Son birkaç gündür, hatta sın haftalarda, Londra'da yaşadığım mahalledeki inşaat alanını çevreleyen emniyet duvarlarında bir grafiti görülmeye başladı. Bu emniyet duvarları, zengin ailelerin çocukları için dikilen, şehir manzaraları tek veya iki kişilik odaları olan, saçmalık derecesinde pahalı apartmanları çevreliyor. İçinde bir tiyatro sahnesi bulunan belediye meclisi binası da bu alanın içindeydi. Grafiti siyah sprey boyayla, büyük harflerle yazılmış tek satırlık bir cümle: YORGUN GÖRÜNÜYORSUN.
Yazıyı görür görmez, aynı anda duydum da. Kafamın içinde, kendi sesimle yankılandı. Aynaya bakarken kendimize söylediğimiz türden. Yorgun görünüyorsun. Bir sanat okulunun yakınlarında oturuyorum. Bu grafiti, muhtemelen, bunu bir müdahale olarak kafasında kuran bir öğrencinin işi. Puştluk yapmak istemiş de olabilir. Kimileri aslında bunu bok gibi göründüğünü ima etmek için söyler. Umurumda değil. Ben bunu nazik bir uyarı olarak, kendi sesimden duyuyorum. Onu birdenbire görmek, ansızın kendime kulak misafiri olmak gibiydi. Her gün biraz daha yorgun görünüyorum. Bitmiş görünüyorum. Fakat, bunu söyleyen ses kibar ve yardımsever. ''Dinlen,'' demek istiyor, ''kendine çekidüzen ver.'' Emniyet duvarlarına ve ardında yapılanlara, komşularımı ve arkadaşlarımı hedefleyen ağır çekim bir eziyet, bit temizlik, bir düzleme gözüyle bakıyorum. Şehri basitleştirmek. Çok sesliliği bastırmak. İhtilafları, bayağı ve boş bir uyum uğruna yok etmek.
Hepimiz yorgun görünüyoruz. Şehirlerimiz bizim, fakat onlar uğruna savaşmaya zorlanıyoruz ve bu çok yorucu. Biraz dinlenmeli, güzel bir uyku çekmeliyiz. Ama yarın, ortalığı karıştırmak üzere erkenden uyanmalıyız.
YOU ARE READING
YORGUN GÖRÜNÜYORSUN
RandomBiraz dinlenmeli, güzel bir uyku çekmeliyiz. Ama yarın, ortalığı karıştırmak üzere erkenden uyanmalıyız.