"Onlar sanki birbirlerinin hayatları için yaratılmışlardı"
Çok güzel bir şey gibi gözükse de bizimkilerle gölbaşına gitmeyi asla tavsiye etmiyordum.Çünkü gittikten 1 saat sonraki ortamı çok rahat tahmin edebiliyordum.Bir saat sonra birileri aptal aptal dans ediyor ve tayfanın yarısı da çoktan uyuya kalmış olacaklardı.Açıkcası olaysız bir şekilde eve gidip uyumak herkes için daha sağlıklıydı.Ama olaysız bir gün kapanışı bizimkilere de çok yakışmazdı.Kararlar verildikten sonra arabalara yerleşmiştik.
Ben Keremin arabasına binerken Berke ise Kaan'a kalmıştı.
"Oğlum tahmin ettiğim yer ise dönüşte arabaları kim kullanacak?"Aramızda en mantıklı sorular soran kişinin Kerem olduğunu söylemiş miydim?Demediysem diyorum en mantıklımız hep Keremdi...
"Bilmiyorum ki,gölde yatarız artık."
"Umarım birileri sağlam kalır."Kızlar arkada anlamsızca bakarken Kerem Kaan'a yol sormaya çalışıyordu.Kaan asla yavaş bir şekilde araba kullanamadığı için Kerem ona yetişmeye çalışırken zorlanıyordu.
"Lan piç araba yarışı mı yapıyoruz burada!"Kerem camı açıp Kaan'a bağırınırken Kaan ise gülmek ile yetiniyordu.Yolda hiç bir araba olmaması Kaan'a bu rahatlığı sağlıyordu.Camdan gördüğüm kadarı ise Berke yan tarafta dine gelmiş.Dua okumaya çalışıyordu.
"Bu Kaan hep böyle mi?"İlaydanın sorusu ile Kerem nasıl cevap vereceğini bilememişti.
"Piçlik olarak soruyorsan evet"
"Anladım"
"Adama bak lan durmuyor!"Harbi asla bizi takmıyordu.Sanki gidiceğimiz yeri çok biliyormuşuz gibi davranıyordu.Kerem sonunda dayanayamıp Berkeyi aramıştı.
"Hopörlere al lan sesimi!O yanındakine o direksiyonu sokarım.Az yavaş olsun!"Kerem trafikte birini öldürebilecek tiplerdendi.Berke nasıl şuan Kaandan korkuyorsa bende Keremden korkuyordum.
"Kerem sende bizi öldüreceksin sakin la az!"Burcu içimi okumuştu.
"Nolur varalım artık!"İlayda da itiraz ettiğine göre bizimkilere bir günde uyum sağlamayı başarmıştı.
"Kesinlikle katılıyorum."
Bir saatlik çilenin sonunda varmıştı.Şuan karşımızda bir göl ve gölün ortasında bir rakı masası vardı.Herkes ayakkabılarını çıkarırken kim itiraz edecek diye düşünürken itirazlar kraliçesi Burcu konuşmuştu.
"Siz şaka mısınız?Buraya direkt girecek miyiz?Arkadaşlar hadi başka yere gidelim."Burcu harbi maldı.
"Pardon İngiltere prensesi ile mi konuşuyoruz?"
"Aras kes sesini."Peki.
"İstersen ayakkabınla gir ya da girme Bubu beni bağlamaz otur orada."Kaan lafını kondurup masaya oturmuştu.
"Ay tamam be geliyorum."Herkesin masaya oturması ardından Kaan kadehleri doldurmaya başlamıştı.
"Doldur meyhaneci."Yok Berke daha içmeye başlamadı.O bunun orjinal kafası.
"Buradaki meyhaneci ben mi oluyorum?"
"Evet barmen beyfendiciğimmmm."Berke Kaan'a doğru sarkerken,Berkenin masadan kalkenki halini biraz tahmin edebiliyordum.
"Eee bu masanın konusu ne bakalım?"Evet efsane konular gelecekti.Bizimkiler her rakı masasına oturduğunda bir konu üzerine konuşurlardı.Bütün acılarını o konuda toplarlardı.
"Ben buldum."Busenin sözü ile herkes kafasını ona çevirmişti.
"10 sene sonra sizce nerede olacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizdeki Gökyüzü
Novela JuvenilBazı gerçekler vardır ölüm gibi saklanan,bazı insanlar vardır ölüm gibi sessiz dolaşan... Aras ve Kaan birbirine zıt iki karekter,ama deniz ve gökyüzü gibi birbirine ömürleri boyu bakmak zorunda olan iki kişi. Hayatlarındaki her kayıbı bir yıldıza k...