Koskaca 2 haftadır evdeydi Jaemin. Ne dışarı çıkabiliyor ne de Jeno, Renjun ve Haechan ile konuşabiliyordu. Çok özlemişti onları. Özellikle de Jeno'yu. Dudaklarını hâlâ kendi dudaklarında, ellerini kendi vücudunda hissediyordu. Unutamıyordu o geceyi. O gece odasında yaşanılan şeyler onu deli ediyordu. Ne zaman odasından çıksa, geri geldiğinde o sahneler gözünde canlanıyor ve binlerce kez daha istiyordu aynı şeyleri yaşamayı. Çünkü Jaemin nefes alamıyordu evin içinde ve ancak Jeno'nun dudakları onun nefes kaynağı olabilirdi.
Jaemin, Jeno'nun dudaklarında nefes almak istiyordu...
Ama yapabildiği tek şey sadece eve gelen öğretmenler ile ve verdikleri ödevlerle cebelleşmekti. Hepsi de birbirinden çirkef insanlardı. Cidden bu durum Jaemin'in hiç hoşuna gitmiyordu.
Bekliyordu... Babasının işi için yurt dışına veya şehir dışına çıkacağı günü bekliyordu. O gittiği gibi Jeno'ya haber verecek ve bu evden gidecekti. "Belki babamın aklı başına gelir" diye düşünüyordu. Bu düşüncesi gerçek olmayacaktı. Daha ters şeyler olacaktı ama geleceği hiçbirimiz bilemeyiz değil mi? Sırf bu yüzden sürekli boş şeyler uğruna dilekler diler, bir şeylere tutunmaya çalışırız. Aslında bizde biliriz tüm bu umutların, dileklerin boşuna olduğunu.
Jaemin'de tam olarak bunu yapıyordu. Yaşamak zorunda olduğu lanet olasıca evden sevdiği çocukla beraber kaçtıktan sonra her şeyin düzeleceğine inanıyordu. O da biliyordu hayatında kaosun eksik olmadığını, her yaşadığı mutluluğun ardından onu mahveden yeni şeyler geleceğini. En çok da dilediği, umut ettiği, tutunmaya çalıştığı şeylerin boşuna olduğunu...
Ama bu bir şeyi değiştirmiyordu. Kafasına koymuştu bir kere. Her ne kadar içinden bir ses onun gitmemesini söylese de zorla susturuyordu o sesi. "Seni dinlemeyeceğim bu sefer. Sonu kötü bitecekse bile, mutluluğum çok kısa sürecekse bile o mutluluğu yaşayacağım. Jeno ile olmanın huzurunu tadacağım." diyordu kendi kendine.
Çok geçmeden o huzuru yaşayabileceği zaman gelmişti. Yine dersleri ile uğraştığı günün sonunda babası eve gelmiş, beraber sofraya oturmuşlardı ve Jaemin'in mutluluktan havaya uçmasını sağlayacak şey sonunda söylenmişti. Babası üç günlüğüne şehir dışında olacaktı. Yola ise yarın sabah erkenden çıkacaktı.
Jaemin üzgün gibi davranıyordu ancak içinde filler tepiniyordu mutluluktan. Hemen Jeno'ya haber vermeliydi. Yarın her şeyi halledeceklerdi. Sonunda özgürlüğüne kavuşacaktı.
Jaemin yemeğini bitirdi ve tabağını mutfağa bıraktıktan sonra odasına çıktı. Yapabileceği tek şey kitap okumaktı. Normalde de çok kitap okurdu ama artık eskisinden daha fazla okuyordu. Çünkü derslerden sonra yapabilecek hiçbir şeyi yoktu. Sırf bu yüzden 2 hafta içerisinde tamı tamına 4 tane roman bitirmişti. Öyle ki konuları birbirine karışmıştı. Hangisinde ne anlatıldığını sorsak hepsini birbirine karıştırırdı.
Bugün ise 5.kitabına başlayacaktı. Yatağına oturdu ve uyuya kalana kadar, yani saatlerce kitap okudu...
•••••••••••••••••••••••••••
Ertesi sabah Jaemin uyandığında babası evde değildi. Heyecanla Yerin Teyze'nin yanına gitti. Ondan hiçbir şeyi gizlemek istemiyordu. Her şeyi anlattı bu yüzden. İzin alması çok zor olmuştu çünkü gitmesini istemiyordu. Yine de Yerin Teyze ona kıyamamış ve telefonunu Jaemin'e verip Jeno ile konuşmasına yardımcı olmuştu. Jaemin sevinçle Yerin Teyze'ye sarıldı ve hemen Jeno'yu aradı.
"Alo?"
"Jeno benim, Jaemin!"
"Hiii Jaemin'immmmm! Nasılsın?"
"İyiyim! Hemde çok iyiyim! Babam üç günlüğüne şehir dışında olacak. Beni gelip alabilirsin."
"Jaemin bunu yapmak istediğinden emin misin?"
"Bunu seninle daha önce de konuşmuştuk. Ben özgürlüğüme düşkün biriyim ama iki haftadır bu evde kapalıyım. Daha fazlasına katlanamam. Yapmak istemiyorsan tabii ki yapmak zorunda değilsin. Ben bir şekilde gider kendi başımın çaresine bakarım. Emin ol babam fark ettiği zaman aklı başına gelecek. Sadece beni eve kapatmakla ne kadar kötü bir şey yaptığını anlasın yeter."
"Peki Jaemin... Ne zaman gelmemi istersin?"
"Gece daha iyi olur sanırım. Sence?"
"Bence de gece daha iyi. Gündüz vakti tehlikeli olur. Sen hazırlan o zaman ben gece geleceğim."
"Tahminen saat kaçta gelirsin?"
"Saat 01.00 gibi gelirim. O saatlerde sakin olur her yer."
"Doğru söylüyorsun. Geleceksin ama değil mi?"
"Geleceğim tabii ki! Söz veriyorum. Hadi git hazırlan. Aksiyonlu bir gece geçireceğiz hehehehehe."
"Tamam görüşürüz. Yani umarım..."
"Görüşürüz Nana'm! Seni seviyorum~"
"Bende seni seviyorum~"
Jaemin yüzündeki buruk gülümseme ile telefonu kapatıp Yerin Teyze'ye baktı. Soran gözlerle bakıyordu Yerin Teyze ona.
"Ne? Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?"
"Seni seviyorum dedin? Bir de yanakların kızardı. Jaemin sizin aranızda bir şey mi var?! O gece eve geldiğinde ne yaptınız?! Bana doğruyu söyle!"
"Ya ne yapabiliriz? Konuştuk işte..."
"Nana yalan söyleme."
"Utanırım."
"O zaman ben söyleyeyim. Öpüştünüz değil mi?"
"Şey biraz..."
"DAHA İLERİ GİTTİNİZ Mİ?! OHA! AYAAYAAYYAYAYAYAYA!"
"Hayır Teyze, tabii ki daha ileri gitmedik. Ayrıca ben kızarsın sandım da sen şu an bayağı bir mutlusun?"
"Şey ben böyle şeyleri desteklerim de o yüzden. Bu arada Jeno iyi bir çocuk gibi duruyor. Onu kaybetme sakın. Ama daha tam tanımadan da aranızda ileri seviye şeyler olmasına izin verme. Babanın dediklerini de unutmaman lazım. Çok bağlanırsan ve sonradan hayal kırıklığı yaşayacağın şeyler olursa üzülürsün. Bunu hiçbirimiz istemeyiz..."
"Doğru söylüyorsun Teyze... Teşekkür ederim."
"Rica ederim Nana, önemli değil. Hadi git hazırlan. Birazdan öğretmenlerinin hepsi teker teker doluşur buraya."
"Öğk!"
"Öğkleme. Hadi!"
"Peki gidiyorum..."
Jaemin yavaş adımlarla odasına çıktı ve ders kitaplarını çıkarttı. Bugün yorucu bir gün olacaktı onun için...
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
!¡Daima NCT ile kalın¡!💚💚💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry lip balm | nomin.
Fanfiction"Seni okşamak ve yatağa yatırmak hoşuma gidiyor. Seni öpmek, seninle vakit geçirmek, sırlarını tutmak, her anınla ilgilenmek istiyorum." "Her hareketin bir zaafım ve ben sana bakmaktan çok hoşlanıyorum sevgilim. Sana sarılmak, seni beklemek, sana ta...