ON BEŞİNCİ BÖLÜM

1.3K 111 35
                                    


O zaman Let's go Let's gooo😸

Lisa

Buradan hemen gitmeliyim.
Jennie'nin odasından çıkar çıkmaz hızla merdivenleri inmeye çalıştım. Merdivenlerde birbirinin içine düşen insanları ite kaka sonunda inmeyi başarmıştım. Telaşlı halimi farkeden Rose, evden çıkmak üzereyken omzuma elini atarak "Lisa nereye gidiyorsun?" Nefesimi düzenlemeye çalışarak ona döndüm.

"Hey bu halin ne? Bir şey mi oldu Lili?"
Ne demeliydim? Biraz önce Jennie'yi ağzıma getirdim şimdiyse panikle yine kaçıyorum mu?
"Rose gitmem gerekiyor. Partinin keyfini çıkar evde görüşürüz." diyerek elinden kurtulup, hızla kendimi dışarı attım. Arabama doğru giderken, arabama yaslanmış beni bekleyen Tzuyu'yla karşılaşmıştım. Bir ayağını arkasına doğru kıvırmış tampona değdiriyordu. Beni farkedince hemen kendine çeki düzen vererek "Lisa orada söylediklerim için üzgünüm. Bana ne oldu bilmiyorum."

Anahtarımı cebimden bulmaya çalışarak onu dinledim. Buradan bir an önce gitmekten başka bir şey düşünemiyordum.
"Sorun değil Tzuyu. Müsaade edersen gitmeliyim. Seni sonra ararım." diyerek arabamın kapısını açtım. Tzuyu beni engelleyerek "İyi görünmüyorsun Lisa. Diğer tarafa geç, ben kullanırım." İyi değildim evet ellerim titriyordu. Aklımda sürekli Jennie'nin güzel yüzü ve inlemeleri dönüyordu.

İtiraz etmedim. Anahtarı ona vererek diğer koltuğa geçtim. Jennie'nin evinin kapısına baktığımda kollarını karnında birleştirmiş ve tek kaşı havada olan Jisoo'yla göz göze gelmiştim. Neden bana öyle bakıyor?
Tzuyu motoru çalıştırıp arabayı sürmeye başladığında hala Jisoo'ya bakıyordum. Saçlarını savurarak arkasını dönmüştü.

Kendime gelmeye çalışıyordum. Tzuyu yanımda bir şeyler saçmalıyor ama onu duymuyordum.
"Lisa? Sana söylüyorum." İrkilerek Tzuyu'ya döndüm. "E-evet Tzuyu?"
Gülümseyerek yola konsantre olmuştu.
"Eve mi gitmek istersin yoksa bana mı geçelim diye sordum Lisa." Panikle cevap verdim.
"Eve gitmek istiyorum. Üzgünüm çok yorgun hissediyorum kendimi." Elini direksiyonda bir kaç kez vurup başını salladı.
"Pekala o zaman seni evine götürüyorum."

Beklediği cevap bu değildi. Beni evime götürdükten sonra kendisine bir taksi çağırarak yanımdan ayırıldı.

Jennie

Lisa gittikten sonra odamda otururken birden kapım çalındı. "Girin."
Giren kişi Jisoo'ydu. Dağılmış halime şüpheyle bakarak "Jennie, Lisa sana bir şey mi yaptı? Panikle evden ayrıldı ve Tzuyu'yla beraber gittiler."

Yine mi bu kız? Tanrım havuzda delirmemiş miydi bu kız? Omuzlarımı düşürerek derin bir nefes verdim.
"Jisoo biz... biz Lisa'yla bir şeyler yaptık."

Jisoo yatağın kenarına yavaşça oturarak "nasıl şeyler Jennie?" Yüzüne baktığımda gergin olduğunu anlayabiliyordum.
"Şey işte Jisoo."
Ellerini ağzına kapatarak "bekaretini mi verdin Jennie? Lisa'ya mı?" Heyecanını yatıştırmak için ağzındaki ellerini yakalayarak indirdim.
"Hayır Jisoo sakin ol. Yani bilmiyorum. Senin bana söyleyebileceğini düşündüm."

Jisoo sakin bir şekilde gözlerini devirdi.
"Tamam JenJen söyle bakalım ne yaptınız?"
Utanarak gözlerimi aşağıya indirdim. Tırnaklarımla oynuyordum.
"Şeyyy... biz yani Lisa... dudakları bacak aramdaydı Jisoo. H-harika hissettim."
Jisoo bir kahkaha atarak "Jennie çok masumsun bebeğim. Yalamakla bekaretin bozulmaz. Lisa'nın seni affetmeyeceğini düşünmüştüm ama beni şaşırttı."

Ne demek istediğini anlamaya çalışarak tekrar yüzüne baktım. Sorgulayan bakışlarımı görünce "hey bir şey demedim. Lisa bu biliyorsun. Önüne gelen kadınla birlikte olur. Seni bu kadar düşünmesi güzel." Bu ne demek oluyor? Ben farklı mıyım yani?

Jisoo yatakta zıplayarak "başka bir şey yapmadınız mı JenJen?"

"Ona ben de seni yapabilirim diye teklif ettim ama kabul etmedi."
Jisoo birden yatağa kendini bırakarak "ah Jennie, Lisa'dan vazgeçmelisin. Senin gibi biri onun etrafındakilerle baş edemez."
Benim gibi biri mi? Ne demek istiyor?
"Benim gibi biri derken Jisoo?"

Jisoo ellerini sallayarak "hayır Jennie yanlış anladın. Sen mükemmel bir insansın. Masumsun, kötülük nedir bilmezsin. Ama Lisa'nın etrafındakiler öyle değil. Amaçları için bütün kötülükleri yaparlar. Yıpranmanı istemiyorum."
Ben de yıpranmak istemiyordum. Ama bütün hücrelerim Lisa'yı istiyordu. Buna nasıl engel olabilirim?

"Beni düşündüğün için teşekkür ederim Jisoo. Ancak Lisa'yı kimsenin tanıdığını düşünmüyorum. O dediğiniz gibi bir insan olsaydı tereddüt etmeden bana sahip olurdu. Israr ettim Jisoo. Ona kendimi sundum. Ama kabul etmedi ve beni düşündü."
Jisoo şaşkınca bakıyordu. Sanırım kimsenin Lisa'dan beklemediği bir davranıştı bu.

Birden ayağa kalkarak kapıya yöneldim.
"Partiyi bitirmeye gidiyorum Jisoo. Rose'yle konuşmam gerekiyor." Jisoo da arkamdan gelmişti.

Partiyi bitirip insanları evden çıkardıktan sonra pislik içindeki evde göz gezdirdim. Bunları toplamak bir haftamı alabilirdi. Rose arkamdan seslenerek "merak etme Jennie, bu işleri yapmak için temizlik şirketleri var. Birini sana yönlendirebilirim."  Rose'ye dönerek gülümsedim. "Çok iyi olur. Teşekkür ederim Rose." 

"Önemli değil Jennie. Jisoo benimle konuşmak istediğini söyledi." Başımı sallayarak pislik içindeki koltuğa oturdum. "Lisa hakkında konuşmak istiyorum." Hala ayakta olan Rose gergince "n-ne bilmek istiyorsun?"  Koltukların pis olmasını önemsemeden o da oturmuştu.

"Her şeyi Rose. Onun hakkında her şeyi bilmek istiyorum."







.

BİR BU EKSİKTİ! G!P (JenLisa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin