DOĞA İLE İÇ İÇE

19 4 3
                                    

Ece arabadan indi direkt çiftliğin önünde bekleyen anneannesine ve büyükbabasına sarıldı. Çiftliğin yanındaki eve geçtiler, bol bol konuştular ve hasret giderdiler. Birden anneannesi bir şey hatırlamış gibi ayağa kalktı. Dolaptan küçük bir kutu aldı ve Ece'ye verdi:
-"Bu senin."dedi. Ece'nin gözleri parladı. Kutuyu yavaşça açtı, içindekini görünce şok oldu. İçinde çok güzel, ayçiçekli bir kolye vardı. Ece'nin mutluluktan gözleri doldu ve anneannesine sarıldı. Ece çok duygusaldı ve küçük şeylere mutlu olabiliyordu. Duygusaldı ama yeri gelince güçlü olmayı da biliyordu.
-"Çok çok çok teşekkür ederim!" dedi Ece. Anneannesi kolyeyi Ece'nin boynuna taktı. Kolye, Ece'nin sarıya kaçan turuncu elbisesiyle çok güzel olmuştu.
-"Sana çok yakıştı prensesim." dedi annesi. Ece gülümsedi. Uzun süre konuştular. Sabah yedi buçukta gelmişlerdi ve saat 2 olmuştu Ece dışarıya hava almaya çıktı. Çimende biraz yürüdü ve durdu. Derin bir nefes aldı ve nefesini verirken gözlerini kapadı. Birkaç saniye gözünü kapalı tuttuktan sonra kendini birden çimenlere attı, gülmeye başladı. Hızla yerinden doğrulup çiçeklerin olduğu yere doğru koştu. Birkaç tane çiçek topladı ve onlarla renkli bir taç yaptı. On iki yaşındaydı ama hala çocuktu doğal olarak. Döne döne ilerledi. Başı dönünce dönmeyi bırakıp zıplamaya başladı. Kendini ahırda bulmuştu ki gülmeye başladı çünkü çok mutluydu. Gülerken gözüne bir at ilişti, at bembeyazdı, Ece onu tek boynuzlu bir ata benzeti. Atın yanına yaklaştı ve:
-"Sen ne kadar güzel bir atsın böyle?" dedi ve durdu. Sonra devam etti:
-"Ben ne yapacağımı biliyorum." dedi ve çiftliğin yanındaki eve gitti. Kağıt, ip ve pembe bir boyama kalemi aldı, atların yanına fırladı. Beyaz atın yanına gelince kağıdı acele acele boyadı ve bir koni haline getirdi. Koniye iki delik açtı ve ipi deliklerden geçirdi. Parti şapkasına benzemişti ama daha küçüktü. Koniyi beyaz atın kafasına geçirdi, artık tam bir tek boynuzlu at olmuştu. Ece kocaman gülümsedi:
-"Yarın pazar, yani yarın çiflikte atlara binme günü, yarın sana binmek istiyorum." dedi ve ahırdan zıplayarak uzaklaştı. Geri eve girdi zaten hava alması biraz uzamıştı, ailesi hala konuşuyordu. O da anneannesinin evindeki odasına girdi. Masasına oturdu. Anneannesi masasını dallarla süslemişti. Ece, kolyesinin ucunu tuttu ve gülmeyerek  masasındaki aynaya baktı. Dalararla saçını (sınıfta kalemler ile yaptığı gibi) iki yandan ton ton yaptı. O sırada anneannesi:
-"Ece, gelmesine çok sevineceğin birisi geldi." değince Ece heyecanla:
-"Yoksa babam mı döndü?" diyerek anneannesnin oldu odaya koştu. Anneannesi:
-"Hayır, Cemil!" dediği anda Ece yıkıldı. Anneannesinin olduğu odaya gelmişti. Anneannesinin yanında Cemil duruyordu. Ece'nin saçından bir dal düştü ve saçının yarısı açıldı diğer yarısının da kendisi dalı çekerek açtı. Ece Cemil'i tamamen unutmuştu, Cemil annesinin kuzeninin çocuğuydu. Ece, Cemil'i hiç sevmezdi çünkü Cemil neredeyse her şeyde Ece'den daha iyi idi. Ece'nin boyu ne uzun ne kısaydı, Cemil'in boyu ise çok uzundu. Ece'nin fen dışında tüm dersleri çok iyiydi, Cemil'in ise tüm dersleri çok iyiydi. Bunların dışında da Cemil çoğu şeyde daha iyiydi. Cemil Ece'ye sırıttı. Ece ise kaşlarını çattı. Anneannesi:
-"Cemil bizle bir ya da iki hafta kalacak." diyordu ama Ece duymuyordu. Tüm sesler gitmişti de sadece Cemil sırıtıyordu. Ece Cemil'e sinirle bakıyordu Cemil ise sırıtıyordu...

DEVAMI GELECEK

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bulutlar Nereye Gider?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin