fraud & snake

1.7K 145 148
                                    

İyi okumalar!

Tam yetmiş beş dakikadır otelin barındalardı. Yani adamın tam istedikleri kıvama gelmesi için on beş, bilemedin en fazla yarım saat daha kalmıştı. Ki bu Taehyung için işlerinin en zorlayıcı kısmı olabilirdi: bu adamların kıvama gelmelerini izlemek. Gözlerinin parlamasını görmek, akıllarından geçen çirkin düşünceleri aç çehrelerinden okuyabilmek, ellerine sahip çıkmakta zorlandıklarını, bazen ise hiç sahip çıkma zahmetine girmediklerini görmek, bunların hepsi zorlayıcıydı. Bu işi ne kadar uzun süredir yaptıklarını düşününce şimdiye kadar alışık olması gerekirdi ancak derinliklerindeki ilkel ve sahiplenici şeye söz geçiremiyordu.

Deminden beri elinde tuttuğu ve içindeki buzların birbirine değmesini izlemeye çalıştığı kadehinden bir yudum aldı. Artık yüzünü buruşturmuyordu, en azından buna alışmıştı. Uzak solundan tanıdık kahkaha sesini duyunca istemsizce başını kaldırıp oraya bakmak zorunda kaldı. Kırmızı elbisenin yırtmacından kendini belli eden çıplak bacaklara, boyunu olduğundan daha uzun gösteren topuklulara, uzun sarı saçlara, gözlerinin güzelliğini daha da ön plana çıkaran kedi makyajına, kırmızı rujlu dolgun dudaklara baktı. Sonra ister istemez yanındaki adama kaydı bakışları, ellerini sarışının ince beline koymasını, bir şey söylemeye çalışırken neredeyse ağzının içine düşmesini, belindeki elini arsızca aşağıya indirmeye çalışmasını da görmek zorunda kaldı. Ama sarışın bu istenmeyen dokunuşlardan nasıl kaçması gerektiğini biliyordu, hatta uzmanlık alanlarından biriydi. Bu dokunuşlardan sadece rahatsız olduğu için değil, hem de karşısındaki kişinin ona erkenden doymasını engellemek için kaçıyordu. Çünkü ne olur olsun gecenin sonu otel odasında bitmeliydi, o odaya çıkmayı isteyecek kadar merak etmeliydi, arzularına mutlaka yenik düşmeliydi ve sarışının ona izin verdiğinden çok daha fazlasını istemeliydi. Sarışın da ona istediğini vereceğini düşündürmeliydi, ama şimdi değil, burada, herkesin içinde değil, otel odasının dört duvarı ve kimsesizliği arasında.

Viskisinden bir yudum daha alınca sarışınla göz göze geldiler, sarışın bakışlarını ondan ayırmadan bir şey söylemek için bir elini adamın boynuna atarak kulağına eğildi. Dudaklarını ne kadar yavaş oynattığını Taehyung oradan görebiliyordu, söylediklerinin de ne tarz şeyler olduğunu hayal edebiliyordu. Karnından yükselen korkunç sıcaklığa rağmen içindeki dürtülere teslim olmadı: oraya gidip adamın işini erkenden bitirmedi. Taehyung dürtülerini kontrol etmesini iyi bilirdi, ve dürtülerini ne zaman serbest bırakması gerektiğini de. İkincinin de kendi zamanı vardı.

Gözlerini hala onlardan çekmemişti, iyi ki, çünkü o an sarışının adamın boynundaki elini açıp beklenen işareti verdiğini gördü. Kaç parmak gösterirse odaya gitmek için o kadar dakikası kaldı demek oluyordu, beş parmak da beş dakika kaldığı anlamına gelirdi. Taehyung ceketinin kolunu hafifçe yukarı sıyırarak bileğindeki saate baktı. 22:47. Yanındaki taburedeki çantasına eğildi, her şeyin hazır olduğundan emin olduktan sonra fermuarı çekti. Ceketinin düğmelerini çözdü, gömleğinin yakasını açtı ve viskisinden bir yudum daha aldıktan sonra kadehi tezgaha bıraktı. Artık onların ne yaptığını izlemeyecekti, işinin en zor kısmı bitmişti, şimdiyse sıra içinden saniyeleri sayıp şakaklarını ovmaya gelmişti. Beynini tamamen rahatlatacak, hedefi dışında bir şey düşünmesine katiyen izin vermeyecek ve birkaç dakika sonra yapacağı şeylerin pratiğini önceden beyninde yapacaktı. Olası tüm ihtimalleri, yanlış gidebilecek her şeyi şimdiden düşünüp hepsine bir çare bulabilmek için. Ki aslında, genelde bir sorun da çıkmazdı, ama Taehyung ne olur ne olmaz her şeye hazırlıklı olmanın taraftarıydı.

İçindeki saniye sayımı bitti; artık zamanı gelmişti. Taburedeki deri çantayı eline aldı ve artık neredeyse iç içe olan çiftin yanından geçti. Asansöre yöneldi, ortalıkla birilerinin olmaması da işine geliyordu. Tamamen temiz iş olacaktı, şanslı günündeydi.

Fraud & SnakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin