5

1.3K 112 294
                                    

"Sonra da bizim mal Kage gidip çocuğun şeyini tekmeledi. Tabi abilerini görünce bir koşuşu vardı."

"Kuroo-san, beni utandırmayın artık."

Kuroo'nun yanındaki sandalyeye oturmuş kuzeniyle olan maceralarını dinliyordum. Shoyo gülmekten kıpkırmızı olmuştu, Kageyama birazcık bozulmuş gibiydi. Ama şüphesiz en çok eğlenen kişi dangalak Kuroo'ydu.

O, Shoyo ve sevgilisi, Bokuto ile Akaashi kulüpten tanışıyorlardı. Bokuto Kuroo'ya çok benziyordu. İkisi ortamın neşe kaynağıydı. Ben de Akaashi ile yeni çıkan video oyunu hakkında konuşuyordum.

Sahi, ne zaman böyle sıcak bir ortam oluşmuştu ki? Acaba Kuroo ile ortak çocukluk arkadaşlarım var mıydı?

Anneme ilaçlar ve yangın hakkında sormaya korkuyordum doğrusu. Duyacağım şeyler pek hoşuma gitmeyecekti belli ki ve şu an tadımın kaçmasını istemiyordum.

"Hey, hey, hey! Hadi bana numaralarınızı verin. Bizim için bir grup açıcam."

Bokuto hepimizin numarasını kaydederken Kuroo benimkini ezberden söylemişti.

Bu çocuk cidden sapık.

Ayağa kalkıp gerinmeye başlarken molamın bitmek üzere olduğunu fark ettim.

"Ben işimin başına dönim en iyisi. Bokuto-san, Akaashi, tanıştığımıza tekrardan memnun oldum."

Onlarda memnun olduklarını dile getirirken Kuroo tişörtümün ucunu çekiştirip duruyordu. Sinirle ona döndüğümde masum bakışlar atarak,

"Görüşürüz öpücüğü vermiycek misin kediciğim." dedi.

Gözlerimden ateş saçarken dişlerimin arasından konuşuyordum.

"Sana ortam içinde bana yavşama demedim mi Kuroo?"

"He, yalnız kaldığımızda yap utanıyorum diyorsun yani."

Sinirle kafasına vurup ilerlemeye başlamıştım ki peşimden gelip elimi tutmakta gecikmemişti.

"Kediciğim, bak benim aklıma bi fikir geldi."

"Pek merak ettiğimden değil ama neymiş o parlak fikrin?"

Alt dudağını yaladı ve hafifçe sırıtarak,

"Neden çocukluk eşyalarımıza bakmıyoruz? Ben bir doktorla konuştum ve travmaya bağlı hafıza kayıplarında görsel canlandırma çok önemliymiş. Belki anılarını geri kazanırsın, ha?" dedi.

Parlak gözleri umut ve heyecan doluydu. Nedense o an onu reddedemeyeceğimi düşündüm.

Üstelik, belki de en anılarım geri gelirdi.

"Hmm, olabilir gibi. Sanırım."

"Ollleyy be."

"Ama baştan uyarim, fazla sırnaşmak, benimle uğraşmak ve utandırmak yok. Anlaştık mı?"

"Evett, anlaştık. O zaman ben sana mesaj atarım, bize gelebilirsin."

"Tamam, şimdi git arkadaşlarınla ilgilen."

"Tamam kediciğim."

Ah, sanki büyük olan benim. Tch, tam bir koca bebek. Söylene söylene kasaya geçerken bir yandan siparişleri alıp bir yandan bizimkileri kontrol ediyordum.

Mesaimin sonuna kadar bekleyen Kuroo'yla beraber eve doğru yürümeye başladık. Hava bugün çok güzeldi, sanırım çatıya çıkabilirdik.

"Kuroo-"

çocukluk arkadaşım // kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin