Önceki bölümde her şey yerli yerine oturdu bence şimdide biraz kaos yapalımm. İyi okumalar💙💙.
Gözlerimi açtığımda Burak yanımda yoktu. Etrafıma bakındım ama odada kimse yoktu. Komodinin üzerinden telefonumu aldım. Saat onikiye doğru geliyordu. Bu ilaçlar yüzünden çok uyuyordum. Hemen annemi aradım. Dün gece apartopar gitmişti. Ne olduğunu merak ediyordum. Aradım ama telefonu kapalıydı başına bir şey mi geldi acaba diye düşünmeden edemiyordum. Çünkü bu tarz durumlarda aklım bana yardımcı olmak yerine en kötü senaryoları yazmakla meşguldü. Yatağımın yanında duran zile bastım. Kısa süre sonra içeriye bir hemşire girdi.
Hemşire "tünaydın eylül hanım. Bir şey mi istemiştiniz?"
"Tünaydın. Bir şey istemiyorum. Sadece refakatçilerim nerede onu soracaktım."
Hemşire "ah! Onlar mı? Az önce kafeterya ya indiler."
"Şey beni oraya götürebilir misiniz?"
Hemşire "tabiki." dedi ve bir hasta bakıcıyı çağırdı. İkisi çok hızlı ve güzel bir şekilde beni sandalyeye oturttu ve alt kata indirdi. Asansörden indiğimizde
"Bundan sonrasını ben giderim. Arkadaşlarım geri götürür zaten beni odama. Teşekkür ederim." dedim ve hemşirenin yanından ayrıldım. Biraz ilerledikten sonra bir masanın etrafında selin,mert,serhat,elif ve berkenin oturduğunu gördüm. Burak buralarda yoktu. Arabanın tekerlerini ittirerek yanlarına gittim. Kısa süre sonra beni fark ettiler.
Selin "kuzum senin burada ne işin var nasıl indin buraya?"
"Hemşire yardım etti. Siz burada ne yapıyorsunuz? Ayrıca bir şey mi oldu? Yüzünüzün hali ne?"
Selin "ne olabilirki kuzum? Oturuyorduk işte öyle."
"Burak nerede?" herkes bir anlığına birbirlerine baktı. Kesin bir şey vardı ve bana söylemiyorlardı.
Mert "eylül seninle konuşmamız gereken şeyler var." sandalyelerini araladılar ve beni masanın önüne çektiler.
"Dinliyorum mert?"
Mert "şey Burak dün gecenin bir yarısı beni aradı. Sesi çok kötü geliyordu. Dün gece olanları anlattı bana. Sanırım annenin peşinden gitti o da ama ikisinden de dün geceden beri haber alamıyoruz."
"Nasıl haber alamıyoruz? Neredeler?"
Mert "nerede olduklarını bilmiyoruz. Aslında bunu sen bize söylersin diye düşünüyorduk."
"En son annem küçük bankasına gidicekti."
Mert "neden?"
"Kolyeden çıkan kâğıtta o yazıyordu."
Mert "tamam. Nerede bu banka bilen var mı?"
"Ben biliyorum ama beni de götürürseniz söylerim."
Selin "saçmalama kuzum. Bu halde hastaneden çıkamazsın."
"Bal gibide çıkarım!"Yarım saat kadar olan tartışmamızın sonunda ben kazanmıştım. Şuan arabada küçük bankasına doğru gidiyorduk.
Mert "kâğıtta tam olarak ne yazıyordu hatırlıyor musun?"
"Sadece kasa nosunu hatırlıyorum. Şifre aklımda kalmadı."
Mert "tamam. O da yeter bence. Hiç değilse annenin bu sabah oraya gidip gitmediğini öğreniriz." kısa süre içinde bankaya varmıştık. İçeriye hep birlikte girdik. Sıra alıp sıramıxın gelmesini bekledik. Daha sonra sıramız gelince mert ve ben içeriye girdik. Diğerlerinin kapıda bizi beklemesini söyledik. İçeriye girdiğimizde tatlı bir kadın bizi karşıladı.
Kadın "buyurun ne için gelmiştiniz?"
"İyi günler biz bir şey sormak için gelmiştik."
Kadın "tabi buyurun?"
"Bir kasa numarasını soracaktık. Bu sabah buraya bu numaralı kasayı sormaya gelen oldu mu diye merak ediyorduk."
Kadın "numarası nedir?"
"2217."
Kadın "kasa sahibinin nesi oluyorsunuz?"
"Kızıyım." dedim. Kadın bilgisayardan bir kaç şeye tıkladıktan sonra konuşmaya başladı.
Kadın "bugün bu kasa boşaltılmış hanımefendi." dedi. Kısa bir süre daha konuşup dışarıya çıktık. Nereye gitmiş olabilirlerdi?Yaklaşık yarım saat önce annem aramış ve nerede olduğumuzu sormuştu. Sanırım sonunda hastaneye dönmüş ve çıktığımızı öğrenmişti. Hızlı bir şekilde hastaneye girdik. Annemler büyük ihtimalle kafeteryadaydılar. Hızlıca oraya doğru gittik. Burak ve annem bir masaya oturmuş çay içiyorlardı. Yanlarına vardığımızda annem ayağa kalktı ve bana sarıldı.
Melike "kızım nerelerdesiniz merak ettik."
"Asıl siz nerdesinjz anne? Dünden beri yoksunuz!" annem küçük bir nefes bırakıp yerine oturdu. Herkes sandalye çekip masanın etrafına oturdu.
Melike "dedenin yanına gittik."
"Burakla mı?"
Melike "evet. Babanın kasasından ortağının pis işlerinin kanıtları çıktı. Belgelerin hepsini kasaya koymuş. Dedene götürdük. Bir kaç saat içinde adamı bulacaktır."
"Onca yaptığından sonra nasıl ona güvenebildiniz?"
Melike "deden seninle görüşmek karşılığında kabul etti."
"Size onca şey yaşatan adamla bir de görüşmemi mi istiyorsun anne?!"
Melike "kızım her ne olursa olsun o senin deden. Lütfen."
"Tamam anne sen üzülme. Babam için görüşücem." burağa döndüm. Gözlerinden nasıl bir ruh hali içinde olduğunu anlayamıyordum. Sandalyemin yavaşça tekerlerini çevirerek burağın yanına gittim ve elini tuttum. Başını masadan kaldırdı ve bana baktı. Ona sıcak bir gülümseme gönderdim. Aynı şekilde karşılık verdi. Önüne dönüp diğerlerinin konuşmasına katıldı. Bende omzuna başımı yasladım ve elini daha sıkı tuttum. Birden elif konuşmaya başladı.
Elif " bira dakika bir dakika."
Serhat "noldu?"
Elif "saat kaç?"
Serhat "üçe geliyor. Bir şey mi oldu?"
Elif "e saat dörtte eylülün fizik tedavi dersi var. Kalkın hadi." dedi. Hepimiz bunu unutmuştuk. Hepimiz ayaklandık. Annemi eve gidip dinlenmesi için ikna ettim. Burağıda ikna etmeye çalışsamda hiç bir gere gitmemişti.Bugün esneme derslerim vardı. Bacaklarımı öne doğru kaldırıp indirecektim. Tabiki birinin yardımıyla! Bunu tek başıma yapacak gücüm yoktu. Burak hemen önüme geçip diz çöktü ve doktorun dediği hareketleri yapmama yardım etmeye başladı. Sanırım onunda kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Bu her halinden belliydi. Benim sakatlanmam, kolyeleri bulmamız, annesinin ölümü derken resmen çökmüştü. Onun için bir şeyler yapmam lazımdı. Onun için bu tekerlekli sandalyeden en hızlı şekilde kurtulmam lazımdı.
Ders bittikten sonra bizimkileri evlerine yolladım. Hepsi bugün yorulmuşlardı. En çok burağın yorulmasına rağmen hâlâ gitmemişti. Üstüne bu gece yanımda refakatçi kalmak istemişti. Odama geldiğimizde beni direk yatağa yatırdı ve sandalyemi toplayıp koltuğun yanına kaldırdı. O sırada yatakta yana kayıp ona yer açtım. Yavaşça gelip yanıma uzandı. Ona sarılmamla birlikte saçlarımla oynamaya başlaması bir oldu.
"Burak?"
"Efendim güzelim?"
"İyi olmadığını biliyorum. Bu her halinden belli ama bunlarda geçicek. Bu günlerde biticek. O şerefsiz yakalanacak. Ben senin her zaman yanında olacağım."
"Biliyorum güzelim. Bende senin her zaman yanında olacağım. Hem iyi oldu kolyeleri fark etmemiz."
"Nasıl yani?"
"Annenin bu zamana kadar hep trafik kazası sonucu öldüğünü zannediyordum. Şimdiyse bir cinayete kurban gittiğini öğrenmiş oldum."
"Yinede bunlar benim suçummuş gibi hissettiriyor."
"Yapma böyle güzelim. Bu hikayede ne senin ne benim ne de ebeveynlerimizin sucu var. Hem baban ve deden sayesinde o şerefsiz yakalanacak. Bu kolyeleri bulmamız her ne kadar bize aci versede iyi oldu."
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? İlk annem anlattığında ben... Annenin babam yüzünden öldüğünü ve seninde beni, bizi suçlayacağını zannetmiştim. Çok korkmuştum." Burak yavaşça kafamı kaldırdı.
"Eylül! Bu saçma düşünceleri hemen kafandan at! Bu ikimizinde suçu değil! Bir daha böyle söylemeni hatta düşünmeni bile istemiyorum." dedi. Ona içten bir gülümseme gönderip tekrar ona sokularak uyumaya çalıştım.
"Burak?"
"Efendim?"
"Sen başıma gelen en güzel şeysin." Burak güldü ve bana doğru eğildi.
"Sende benim başıma gelen en güzel şeysin." dedi ve ilk önce alnımdan sonrada dudağımdan öpüp geri çekildi.
O iyiki vardı. Burak iyiki hayatıma girmişti. İyiki onu Sevmiştim. İyiki 'biz' olmuştuk. Söylenecek o kadar çok iyiki vardı ki bunların hepsini saymaya vaktim olmadan burağın kollarının arasında uykuya daldım.Oy↙↙↙ ve yorum atmayı lütfen unutmayın. Sizleri seviyorum. Destek mesajlarınızıda alıyorum. Okurken çok mutlu oluyorum. Daha çok yazasım geliyor😁. İyiki varsınız gençlerrr💙💙💙...
Bu arada size önemli bir şey söylemem gerek. Sizin fikrinizide almak istedim. Serhat karakterini kitaptan çıkarmak istiyorum. Onun yerine belki başka birini ilerleyen zamanlarda getirebilirim ama siz ne dersiniz? Yeni bir tanışma flört sevgililik görmek ister misiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete Güzeli
Teen FictionBirbirlerine düşman olan iki üvey kardeş ve çeteleri... Ve bu iki çete arasında kalan bir çete güzeli... İki çeteninde ilgisini çeken eylül bakalım bu durumun içinden nasıl çıkacak? Bu roman amatörce yazılmıştır. Lütfen yorumlarınızla yardımcı...