Ondan yeni bir mektup geldiğini duyunca gülümsemekten alamadım kendimi.... Niye bu kadar mutlu oluyorum...niye böyle tuhaf hissediyorum bilemiyorum...içimde ki bu duyguya bir isim veremiyorum...daha önce hiç hissetmediğim bir şey...acaba genç efendi young da benim mektuplarımı alınca böyle hissediyor mu???
mektubu okumaya başlayacaktım ki ..leydimlerimden biri içeriye girdi....elinde yas kıyafetleri tutuyordu...bir an anlayamadım kötü bir şey oldu sandım ...fakat kısa bir süre sonra hatırladım... Bugün onun ölüm yıl dönümüydü..tam 3 sene olmuştu...nasıl unutmuştum , böyle vefasız olmuştum....
-prensesim artık bunu yapmanıza gerek yok....bağışlayın ama çok uzun zaman oldu...bir prensesin bu şekilde yas tutması doğru değil...
-her sene birkaç hafta da olsa hatırlanmayı hakkeden biriydi o...ve ben nerdeyse unutacaktım onu...
-majesteleri o artık sizin nişanlınız değil...o bir ölü .....o zamanlar da yanınızdaydım ve hissettiklerinizin farkındaydım...siz onu sevmediniz bile...ama neden bu kadar sadakatli davranıyorsunuz anlamıyorum...ailesi bile onu ziyaret etmeyi bıraktı.....
-böyle konuşmayı bırak ta elindeki kıyafetleri giymeme yardım et...acil bir şey olmadığı sürece de duamı bölme sakın...
Leydim haklıydı...ölmüştü ve uzun zaman olmuştu....onu sevmemiştim bile..1 yıl nişanlı kalmıştık..bu sürede onu en fazla 5 kez görmüştüm.....aslında yakışıklı biri sayılırdı, çok güzel bir gülümsemesi vardı, iyi ve temiz bir kalbe sahipti....ama yinede sevememiştim onu .... Babam eşim olacağını söylediği için kabul etmiştim ve ona sadık olacağıma; nişanlandığımız o gün söz vermiştim... Ama bunu kalpten istememiştim...
Evlenmemize bir hafta kala da ölmüştü...o zamanlar bu haberi ilk duyduğum da hiç bir şey hissetmemiştim....bir insan olarak üzülsemde....onun nişanlısı olarak kendimi ve kalbimi zorlamama rağmen bir şey hissedememiştim....
Ölümünden sonra son anlarında bana yazdığı bir mektup geçti elime.....beni çok sevdiğini yazıyordu....henüz 10 yaşımdayken beni görmüş , o gün benimle evlenmeye karar vermişti...8 yıl da sabırla beni tekrar göreceği o günü beklemişti....hayatındaki en mutlu zaman beni gördüğü günler olmuştu....en büyük pişmanlığı beni arkasında bırakıp ölmek....en büyük sevinci ise beni bu genç yaşımda dul bırakmadan önce son nefesini verebilmiş olmaktı....
Bunları okuduğumda farkında olmadan gözlerimden yaşlar döküldü ....fakat kalbim acısa da yine ona karşı hiç bir şey hissedemedi.
İşte belki de bu yüzden....beni çok sevmiş bu adama karşı kalbimin hiç atmamış olmasından ..... Kalbimin hiç onun için gerçekten acımamış olmasından dolayı bunu yapıyordum...
Tuttuğum bu yas belki de onun için değilde kendimi ve kalbimi cezalandırmak içindi...ona karşı hissettiğim bu vefasızlığı affettirmek içindi...
3 senedir onun ölüm yıl dönümünde bir ya da bir kaç hafta bu yas kıyafetlerini giyerek onun için dua ediyorum...
Fakat yine aklımda onun yerine young un gönderdiği mektuplar var....işte bu yüzden kalbim daha fazla cezalandırılmayı hakkediyor...
#######################
-efendim , hadi lütfen acele edin...genç efendi young....bakın konuklarınız nerdeyse gidecek..bakın gidiyorlar..gitmiyorlar...gidiyorlar ...gitmiyorlar..
-hizmetkar choi min ji-ah !!!!!!! Benimle dalga geçmeyi kes...eğer Konuklarımıza karşı yeterince karizmatik görünmezsem onları nasıl etkileyebilirim....o yüzden çok daha uzun süre hazırlanmam gerekirdi...ama seni kırmayayım diye çabuk bitirdim bu iyiliğimi sakın unutma.....:-) :-) :-) :-) :-) :-) :-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
**PRENSESİN KALBİ**
Historical FictionJOSEON DÖNEMİNDE YAŞAYAN BİR PRENSESİN AİLESİ , ÜLKESİ VE SEVDİĞİ ADAM ARASINDA KALDIĞI İKİLEMİ BU DURUMUN ONA NELER YAPTIRDIĞINI VE SEÇİMLERİNİN ONA OLAN ETKİLERİNİ ANLATIYOR. NOT: İZLEDİĞİM TARİHİ DİZİLERDEN ETKİLENEREK YAZMAYA KARAR VERDİM . BU...