Multimedia: Beyonce-Halo
Benim için herkes buraya en sevdiği şarkıyı bırakabilir mi? İyi okumalar..
"Saye, senin ne işin var burada?"
Selin de mi bu akşam yemeğe gelecekti? Asya bana bundan hiç bahsetmemişti. Şaşkın yüz ifademi toparlayarak düz bakışlarımı merak ve kıskançlık barındıran yüzüne sabitledim. Benim burada ne işim olduğunu sorgulamanın kendisine düştüğünü mü sanıyordu? Bu cüreti nereden alıyordu?
"Sanırım, bu soruyu benim sana sormam gerekiyordu."
Kaşları hafifçe çatıldığında gözlerim yolun karşısındaki heybetli cüssesiyle adım adım buraya yaklaşan Barın'a takıldı işte şimdi kadro tamamdı. Selin'i o mu davet etmişti? Bakışları ilk önce arkası ona dönük olan Selin'i buldu ardından kaşları havalandığında ifadesinden şaşırdığını anlamıştım. Selin'i burada görmeyi beklemiyor olmalıydı fakat o davet etmediyse kim davet etmişti?.- Şaşkın bakışları sonunda beni bulduğunda yüz ifadesi gevşedi ve dudağının kenarı saniyelik bir anda kıvrılır gibi oldu ya da ben öyle olduğunu sanmıştım.
"Selin?" Barın ona seslendiğinde kıskançlık ve merak barındıran gözlerini benden çekerek hızlıca arkasını döndü. Sesini duyduğu andaki heyecanı gözle görülür cinstendi.
"Barın, neredesin sen? Saatlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum."
Barın, bakışlarını Selin'den ayırarak bana döndüğünde ne zaman çattığımı fark etmediğim kaşlarımı kaldırarak bakışlarımı ona çevirdim. Benim önümde konuşmaktan rahatsız olmuştu sanırım. Gözlerimi devirerek kapının kolundaki elimi çektim ve onlara sırtımı dönüp içeriye doğru adımladım. İkisinin kafalarını birbirlerine çarpmak istiyordum. Ne halleri varsa görsünlerdi. Düşünüyordum da harika bir çift olabilirlerdi sonuçta ikisi de sinir bozucuydu. Dişlerimi gıcırdattım.
"Saye, kim gelmiş?"
Asya, elindeki mutfak havlusuyla bir yandan ellerini kurularken bir yandan da kapıya doğru bakıyordu. Omuzlarımı silkerek "Selin gelmiş." dediğimde gözleri şaşkınlıkla büyüdü ve dudakları aralandı fakat şaşkınlığı saniyeler içinde yerini kızgınlığa bırakmıştı. Görünüşe göre Asya da çağırmamıştı o halde bu kız ne diye gelmişti? Aslında sorunun cevabı gayet netti, elbette Barın için gelmişti.
"Ne işi varmış burada?"
"Barın için gelmiş sanırım, bilmiyorum."
Verdiğim cevapla kaşları daha da çatıldığında elindeki mutfak havlusunu mutfağa doğru rastgele fırlatarak kapıya doğru adımlarken o sırada kapı tamamen açıldı ve içeriye Barın girdi. Asya duraksamadan yanına ulaştığında kızgın bakışlarını Barın'a sabitlemişti bile.
"Neden gelmiş? Senin buraya geleceğini nereden biliyormuş? Ne dedi?" Asya, nefes almadan ardı arkası kesilmeksizin sorduğu sorularla Barın ellerini 'ben suçsuzum' dermişçesine kaldırdı. Asya'nın dili insanı canından bezdirebiliyordu.
"Hazırladığımız projede ufak bir sorun olmuş o da ulaşamayınca annemden burada olacağımı öğrenerek buraya gelmiş, bu kadar. Ben hallettim, sakinleş artık."
Asya ne kadar memnun görünmese de derin bir nefes verdiğinde onaylarcasına başını sallayarak arkasını döndü ve tekrardan mutfağa girdi. Demek proje için buraya kadar gelmişti. İçimden bir ses hiç de öyle olmadığını söylüyordu.
"Sen de mi buradaydın?"
Barın'ın iğneleyici ses tonuyla sorduğu soru ile kollarımı göğsümün altında çaprazladım ve dik bakışlarımı yüzünde sabitledim. Bulabildiği her an benimle uğraşmaktan vazgeçmiyordu hatta neredeyse bundan zevk aldığını düşünmeye başlayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYENDE
Teen Fiction''Filmin sonu nasıl bitiyor, söyler misin? Yani iyi mi kötü mü?'' O güzel öpülesi dudaklarıyla minik bir tebessüm armağan etti kalbime. Kalbim bu armağanı kabul edercesine hızlandı. ''Neden soruyorsun?'' ''Çünkü eğer kötü biterse izlemeyeceğim. Köt...