1.6 [final]

875 67 67
                                    

"Lisa dalgın gibisin biraz. Her şey yolunda mı?"

Genç kız arkadaşının endişeli ifadesine karşı pek de samimi olmayan bir tebessümle "Sorun yok." dedi yalnızca. Chaeyoung ise onu başıyla onaylayıp üstüne gitmemek adına açtıkları filme geri döndü. Saatlerdir ortak yaşadıkları evin salonunda bir şeyler izlemeye çalışsa da aklı çok daha farklı yerlerdeydi Lisa' nın. Sürekli telefonundan Jungkook' un attığı konuma bakıyor sonra da aklından bu düşünceyi atıp siyahla kaplıyordu ekranını. Çok kızgındı, kırgındı ve her şeyden önemlisi incinmişti. Jungkook' un üç yıl sonra hiçbir şey olmamış gibi gelişi aklını karıştırıyor, gurunu zedeliyordu. Haklı olan oydu, sonuçta o yanlış bir şey yapmamıştı ancak neden böylesine bir çelişkiye düşüp üzülüyordu ki onun için? İşte bunun cevabını veremiyordu bir türlü. Jungkook onun her şeyiydi. Kendisinin de onun için öyle olduğunu sanıyordu. Yaşadığı hayal kırıklığı tahmin bile edilemeyecek boyuttaydı.

Chaeyoung da aslına bakarsak pek filmi izleyemiyordu Lisa' nın bu hali karşısında. Bu yüzden kumandayı kaptığı gibi televizyonu kapatıp Lisa' ya döndü. "Anlat." Lisa' nın kararsız bakışları ona döndüğünde yeniledi. "Anlat Lisa, rahatlarsın biraz. Seni böylesine üzen her neyse bana anlatabilirsin." destek olurcasına Lisa' nın ellerine uzandı. Lisa' nın anında dolan gözleri başını yere eğmesine neden olduğunda iç çekmişti. Jungkook' tan bahsetmek onun için kolay değildi. Son üç yıl o kadar zordu ki onun için tam toparlandığını zannederken yeniden en başa döndüğünü hissediyordu. "Jungkook," dedi kısık bir sesle. Chaeyoung' un gözleri bu ismi duyar duymaz kocaman açılmış ama bölmemek adına hiçbir şey dememişti. "geri dönmüş."

"Konuştunuz mu?" Chaeyoung' un hızlıca sorduğu soruya karşı başını sallarken "Yaklaşık iki haftadır konuşuyoruz." dedi ancak bir daha konuşacaklarını sanmıyordu. Bunu bilmek daha da yaralıyordu yüreğini. "Nasıl yani sonunda konuştu mu seninle?" Chaeyoung heyecanla kollarını Lisa' nın omuzlarına koyarken Lisa kaşlarını çattı. "Ne?" ne demek istediğini anlamamıştı. Chaeyoung zaten biliyor muydu Jungkook' un döndüğünü? "Lisa Jungkook yaklaşık iki aydır Seul' de." derin bir nefes aldıktan sonra Lisa' nın oldukça şaşkın yüzünü gördüğünde "Demek hiçbir şey anlatmamış." dedi kendi kendi mırıldanarak. Lisa kilitlenmiş halinden kurtulmaya çalışarak "N-neyi?" demişti. Korkuyordu çünkü, duyacaklarından çok korkuyordu. Dahası arkadaşının kendisinden daha fazla şeyler bilip ona söylememesi kalbini kırmıştı.

Chaeyoung ciddi bir ifade takınıp koltukta arkasına yaslandı. "Lisa," kelimeleri zihninde nasıl seçeceğini bilmiyordu. Birazdan ona söyleyecekleri için Jungkook' tan iyi bir azar yiyecek olsa da artık olaya müdahale etmek istiyordu. İki taraf da kendini üzüyordu ve bunu öylece izleyemezdi çünkü Jungkook bu gece yurt dışına geri dönecekti. Eğer şimdi bir şeyler yapmazsa bir daha yapamazdı. "Jungkook hastaydı, hem de çok." Chaeyoung ağzından zar zor çıkan cümlelerle çekinerek arkadaşına baktığında Lisa' nın göz bebeklerinin dahi titrediğini fark etti. Bakışlarını ondan çekerek devam etti. "İlk bizim kızlarla konuştu bu konuyu. Tedavi için yurt dışına gitmesi gerektiğini ama seni yanında götüremeyeceğinden bahsetti. Bu süreçte pek de iyi görünmeyeceğinden onun için endişelenmeni istemiyordu çünkü. Belki de dönemeyecekti ve senin ne onu burada beklerken mahvolmanı ne de yanında bizzat görüp üzülmeni göremeyeceğini söyledi. Bu yüzden bilmeni de yanında gelmeni de istemedi. Sana çok değer veriyordu çünkü Lisa. Hasta olanın o olmasına rağmen senin için endişelenecek kadar çok. Eğer dönemezse hayatını onun için üzülerek geçirmeni istememişti. Kimseye ağzını açtırtmadı bu nedenle de. Gerçeği bilmezsen yokluğuna alışman daha kolay olur diye düşünüyordu." Chaeyoung' un sesi sonlara doğru titrerken gözlerinden bir yaş aktı o günü anımsadığında. Jungkook çok yakın bir arkadaşıydı, onun o günkü çaresizliğini bir türlü unutamıyordu.

your smile is my sky | lizkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin