Jisoo
Gözlerimi açtım, doğrulmuştum. Dün olanlardan sonra kendimi fazlasıyla halsiz hissediyordum. Stres ve heyecan yüzünden midem bulanıyordu, büyük ihtimalle stres mideme dokunuyordu.
Ağzıma gelen acı tadın etkisiyle yüzümü büzüştürdüm. Örtüyü çekip yataktan kalktım ve pencereye yaklaştım. Pencereyi açtım ve derinden nefes aldım.
Düşünüyordum. Gerçekten Seok-Jin'in dedikleri doğru muydu? Zaten bu gün öğrenecektim çünkü annemi Seoul'a davet etmiştim. Bir kaç saat önce yazdığı mesajla yola koyulduğunu haber vermişti.
Pencereyi kapatıp aynaya yaklaştım ve solgun yüzümü izledim. Çocuklar beni böyle görmemeliydi. Yoksa hasta mısın diye sorup yoracaklardı. Makyaj masama geçip hafif makyaj yaptım.
+++
Çocuklarla beraber yemek yedikten sonra yola koyulmuştum. Bu gün fazla hastam vardı. Ayrıca Namjoon'un dosyasını ne yapmalıydım, hiç bilmiyordum.
Arabadan inip hastaneye geçtim. Basamaklara doğru giderken bir kadınla çarpışmıştık. Kadının etrafında bir kaç tane koruma vardı.
Odama geçtim ve ceketimi çıkarttım. Bir saat sonra hastam gelecekti. Asistanlardan birini çağırdım.
"Bana Kim Namjoon'la ilgili hastahanedeki tüm dosyaları getirin."
Asistan onaylayıp odadan çıkmıştı.
Belki de Namjoon'la ilgili hastahanede şaşıracağım başka bir dosya ile ilgili de karşılaşacaktım.
Bir süre sonra asistan gelmişti. "Hocam, bulduğum dosyalar bunlar."
Dosyaları önüme koymuştu. "Teşekkür ederim." Asistan odadan çıkmıştı.
Dosyaları açıp incelemeye koyuldum. Sadece aşı yaptırdığı zamanlar, kontrollere geldiği günler yazılmıştı. Oflayarak dosyaları araştırmaya devam ettim. Dosyalardan birinde farklı bir şeyle karşılaşmıştım. Kaşlarımı çattım. "Araba kazası... daha sonra koma.." Dosyanın kapağına baktığımda üzerinde Kim Taehyung yazıyordu. Dosya yavaşça elimden sıyrılıp masaya düştü. Elimi boynuma götürdüm, nefes alamıyor gibiydim. Asistan yanlışlıkla Taehyung'un da dosyasını getirmişti. Malum hastahanenin çalışanları baya sakardı ve Nayeon onlardan hep şikayetlenirdi.
Ayağa kalktım. Pencerenin önüne gittim ve derin nefes almaya koyuldum. Taehyung kaza geçirmişti hem de benim Amerikaya gittiğim gün ve ne tuhaf ki... neredeyse aynı saatlerde. Tabi şu an saati hatırlamam zordu ama kaza geç saatlerde olmuştu, benim de uçağım geç saatlerde kalkmıştı.
Elimi saçıma götürdüm. Saçımı geriye attım. Gözlerimi kapatmıştım. Düşünmeye çalışıyordum. O tarihte saat kaçta uçağımızın kalktığını fakat hatırlayamıyordum. Üzerinden altı sene geçmişti. Gözlerimi açtım. Hatırlamam mümkün gibi durmuyordu ama onu hava limanında beklerken o araba kazası geçirmiş, hayatta kalmak için ölümle savaşmıştı.
Bir süre sonra kapı çaldı ve hasta içeri geçti.
+++
Seok-Jin
Kafamı geriye yaslamıştım. Dünden beri hastahaneden çıkmamıştım. Şimdi ise tavanı izliyordum.
Odamdaki televizyon açıktı ve bir dizi gidiyordu. Genelde bu saatlerde dizinin tekrarına bakardım. Dizinin başrol kızını fazla başarılı bulduğum için izliyordum. Fakat şu an hiç tadım yoktu.
Jisoo'ya sonunda içimdekileri kusmuştum. Babasının günahlarını yüzüne çarpmıştım. Ben aptal değildim. Jisoo suçsuzdu, biliyordum fakat bu konuda birisi ceza çekmeliyse o da Jisoo'nun babasıydı. Babası yoksa kızı çekerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | Invitation (Davet)
FanficJisoo kafasını geriye, koltuğa yasladı. Taehyung'ın onun ismini sırtına dövme yaptırdığı günü hatırlıyordu. Hatta o gün fazlasıyla şaşırmıştı. Bu şarkıyı sevdiğini ve beraber şarkıları olmasını istediğini söylediğinde Taehyung bunu kabul etmiş, erte...