-Üniversite -
Zaman neydi? Zamanın gerçekten ne demek olduğunu biliyor muyduk? Neden her şeyi biliyor gibi davranıyorduk ki? Çok mu kolaydı sanki? Veya onca pisliğin içinde temiz kalmak çok mu zordu? Hayır değildi. Bir şey için çabalamak bu kadar zor olmamalıydı.
Önümdeki hedef tahtasına nefretle bakıyordum. Çünkü nefretim her zaman bir şeyleri kolaylaştırmıştı. İçimdeki öfke böyle şeylerde açığa çıkmamalıydı belki ama kolaydı işte. Yine öylesine atış yaptığım dalgın olduğum günlerden biriydi. Bana ne olduğunu bilmiyordum. Bir şeyler çok fena kafamı kurcalıyordu. Dalgın dalgın atış yapmaya çalışırken de öfkemle kendimi toplamaya karar vermiştim.
İtiraf edeyim bir boka yaramamıştı.
"AHH! Ananı Miray ne yapıyorsun az kalsın ölecektim ağağağ?!?!"
"Siktir, sana mı geldi?!"
"Evet yer cücesi, kalbime."
Klasik Anıl'dı bu. Abartmayı ve beni korkutmayı seven. Ufacık ok ayak bileğine çarpmıştı ama o onu öldürdüğümü iddia etmişti! Şimdiyse karşımda kahkaha atıyordu. Ciddi miydi bu?!
"Keşke s-suratının hali-AHAHAHA"
Şuna bakın gülmekten konuşamıyordu bile!
"Ne istiyorsun Anıl?"
Ayağa kalktı.Anıl'ı aslında severdim. Yakın arkadaşımdı ama bazı şeyleri çok abartırdı ve bende sinirlenirdim işte.
"Kızım bir haftadır yoksun neredesin sen? Merak ettim ölme diye kontrole geldim."
Doğru ya bir haftadır doğru düzgün kimseyle konuşmamıştım. Kafamı bir an önce toplamam gerekiyordu.
"Atış çalışıyordum Anıl. Ee, ben yokken neler oldu?"
Konuyu değiştirmek yapacağım en akıllıca şeydi sanırım. Hem Anıl da maldı anlamamıştı.
"Ayy ne zaman soracaksın diye bekliyordum."
Hemen koluma girdi.
"Bak şimdi. Hani İdil yellozu var ya sonunda taşınmış sonunda."
Büyük bir zafer kazanmış gibi anlatıyordu. İdil'i hiç sevmemişti.
Gerçi haklıydı kız cidden yellozdu!
"Çok şükür dualarım kabul olmaya başladı. Ama keşke önce diğer dualarımı kabul etseydin Allah'ım her şey sırasıyla ya!"
Resmen diğer duaları geç kabul olduğu için Allah'a isyan ediyordu! Hem cidden İdil gitsin diye dua mı etmişti o?
"Mal mısın Anıl? Ciddi ciddi oturup İdil gitsin diye dua mı ettin?"
"Ya ne yapsaydım? Baktım kendi kendine olmuyor. E,yukardan özel bir güç bahşedilmeyeceğine veya büyücü olmadığıma göre tövbe estafirullah büyü falan dedirtiyorsun duam geri kaçacak amına koyayım!"
"Şaka mısın lan sen?"
Kahkaha atmaya başladım. Gerçekten duasının geri alınacağından ve İdil'in gelmesinden korkuyordu.
"Ya gülmesene Miray. Ben ciddiyim. Geri falan gelmesin pis yelloz."
"Tamam Anıl ben Allah'a söylerim Anıl büyü konusunda ciddi değildi diye geri falan gelmez İdil."
Gülmemek için dudağımı ısırıyordum. Ama Anıl fark etmemişti. Küçük saf bir çocuk gibi suratıma yaklaştı birden.
"Oha, söyler misin gerçekten! Teşekkür ederim, teşekkür ederim."