La Loba ispanyolca Kurt Kadın demektir.-Ama daha bir değişik türü-Birçok ismi vardır: La Huesera (Kemik Kadın), La Trapera (Toplayıcı Kadın) ve La Loba (Kurt Kadın). La Loba'nın tek işi kemik toplamaktır. Özellikle dünyadan kaybolma tehlikesinde olanları toplayıp korur ve saklar. Mağarası her cinsten yaratığın kemikleriyle doludur: Geyik, çıngıraklı yılan, karga. Ama uzamnlık alanı kurtlardır.
Montana'larda (Dağlarda), arrayo'larda (Kurumuş dere yataklarında) kurt kemikleri arayarak toprağı didik, didik eder, sürünür, emekler. Bütün bir iskeleti bir araya getirdiğinde, son kemik yerine yerleşip yaratığın güzelim beyaz heykeli gözlerinin önüne uzanıverdiğinde, ateşin yanına oturur ve hangi şarkıyı söyleyeceğini düşünür.
La Loba, topladığı kemiklerin üstüne şarkı söyler. Şarkı söylemek, ruh-sesini kullanmak demektir. Soluk yoluyla, kişinin gerçek gücünü ve ihtiyacını dile getirmek, rahatsızlık çeken ya da eski gücüne kavuşma ihtiyacı duyan şeye ruhunu üflemek demektir. Bu, Vahşi benlikle ilişki arzusu taşana, ardından da ruh bu zihinsel çerçeveden konuşana kadar en derin, en büyük sevgi ve hislere inilerek gerçekleştirilir. Kemiklerin üstüne şarkı söylemek işte budur.
La Loba, çöldeki yaşlı kemik koleksiyoncusudur. Arketipsel simgecilikte kemikler tahrip edilemez gücü temsil eder. Kolaylıkla kendilerini teslim etmezler. Yapıları gereği yanmaları zor, ezilip toz haline getirilmeleri neredeyse olanaksızdır. Mit ve öykülerde tahrip edilemez ruh-tininini temsil ederler. Ruh-tininin yaralanabileceğini, hatta sakatlanabileceğini, ama onu öldürmenin neredeyse imkânsız olduğunu biliyoruz.Ruhu çökertebilir ve eğebilirsiniz. İncitip derin yara izleri oluşturabilirsiniz. Üzerinde hastalık lekeleri, korku ürünü yanık işaretleri bırakabilirsiniz. Ama o ölmez, çünkü altdünyasındaki La Loba tarafından korunur. O, kemikleri hem bulur, hem de yaşatır.
Kemikler ete acı verecek kadar sert ve delip geçecek kadar keskindir. Eski kemikler bir ipe dizilirse cam gibi çınlar. Yaşayanların kemikleri canlıdır ve kendi çaplarında yaratma gücüne sahiptir; sürekli yenilenirler. Canlı bir kemiğin üstünde garip bir yumuşaklığa sahip bir "deri" vardır. Kendini tamir edecek bazı güçleri olduğu görünmektedir. Kurumuş bir kemik bile küçük canlı yaratıkların yuvası olur.