Ayırın avlusunda oynarken aşağıda, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hüzünlü şırıltısını isitirdık. Annem istanbul'a gittiğinden ben ve benden bir küçüğüm olan Hasan'la artık Dadaruh'un yanından hiç ayrilmiyorduk sabahleyin erkenden ahıra koşuyorduk en sevdiğimiz şey atlardı. Hasan korkar yalnız bilemezdi Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkı... tık... tıkı... tık... tıpkı bir saat gibi... yerinde duramazdı;
-ben de yapacağim!
- haydi yap derdi
-kuyruğunu sallıyor mu?
-sallıyor.
-haydi bakalım?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ömer seyfettin kaşaği
Randombu kitapı okuduğunuzda ömer seyfettinin yaşadığı sıkıntıyı göreceksiniz ☺☺☺