Merhabalar;
İlk, ciddi anlamda özveri ile yazdığım hikayemle karşınızda bulunmaktayım, oy ve yorumlarınızı noksan etmeyin.
Elijah, bölümü sunar.
...
İzbe, kötü kalplerin vuku bulduğu bu yerde, nur topu gibi bir oğlan hayat bulmuştu seneler öncesinde. Güzelliğiyle yoksulluğunu unutan kasaba halkının gözdesi olan bu oğlan, gelecek yıllarda yaşanılacak olanları öngörmeliydi zannımca.Göklerde başlayan isyan bulutları yeryüzüne gözyaşlarını akıtırken evrendeki faniler her şeyden habersiz ömürlerinin vadelerini tüketiyorlardı. Kimileri vakitlerini hızlı geçirmek adına dört dönüyor, kimileri kendini uykuya gömüyor ve dahası da geçim sıkıntısını alt etmek amacıyla mızrakları kaptığı gibi savaşa giriyordu.
Yağmurun yerle buluştuğu zamanki tınısı huzuru temsil ettiğinde elindeki siyah zarfa göz atmıştı beyazlı, iki rengin tezatlığı zarif bir ahenk yakalamıştı aynı zamanda. Derin bir nefesi ciğerlerine gönderip ardından boştaki elini destek almak istercesine büyük bir ihtirasla sıktı. İçinde kor gibi büyüyen ateşe su bocalar gibi ferah bir etki beklemişti lâkin istikrarlı ateş, külleriyle kanser gibi yayılıyordu cılız bedenine adeta... Zor elde edilen cesaret kırıntıları zerrelerine saklambaç oynamak isteyip kuzguni irislerine saklanmış, odağını değiştirerek loş odanın ışık kaynağı olan kokulu mumların tütsü kokusunu salgılamasına yakalanmıştı.
Cüret edeceği bu olaya karşın zihninin mürettebatları soğukkanlılığını en nihayetinde koruduğu zaman dilimine girdiğinde ayakta dikilen bedenine beyni komut verip ağır adımlarını atmasını sağladı. Odası; burada geçen her bir anıları rutubetli duvarlarında ölüm kalım meselesi gibi saklamakla kalmayıp, diline vurduğu kilidi de sınırlar içerisinde olan görünmez, hayali bir yere gömmüş ve irislerine vuran mumun dalgalı dumanları yüzünden kör olmayı yeğlemişti fakat kulakları, kulak misafirliğine ustalıkla devam ediyordu pek tabiî.
Saniyeler el bebek gül bebek aleyhine işliyor, akrep ve yelkovan, su gibi geçen zamanı hakimiyeti altına baki yoldan aldığının sinyallerini veriyordu oğlana, keza algı duygusunu yitirmesinin başka bir yorumlaması dahi yapılamazdı.
Ağır adımlarına karışan dışarıdaki hayatın yargıları gramafonunun önünde duraksamasını sağladı, yanında o çıkmazda hissettiği zaman dinlediği ve onu hayal dünyasının Tanrı'sı yapan plağa heyecanlı hareleri değerken kaç dakikadır delicesine sıktığını bilmediği elininin bilincine varması da anın rehavetiydi. Parmak boğumları kana olan açlığını an ve an gidermiş, elini temkinlice plağın tozlu tabanında gezdirip parmak uçlarına gelen o tanıdık dokuyu yaşarken kırık bir tebessüm etmişti. Göz perdeleri, bu plak karşısında kendilerini indirmiş, hatta ve hatta titrekçe ayaz almışlardı. Bir o yana bir bu yana savrulan perdeler, direniş ve inatçılık ediyordu açılmamak için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Finifugal | Taekook
FanfictionGünün birinde, mürekkep silselesi vesilesiyle oluşan bir aşk hikayesiydi bizimki ancak benim mürekkebim; kanım, terim ve gözyaşımdı.