Not; Bu röportaj Kaos GL'nin "Kürt Eşcinsellere Röpartaj" adlı yazısından bu kitaba geçirilmiştir. Yazıya aynı zamanda Kaos GL'nin orijinal sitesinden de ulaşabilirsiniz. Bu röportajın kısaltılmış versiyonudur.
Yazar: Gülnaz DUMAN BİLGE
"Heteroseksüeller arasında eşcinselsin. Türkler arasında Kürtsün. Kürtler arasında da aslında biraz Türksün.
"Heteroseksüeller arasında eşcinselsin. Türkler arasında Kürtsün. Kürtler arasında da aslında biraz Türksün. Çünkü, şehirli Kürtsün, sen metropollerde büyümüşsün... Kürtçeyi süper konuşuyorsun. O anda hiçbir laf söylemiyorlar. Ama Türkçe konuşsan, senin Kürtçe de konuşabildiğin akıllarına bile gelmiyor. ‘Asimile olmuş’ derler."
“Bu toplumun içerisinde ben de bir bireyim ve bu toplumun bir parçasıyım. Kürt kimliğim de var, eşcinsel ve Avrupa’daki yabancı kimliğim de var.”
“Nasıl Türkiye’de Kürt düşmanlığı varsa, Fransa’da da yabancılar aynı anlama geliyor. Bir de yabancı eşcinselseniz, artık gerisini siz düşünün.”
“Kürtlük… Eşcinselik… Ezme-ezilme biçimlerini daha iyi öğreniyorsun. Nerden, kimi nasıl eziyorlar, görüyorsun. Hele ki, lezbiyenler! Ezilme konusunda, onların durumu bizimkinden daha kötü. Onların söylemeye, ödü kopuyor. Çünkü onlar, bir de kadın ve kadın olarak da eziliyorlar. Sonuçta, Kürtlerin içinde de ezme ve ezilme durumu var.”
“Benim eşcinsel bir arkadaşıma heteroseksüel bir Kürt arkadaşım, “Tamam, ben saygı duyuyorum ama; eşcinselliğini belli etme,” dedi. Bunu diyen, o zaman Kürtlüğünü belli etmesin, gitsin Türkiye’de yaşasın... Kaşını-gözünü boya, aksanını belli etme, Türkiye’de yaşayamaz mısın?!..”
“‘Kürtlüğümü nasıl yaşıyorum?’ Benim de duyarlı olduğum konular var. Dil konusunda olsun, kültür konusunda ve gündelik yaşamda Kürt sorununu konuşmak olsun, kampanyalar olsun, dilini konuşmak olsun. Bunlara katılırım, ama açıkcası mesafeli yaklaşmak lazım. Çünkü her kimlik, insanı girdap gibi içine çekiyor. Birinde boğulunca da diğerini unutuyorsun. Bu çekim alanlarından biraz uzak durmak gerekiyor.”Gülnaz Duman Bilge, Hasan ve Selim ile Fransa’da, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı 10. Paris, Strasbourg Saint Denis bölgesinde görüştü.
Kuşkusuz eşcinsellerle ilgili olarak çok yazıldı çizildi. Amacım genel olarak eşcinsellikten ziyade, habire üstüne toprak atılıp örtülmek istenen Kürt eşcinseller konusunda ki bunu Kürt kitlesi çok yapıyor; tersine, toprağı bir avuç olsun kazımak...
Onların da dediği gibi, onları anlayabileceğimi sanmıyorum ve buna gerek de görmüyorum. Bu röportaj ve yaptığım araştırmalarımdan sonra, onlarla olan dostluğum ne daha çok perçinleşti, ne de geriledi. Denilebilir ki bu röportajla dostluğumuz, benim açımdan yalnızca belgelendi.
Açtık diktafonu...
Röportaj mıdır yoksa yalnızca bir sohbet midir; ayrımını yapamadığımız bu konuşmada, bir de eşcinselliğin tarihsel gelişimini kısaca ele alalım dedik ve sonra da röportajımıza geçtik..."Bizden korkmanız sizinle ilgili birşey. Çünkü bu korkunun altında her zaman, bizim gibi olabilme ihtimaliniz yatıyor.”