuştu. Onu okşayıp gülümsedim. "Ben uyuyorum Barış."
Barış bana bakarken beni başıyla onaylamıştı. "Gelmiyor musun?" "Ben biraz sonra uyuyacağım, sen uyu ama yoruldun zaten." "Yarın işe gidiyor musun?" Sesini düzeltirken ona baktım dikkatle. "Restoranı bıraktım." "Neden?" Barış'ın yanına otururken elindeki yüzüğe bakıp oynuyordu. "Barış neden? Mutluydun orada..." "Sen mutlu değildin orada olmamdan. Bir de bu son düşündüğünden sonra gidemezdim yeniden oraya. Bugün son işleri halledip bıraktım. Zaten umurumda değil artık mutlu olmak falan."
Barış'ın yanına oturup derin bir nefes aldım. "Benim umurumda. Sen mutlu olmazsan oğlumuz da olmaz, ben de olmam... Yapma böyle." "Bir şey istemiyorum. Basketbolunda olacağı yok zaten." "Haklısın. Ben de bırakayım işi. Evi ateşe verip ölmeyi bekleyelim. Ne dersin aşkım?" "Bana öyle seslenme hak etmiyorum." "Aşkımsın. O yüzden öyle sesleniyorum." "Hadi uyu sen, uykun gelmişti." Telefonunu bana uzatırken ona baktım sorgular gibi. "Sende kalsın, belki bu şekilde bana güvenirsin." "Barış..." "Tamam Nisa. Sorun yok."
"Al şunu saçmalama." Telefonunu uzattığımda geri almadı benden. "Evden de çıkmam zaten işsizliğe de alışığım." Derin bir nefes alıp telefonunu göğsüne doğru fırlattım. "Ya kadın neler dedi Barış, üzerine iş konuştum dedin! Yanlış anlamam normal değil mi?!" Barış ayağa kalkıp bileklerimi kavrarken derin bir nefes aldım. Hırsla beni duvara yaslarken dudağıma bir kaç öpücük bırakmıştı. "Senin için aklımı kaybettim! Ve seni aldattığımı düşündün!" Çenesinden tutup yüzünü sabitlerken gözlerine baktım. "Sen de benim seni aldattığımı sanmıştın!" "Ama sen boşanmak istedin!" "Sen de istedin Barış!"
Derin bir nefes alıp gözlerinin en içine baktım. "Ama aramızdaki fark ne biliyor musun? Ben daha önceden aldatıldığımı öğrendiğim için aklıma direkt o gelmişti. Sen bunu düşündüğünde ise ben seninle çok güzel zaman geçirmiştim." "Başkası seni aldattığı için ben de mi aldatacağım?" "Her kavgamızdan sonra geçmişte Cemal sana böyle yaptı ben onu yapmadım diyerek canımı mı yakacaksın?" Gözlerine hırsla bakarken derin bir nefes almıştı.
"Seni bırakıp ona dönmemden korkuyorsun. Bana güvenmiyorsun ve sana güvenmediğim için bana kızıyorsun. Çünkü zavallısın. Zavallı. Zavallı, zavallı..." Karnıma saplanan bir ağrıyla inledim. "Barış..." Barış panikle bana bakarken ağrıyla iki büklüm olmuştum. Beni kucağına alırken ona sarılıp derin nefesler aldım. "Çok canım yanıyor." "Hastaneye gidelim." Barış paniklemişken ona sıkıca sarıldım. "Tamam sakin arabanın anahtarını alalım." Nihayet arabaya binince derin nefesler alıp acıyla inliyordum. "Oğlum... Yapma, yapma sakın yapma." Hastaneye gelince Barış beni hemen kucağına almıştı.
...
Damla damla akan serumu izlerken sıkıntıyla bir nefes verdim. "Özür dilerim Barış tamam." Barış odada dönüp dururken karnımı okşayıp rahat bir nefes aldım. "Nisa yemek yememek nedir ya? Senin kendine ve oğlumuza dikkat etmen gerek." "Babası olarak bana destek olsaydın o zaman." "Benden boşanmak isterken seninle aynı evde bile duramazken sanki destek olmak istememişim gibi konuşamazsın benimle!" "Kapa çeneni bağırma bana!" Barış odada dönüp dururken kolumdaki seruma bakıp sıkıntıyla bir nefes verdim.
"Barış defol git beni strese sokuyorsun!" "Kapıdayım o zaman ben." "Eve git Barış ben arabayla dönerim. Seni istemiyorum, git! Git! Senin yüzünden buradayım zaten git! Oğluna bari zarar verme git! Bıktım senden! Bu tavırlarından bıktım! Yüzünü görmek istemiyorum! Git! DEFOL!" Barış bir şey demeden kapıyı çarpıp odadan çıktığında gözümü kapatıp derin bir nefes aldım. "Kapıyı yavaş kapat! Hayvan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanfictionNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...