!¡15¡!

748 69 212
                                    

Jaemin:
Derslerimi bitirmiş, yemeğimi yemiş, kısa bir duş almış ve çantamı hazırlayıp Yerin Teyze ile beraber odamda Jeno'yu beklemeye başlamıştım. Saatin 01.00 olmasına az kalmıştı. Jeno birazdan gelecekti ve ben yerimde duramıyordum. Neden bilmiyordum. Uzun süre sonra onu göreceğimden mi, özgürlüğüme kavuşacağımdan mı, yoksa içimdeki kötü hislerden dolayı mı böyleydim emin değildim.

Yerin Teyze olmasaydı Jeno odama gelir gelmez üstüne atlama gibi planlarım vardı. Ama Yerin Teyze Jeno'ya söylecek şeyleri olacağını söylemişti. Açıkçası bende merak etmiştim.

Tam Yerin Teyze'nin telefonunu alıp Jeno'yu aramak gibi bir fikir aklıma gelmişti ki aşağıdan ismimi kısık bir sesle söyleyen Jeno'yu duydum. Koşarak cama doğru gittim ve buraya gelmesini söyledim ona.

Tam bana bir şey söyleyecekti ki Yerin Teyze'yi görmesiyle şaşkınlıkla bana bakmıştı. Yerin Teyze çok beklemeden Jeno'ya doğru yürüdü ve onun elinden tutup şunları söyledi:

"Jeno, her ne yaptıysan bilmiyorum ama Jaemin'in babası onun seninle beraber olmasını istemiyor. Lütfen ikinizinde başınıza bir şey gelmesine izin verme. Jaemin bir süreliğine sana emanet. Lütfen ona göz kulak ol."

"Ona çok iyi bakacağımdan emin olabilirsiniz. Jaemin'i çok iyi koruyacağım."

"Sana güveniyorum. Bir de son olarak şunu söylemek istiyorum. Aranızdaki ilişkinin arkadaştan fazlası olduğu anlaşılıyor. Jeno seni tam tanımıyorum ama iyi bir çocuk olduğun belli. Ne gibi bir hata yaptıysan bir an önce bunu düzelt. Birbirinizi kaybetmeyin."

"Ne gibi bir hata yaptığımı kesinlikle bilmiyorum. Ama emin olun bulduğum zaman düzeltmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Çünkü Jaemin'i kaybetmek istemiyorum."

"Ya kesin şu konuşmayı çok utandım!"

Benim yakınmamla ikisi de sessizce gülmüştü. Yanaklarımın kızardığına yemin bile edebilirdim.

Yerin Teyze hafifçe saçımı karıştırmış ve bana sarılmıştı. Sonra da Jeno'ya gülümseyip "Kendinize iyi bakın." dedikten sonra aşağı inmişti.

Jeno hemen benimde dikkatli olmamı söyleyerek camdan aşağı inmişti. Korka korka bende başarabilmiştim onun yanına inmeyi. Koşarak evden uzaklaştık ve duvardan atlayıp Jeno'nun arabasına bindik.

Arkama yaslanıp derin bir nefes aldım ve Jeno'ya baktım. Endişeli bir şekilde arabayı çalıştırmaya çalışıyordu ama eli sürekli birbirine dolanıyordu. Sakince onun ellerini tuttum ve onu rahatlatacağına inandığım bir gülümseme sundum.

"Jeno'm sakin ol lütfen. Bak çıktık işte evden. Endişe edecek bir şey yok..."

"Sadece heyecan yaptım biraz. Kusura bakma."

"Heyecan yapacak bir şey yok. Alt tarafı beni kaçırıyorsun."

"Bu zaten büyük bir sorun Nana."

"Ay tamam demiyorum bir şey. Nereye gidiyoruz?"

"Şimdilik gidebilecek bir yerimiz yok. Benim evime gidebiliriz. Annem ve babam yoklar. Doyoung Hyung evde sadece. Onun da haberi var seni kaçırdığımdan. Bizi bekliyor şu an. Bize gidebileceğimiz güvenli bir yer bulacakmış bu gece. Yarın sabah erkenden kalkar gideriz."

"Tamam, hemen gidelim. Uykum geldi zaten..."

"Emrin olur Nana Bey."

Dediği şeyle hafif gülümsemiş ve kafamı geriye doğru yaslayıp kendimi gecenin güzelliğine bırakmıştım. Uyumamak için kendimi hiç zorlamamıştım. Bu yüzden de kısa süre içerisinde uykuya dalmıştım.

strawberry lip balm | nomin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin