"Beynim değil kalbim sana dargın kuzen..."
Sabah gözlerimi açtığımda Kerem başımda dikilmiş öylece duruyordu.
"Günaydın Kaan hazretleri nasılsınız?"
"Allah aşkına sabah sabah ne işin var burada?"Bu herif beni asla rahat bırakmıyordu.
"Seni almaya geldim.Merve çoktan çıktı zaten.Aras birazdan gelecek hazır ol!"
"Nereye gidiyoruz oğlum?"
"Cehennemin dibine gitmeyi planlıyoruz."Çok komik bir arkadaşa sahiptim.Mizahi açıdan çok iyiydi...
Keremin üstüme fırlattığı tişörtü üzerime geçirdikten sonra tuvalete gidip aynada darmadağan olan saçlarıma bakıyordum.
"Allah belanı versin Kaan şu tipe bak!"Saçımı düzelttikten sonra Keremin arkasından evden çıkmıştım.
Aşağı indiğimizde Aras arabaya yaslanmış bir şekilde bizi bekliyordu.Arabanın önünde durduğumuzda içeriden inen Buseyi gördüm.Sevinçli bir şekilde bize el sallıyordu.
"Nerde kaldınız be!"Aras yeni uyanıp,bizi çok beklediğini ifadesinden belli ederken çoktan arabaya binmiştik.
"Sen ne ara ehliyet aldın?"Soruma karşın sadece gülmüştü.Onun bu kadar büyümüş olması beni şaşırtıyordu.
"Eee nereye gidiyoruz?"
"Sende mi bilmiyorsun?"Tek bilmeyenin ben olmamam beni mutlu etmişti.Ama Buse ile ikimizde asla sorumuza cevap alamamıştık.Yoldan Berke,Masal ve Burcuyu da almıştık.
Yol boyunca kimse konuşmamıştı.Aras ve Kerem de nereye gittiğimize dair hiç bir bilgi vermemişlerdi.Bir saatlik yolun sonunda Aras arabayı bir sahil yoluna sokmuştu.Ağaçların içinden uzun süre gittikten sonra karşımızda masmavi deniz belirmişti.
"Yaa çok güzel."Masal kendini cama yapıştırıp denizi izlemeye çalışıyordu.
Sonunda araba durduğunda herkes hızlıca arabadan inmişti.Deniz doğru herkes koşarken ben de arkalarından ağır adımlar ile ilerliyordum.Aras da benim arkamda durmuş.Hüzünlü bir yüz ifadesi ile denize ve bizimkilere bakıyordu.Bir kaç saniye sonra yanıma gelip durmuştu.
"En son buraya gelmiştik..."
"En son burada gülmüştük."
2 yıl olmuştu.
"Dün gibi hatırlıyorum.Berke ve Masal kışın o soğukta denize girip hasta olmuşlardı.Burcu her yerde fotoğraf çekiniyor,Keremi peşinde sürüklüyordu.Buse ve Tuğçe"Sustu.O an anlamıştım.Kelimeler boğazında takılı kalmıştı.Elini yumruk yapıp sıktığını gördüm.Yutkunduktan sonra konuşmaya devam etti.
"Buse ve Tuğçe ise Masal ve Berkeye gülüyordu.Onlar ile uğraşıyorlardı."Yine susmuştu.Gözünün dolduğunu fark ettim.
"Peki biz ne yapıyorduk Aras?"
"Ben Tuğçeyi izliyordum.Bak tam şurada."Eliyle kumsalda olan ağaçlardan birini gösterdi.Onlara yaslanıp Tuğçeyi izliyordu.
"Sen de her zaman olduğu gibi kumlara oturmuş denizi izliyordun.Hiç dikkatini bozmadan."
Öyleydi.Eğer ortamda deniz varsa izleyebileceğim başka bir şey olmuyordu.
"Kaan bana hala kızgınsın.Ama ben de çok yaralıyım Kaan."Sesi titriyordu.Arası ilk defa böyle görüyordum.Buraya gelmemiz bir hataydı.
"Benim yarama sebep olanlardansın Aras.Beynim değil kalbim dargın sana."Öyleydi.Mantıken onu affetmiştim.Ama kalben değildi.Ona olan kızgınlığım geçmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizdeki Gökyüzü
Teen FictionBazı gerçekler vardır ölüm gibi saklanan,bazı insanlar vardır ölüm gibi sessiz dolaşan... Aras ve Kaan birbirine zıt iki karekter,ama deniz ve gökyüzü gibi birbirine ömürleri boyu bakmak zorunda olan iki kişi. Hayatlarındaki her kayıbı bir yıldıza k...