Sanae ile banka oturduğumuz anda konuşmaya başlamıştım bile;
-Benden kaçıyormuşsun gibime geliyor.
-Senden kaçmam için bir sebep yok.
-O zaman niye böyle soğuk davranıyorsun? anlayamıyorum.
-Bak İzawa,bir süredir senin bu tavırlarını görmezden gelmek için uğraşıyorum ama artık dayanamıyorum!
-Nasıl yani??
-Eve giderken peşimden bana görünmediğini sanarak gelmeler, Sürekli benimle konuşmak istemeler falan filan.Eğer bana hislerin olduğunu anlamadığımı falan sanıyorsan boşuna uğraşma.Çünkü herşeyin farkındayım.
O an şok oldum ve ne yapacağımı bilmez vaziyette olayları kavramaya çalıştım ama tek başıma üstesinden gelebileceğim bir şey değildi.Kendimi tutamadım ve;
-Neden senin anlamadığını sanarak yapayım ki bunları?Ben zaten sana hislerimi söylemiştim ve biz seninle çıkıyorduk.Şimdi ne oldu da beni görmezden geliyorsun?Sen bitti dediğinde bitebilecek miyiz sence??
Sanae beni küçümsercesine bir gülümsemeden sonra bana takınabildiği en ciddi ve korkunç ifadeyle;
-Şaka mısın sen?
dediğinde aklım başında değildi.Sanki yarı uykulu yarı ölü gibiydim ve kendimi boşlukta hissediyordum.Bu iş gerçekten ciddileşmişti.
-Şaka mı?Beni sadece bir şaka olarak mı görüyorsun yani?Senin gözüne öyle mi göründüm sahiden?Söylesene!!Sana bu kadar alışmışken neden bana bunu yapıyorsun?Susma, cevap ver,bu kadar değersiz miyim senin gözünde?
dediğimde hıçkırarak ağlıyordum ve onu sorgulamaya çalışıyordum.Ama bana hiç cevap vermedi.Durdu,durdu ve en sonunda onun da gözünden birkaç damla yaş düştüğünü gördüm.Anlam veremedim ama kafama takılmıştı.Onun yüzünden ağlıyor olmama rağmen,hıçkırıklarıma rağmen Niye ağlıyorsun diye sorma gereği hissettim ve sordum da.Tüm samimiyetiyle elimi tuttu ve;
-Çünkü gerçekleşmeyecek hayallere kendimi kaptırmam.
dedi.Bunun altında büyük manalar yattığı belliydi ama ben o manayı bulabilecek durumda değildim ve bağırarak ;
-Gerçekleşmeyeceğine nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
diye sordum ve cevabı beni önce kısa süreli bir şoka sokup,ardından da yerini gülmeye bıraktığında ben bile kendimi anlayamıyordum.Sanae;
-Çünkü sen gerçekte var olmayan bir karaktersin.
dedi.Sinirle güldüm ve;
-Bu kadar aşağılanmaya ve saçmalığa gerçekten tahammül edemiyorum.Beni bu zor durumda bırakmak istemiyorsan bir daha görüşmeyelim.
dedim aslında bunu kalbim değil ağzım söylemişti.Asıl söylemek istediklerimi söyleseydim şu an çok daha farklı bir durumda olurdum.Ama cesaret edemedim ve olacaklara göz yummaktan başka yapacak bir şeyim kalmamıştı.Ama Sanae'nin söyledikleri bu denli saçma olamazdı.O her zaman mantıklı bir kızdı.Bunları neye dayanarak söylediğini anlamak için ona son sorumu sordum;
-Bu soru sana son sorum olacak.Sözlerimi bitirir bitirmez çekip gideceğim ama lütfen bana dürüst ol ve doğru cevabı ver,Benim var olmayan bir karakter olduğumu söylediğinde bu ne anlama geliyordu?
-Ne dediysem o anlama geliyordu.
-Fark ettiysen şu an anlayabilecek durumda değilim.Açıklamanı bekliyorum...
-Tamam o zaman,sen istedin.Şöyle ki sen gerçek bir insan değilsin,bir karaktersin.Çizgi roman karakteri.Seni ortaya çıkartan da benim.Seninle ilgili her şeyi,yaşadıklarını, hepsini kendimi avutabilmek için yaptım.Yani seninle bir ilgisi yoktu.Benimle bir ilgisi vardı.Çünkü Tsubasa'yı kıskandırmak,beni sevip sevmediğini öğrenmek istemiştim.Ama aklıma gelen ilk çözüm bu değildi tabiki.Aklıma ilk başta,okuldan bir erkek yanımdayken onu Tsubasa'yla tanıştırma fikri gelmişti.Ama bunu yapmadan önce aklıma,bu konuda bir çizgi roman yazabileceğim geldi.Kendi hayatımı çizgi roman haline getirecektim.Öyle de yaptım.Ama gerçek hayattan farklı olarak çizgi romana seni de ekledim.Birkaç ay geçmeden tıpkı çizgi romanımda çizdiğime benzeyen sen çıktın ortaya.Bu beni oldukça şaşırtmıştı elbette.Ama ben bu fırsatı kullandım ve amacıma ulaştım yani artık sana ihtiyacım yok çünkü Tsubasa'nın beni sevdiğini biliyorum.Ve seninle işim bittiği için seni azat ediyorum.İstediğin şeyleri yapabilirsin.
Cidden buna inanmamı mı bekliyor yani?E inanayım o zaman.Peki eğer ben bir insan değilsem Sanae'ye karşı hissettiklerim nasıl olabildi.Duygusu olan varlıklara insan denmiyor muydu??Peki ben,ben bu gruptan değil miyim?O kadar inandırıcı söylemesine gerek var mıydı gerçekten?Çünkü ciddi ciddi inanmıştım.Hatta başıma gelenler de bu teori sayesinde mantıklı olmaya başlamıştı.Mesela Tsubasa'yı bıçakladım korkusuna kapılmam ama öyle bir şey yapmamış olmam.Annem ve babamın benimle konuşmasını uzun süre beklemem ama uzun süre karşılık alamamam ve onların bana şaşırmaları...Hepsi de bu sayede mantıklı oluyordu ama ben...insan değilsem insanlar aleminde yaşamaya hakkım var mıydı???
Devam Edecek...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaptan Tsubasa 1:Seni Seviyorum
RandomAklı ondaydı...Ama bunu ona söyleyemiyordu.Çünkü Tsubasa'ya nasıl baktığını hatırlayınca ona hislerini anlatmaktan vazgeçiyordu.Ama Sanae'yi çok seviyordu. KAPTAN TSUBASA UYARLAMASIDIR.İzawa'nın Sanae'ye olan hislerini anlatan kısa hikaye...