Kocaman bir binanın önünde durduk. Nasıl yani Ash bu kadar zengin miydi. Bu apartmandan nasıl bir daire satın almıştı. Binaya öylece hayran hayran bakıyordum.
"Ne oldu onii-chan ev çok mu büyük geldi?" Etrafımız çok kalabalıktı bu yüzden kahkahayı basmamıştı. Ama kendini ne kadar zor tuttuğunu görebiliyordum.
"Burda mı yaşatacağız yani?"
"Evet yoksa malikâne mi istersiniz?" Hala dalga geçiyordu. Trip atar gibi arkamı dönüp yürümeye başladım. Gerçi nereye gideceğimi bilmiyordum. Zaten Ash'in beni elimden tutup durdurmasıyla bunu düşünmeme gerek kalmamıştı.
"Ne oldu trip mi atıyorsun bana?" Hala dalga geçiyordu. Elimi elinden kurtarıp hiçbirşey demeyip önden gitmesi için işaret ettim. Trip atmaya devam ediyordum Ash ise bu halime gülmemek için kendini zor tutuyordu. Sonunda daireye vardığımızda şok olmuştum. Sadece salon bizim ev kadardı. Ben büyülenmiş gibi bakarken Ash uzun zamandır tuttuğu gülüşü dışarı bıraktı. Deli gibi gülüyordu. Onu gülerken görünce benimde yüzümde bir tebessüm oluştu. Ama sonra hemen o gülüşü saklayıp pencereye bakan pufun üstüne oturdum. Trip atmaya devam edecektim çünkü. Bir süre sonra omzumda hissettiğim elle irkildim. Bu Ash'tı tam eli.le omzundaki elini attıracaktım ki arkadan bana sarıldığını hissettim. Çok sıcaktı ama eleri sanki bir ölünün cildi gibi soğuktu. Ash birden kafasını omzuma dayadı. Şaşkınlığım daha geçmeden konuşma- ya başladı.
"Seni bir daha göremem sanmıştım... Seni bir daha gördüğüm için o kadar mutluyum ki... Ne istersen yaparım nolur bir daha beni bırakma... Yalvarırım E-Eiji..." Şoklarıma şok katmakta üstüne yoktu. Ama ben ona bir söz vermiştim bu yüzden şimdi sussam ve onun ağlamasını dinlerken burda oturup donmak olmazdı. Bu yüzden önce ona dönüp sarıldım.
"Ash ben sana bir söz verdim... Sözüm gerçekleşene kadar hatta gerçekleştik- ten sonra bile seni bırakmaya niyetim yok... Nolur böyle yapma tamam mı?" Ash gözlerini sildikten sonra evet anlamında başını salladı.
"Kahve içer misin Ash?" Hala kendini toparlayamamıştıbüyük ihtimal. Çünkü sadece evet anlamında başını salladı. Ben de mutfağa gidip kahveyi aramaya başladım. Bulduğum gibide iki tane kahve yapıp içeri gittim. Ash telefonunda çok ciddi bir şekilde birşeyler yapıyordu. Ve tabiki ağzım yine benden izinsiz haraket etmeye karar verdi.
"Neye bakıyorsun Ash?" Al işte niye yaptın ki bunu. Ne gerek vardı. Daha modu yeni yükseliyordu. Şimdi geri aşşağı inecekti.
" Belki Shorter ile ilgili birşeyler bulurum diye bakıyorum..." Telefondan kafasını kaldırmamıştı bile. Shorter diyince aklıma ölümüm gelmişti. Bende ölüm tarihimi Ash'a sormanın iyi bir fikir olmadığını düşünürken haberlerde aramak aklıma geldi. Artık bende ciddi ciddi telefonuma bakıyordum. Tabi hiçbirşey bulamadım dino itibarı için hepsini kaldırmış olmalıydı. O an tek çarenin Ash olduğunu anladım.
"Immm şey....Ash bir şey sorabilir miyim?"
"Hı hı..." Hala telefona bakıyordu.
" Ben ne zaman öldüm..." O an ilk kez telefonundan başını kaldırıp bana baktı. Bir süre konuşmadı. Sadece gözümün içine bakıyordu.
"16 Mart." NE! Ama hava şuan hiç Mart gibi değildi. Yani öldükten sonra hemen bir sonraki gün uyanmıyor muyduk?
"B-bugünün tarihi ne?"
"5 Ağustos."
"NE! Yani öldükten bir gün sonra uyanmıyor muyuz?" O an Ash'de şaşırmıştı.
" Sen birkaç ay önce uyanmadın mı?"
"Hayır daha bir gün bile olmadı." Ash bana sanki hayalet görmüş gibiydi.
" Yani Shorter hala hayatta olmayabilir mi demek bu? Ama... kimin ne zaman hayata döneceğinin zamanı nasıl belirleniyor." Ash de bende sadece düşünüyorduk. Sadece yoldan geçen arabaların sesi duyuluyordu. Ama Ash sessizliği bozdu.
" Yoksa...vücutlarının aldığı hasar ve vücudun kendini iyileştirmesi ile alakalı olabilir mi?" Dedikleri mantıklı gelmişti ama ben bu mantıklılığı salak sorumla bozdum. Bu salak sorularım yüzünden kendimden nefret ediyordum.
"Shorter nasıl öldü?" Ash her zamanki gibi olayı sindirmek için bir süre sessiz kaldı. En azından salak ben gibi herşeyi sormuyordu.
" Uyuşturucudan delirmişti elindeki bıçakla...k-kendine zarar verirken öldü..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Başka Zaman
Fanfic⚠️dikkat⚠️ ash×eiji gay kan drama Ash ve Eiji birçok insanla bir simülasyonun içindedir bu simülasyonun özelliği gerçekten mutlu olup gerçek aşkı bulmaya çalışmaktır. Ayrıca her öldüğünüzde tüm anılarınız silinerek kaldığınız yerden hiçbirşey hatırl...