KIVILCIM ÜSTÜN
Sabah, ben daha yatağımda dönüp uyanmamak için mücadele verirken Efil'in banyodaki şarkı sesiyle kalkmıştım. Sarı saçlarını topuz yapmış, yüzünü pudralamakla meşguldü.
"Sabah sabah, ne bu neşe?" Esneyerek banyonun kapısına dayandım ve kendime gelmeye çalıştım. Aynadan aksime bakarak konuştu ve yanaklarına biraz daha pudra sürdü.
Gülümseyerek "Ben hep neşeliyimdir." dedi. Gözlerimi devirdim ve minik bir tebessüm vererek oradan ayrılarak odama geçtim. Kendime hızlıca bir çeki düzen verdim. Bugünün ders programı pazartesi kadar dolu değildi, bu beni biraz daha rahatlatmıştı. Beyaz bluz ile kırmızı bir ceket giydim, saçımı da atkuyruğu yaptığımda, heyecan dolu yeni hayatımda yeni bir güne hazırdım. Odadan çıktığımda Efil'in sesini duydum.
"Kıvılcım! Eyeliner çekebiliyor musun?" Tek kaşımı kaldırıp onu bıraktığım yere geri gittim. Efil bu kadar makyaj yapan biri değildi, nereden esmişti bu şimdi?
"Elbette çekebiliyorum da, sen neye süsleniyorsun bu kadar?" Kafasını bana çevirdi, söyleyeceği yalanı arıyor gibi bir hali vardı.
"Hiç, öylesine." Gülerek ellerimi bağladım ve yüzüme odaklanmasını sağladım.
"Sence, ben yer miyim?" Dudağını ısırıp bakışlarını yukarı çevirdi. Bu hali beni güldürmüştü.
"Söyle bakalım, ne bu süslenme?" Oflayıp sürdüğü hafif pembemsi rujunu çantasına attı.
"Sınıftaki tüm kızlar yüzlerini boya kutusuna sokup geliyorlar, ne gerek varsa. Ben de eksik kalmak istemedim ama abartmak da istemiyorum. Olmuş mu sence?" Yüzüne eleştirmek için baktım. Çok tatlı bir makyaj olmuştu.
"Olmuş bence, eyeliner çekilecek bir durum yok." Başını aynaya çevirip kendine bakmaya başladı, kıkırdamadan edemedim. Arkasına geçtim, zaten benden pek de uzun değildi. Topuzunu tutturduğu tokayı çıkardım ve sarı saçlarını ellerimle dağıttım. Tek kaşını kaldırıp aynadan aksime bakmaya başladı. Yan taraftan aldığım tarak ile saçını güzelce tarayıp düğümlerini çözdüm.
"Tek makyaj yetmez, saç da lazım." Gülmüştü, ama kısa sürdü.
"Ah! Acıtıyorsun Kıvılcım."
"Eh, güzellik acıtır." Kahkahalarımız devam ederken ben de Efil'in saçlarını yapmaya devam ettim. Saçını saldım ve ellerimle dağıttım. Harika görünüyordu.
Laflayarak yemekhaneye indiğimizde gördüğüm ilk kişi Sanem olmuştu. Vega'nın dedikleri aklımda dönüp dolaşmaya başlarken, ona hafif ve biraz buruk bir gülümseme verdim ama aynı şekilde bir karşılık alamadım. Sanırım Sanem'i memnun etmek sandığımdan da zor olacaktı.
Efil'den ayrılıp fakülteye doğru yürürken birden bire arkamda Beste belirdi. Ödümü koparmıştı. Bu kızın psikolojik sorunları olduğu kesindi artık.
"Ya manyak mısın sen? Ne diye sessizce yaklaşıyorsun bana?" Gülmeye başladı, oflayarak gözlerimi devirdim.
"Sana iyi bir haberim var!" Bugün de herkes neşeliydi.
"Nedir? Yoksa artık normal taklidi yapmaya mı karar verdin?" Kafasını yana yatırdı.
"O belki başka bir güne, bugünün güzel haberi farklı."
"Neymiş bakalım o güzel haber?" Önüme geçti ve gülümsemeye başladı.
"Arda'dan kurtuldum!" Bu halini gördükçe, Arda'nın Beste'den kurtulduğunu düşünüyordum. Önümden çekilip yanımdaki yerini aldı ve fakülteye doğru yürümeye devam ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Astra
FantasíaÇağlar ve Kıvılcım her şeyden habersiz, lisenin başından beri hayal ettikleri şatafatlı üniversite hayatlarına başlamak üzereyken, Astra onların bu hayallerini biraz daha süsleyecekti. Onları akıllarının almadığı bir maceraya sürükleyecek, uzun zama...