Multimedia: Birdy-Skinny Love
Yine sürpriz bir bölüüüm. Vote ve yorum bırakmayı unutmayın, iyi okumalar..
"Saye, hadi ama kalk artık bak kahvaltıyı kaçıracağız." Asya'nın beni uyandırmak için bitmek bilmeyen söylenmeleri ile tepinerek kafamı yastığın altında soktum. Uyumak istiyordum ama kahvaltı saat 8'de olduğu için Asya saat daha 7'de tepeme dikilmiş yarım saattir beni uyandırmak için çaba sarf ediyordu. Beni burada bırakıp gitmekle tehdit etse de benim umursamadan uyumaya devam ettiğimi görünce yeniden tepeme dikilmiş uyandırma çabalarına devam etmişti.
"Eğer 5 dakika içinde uyanmazsan ve biz kahvaltıyı kaçırırsak dönüş yolunda da abim ve İlker'le gitmek zorunda kalırsın." Gözlerimi aniden açarak kafamı yastığın altından çıkarttım ve üzerimdeki yorganı ittirip ayağa fırladım. Dönüş yolunda tekrar Barın ve İlker ikilisine maruz kalırsam bu sefer kusabilirdim hem de ciddi anlamda. Sonra da Barın beni arabadan atardı artık.
Asya, bu tepkime kıkırdadığında ona ters bir bakış atarak valizimden kıyafetlerimi çıkarttım dün gece valizimi Barın'dan aldıktan sonra hala dolaba yerleştirmemiştim çünkü gelir gelmez uyumuştum, bir ara yerleştirirdim artık. Üzerimdeki pijamalardan kurtulduktan sonra çıkardıklarımı hızla üzerime geçirdim.
Beraber yemek salonuna indiğimizde diğerleri çoktan inip oturmuşlardı bile ama Barın henüz ortalarda görünmüyordu.
"Abim inmedi mi hala?" Asya, Atalay'ın yanındaki sandalyeye oturduğu sırada ben de İlker'in yanındaki sandalyeyi çekerek oturmuştum. İlker tabağını ağzına kadar doldurmuş yemeye başlamıştı bile ağzı dolu bir şekilde kısaca "Günaydın." diyerek tekrar tabağı ile olan ilişkisine döndü. Gülümseyerek karşılık verdiğimde ben de tabağıma bir şeyler almaya başlamıştım, yemekleri görünce açlığım hissedilir düzeyde artmıştı.
"Günaydın, bu saatte kahvaltı mı olur ya?" Barın'ın isyan eden uykulu sesini duyduğumda kafamı tabağımdan ayırarak gözlerimi ona doğru çevirdim. Uyanmak, onun için de zor olmuştu anlaşılan kısa bir an göz göze geldiğimizde gözlerini hızla ayırarak çaprazımdaki sandalyeyi çekip oturdu. Biraz garip mi davranıyordu sanki ve kesinlikle de haklıydı bu saatte kahvaltı mı olurdu? Kahvaltı için uyanılmazdı, uyanıldığında kahvaltı edilirdi. Bu kural, kitaplara falan yazılmalıydı.
"Bir Saye, bir de sen. Ne kadar uykucusunuz ya?" Asya'ya ters bakışlar attığımda Barın'ın bakışlarını üzerimde hissettim. Gözlerinin üzerimde olması beni geriyordu istemsizce. Umursamamaya çalışarak tabağımdaki peynirden bir parça alıp ağzıma götürdüm ve çiğnemeye başladım.
"Bugün kayak yapalım diyorum hava sakin, siz ne dersiniz?" Atalay'ın sorusu bir an burada olduğum için pişman olmama sebep olmuştu. Kayak yapmayı bilmeden kayak tatiline gelmiştim, ne kadar da güzel. Elimi saçıma götürerek kahverengi tutamımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.
"Ben kayak yapmaktan pek anlamam açıkçası." diyerek çayımdan bir yudum almıştım. Buz pateni vakasından sonra bir daha böyle bir şey yaşamak istemiyordum.
"Sen otelde kalabilirsin, bizim için sorun yok hatta başımızdan da bir bela eksilmiş olur böylece." Barın'ın umursamazca söyledikleriyle yüzüme tokat yemiş gibi olmuştum dişlerimi sıkarak sertçe yutkundum. Her zaman birbirimizle uğraşsak da bu sefer söyledikleri içimde bir yere dokunmuş boğazıma bir yumrunun oturmasına sebep olmuştu. Sakin ol, Saye. Umursama.
"Barın, karışmayayım diyorum ama biraz abartmıyor musun?" Atalay'ın söylediklerine karşılık Barın, umursamayarak ağzına attığı domatesi çiğnemeye devam ettiğinde Asya da ağzını açmıştı ki elimi kaldırarak onu durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYENDE
Jugendliteratur''Filmin sonu nasıl bitiyor, söyler misin? Yani iyi mi kötü mü?'' O güzel öpülesi dudaklarıyla minik bir tebessüm armağan etti kalbime. Kalbim bu armağanı kabul edercesine hızlandı. ''Neden soruyorsun?'' ''Çünkü eğer kötü biterse izlemeyeceğim. Köt...