A | 30. Bölüm: Özür Dilerim.

15.5K 755 1.2K
                                    

30. Bölüm: Özür Dilerim.

Bölüm bir güncük gecikti, kusura bakmayın lütfen. Bu tarz bilgilendirmeleri instagramdan yapıyorum normalde ama bilmeyenler için bir kez buradan söyleyeceğim. Hastanedeki yoğunluktan hafta günlerinde sıkıntı olabilir ama her hafta bölüm gelecek.

Keyifli okumalar...

❄️

Kader çok garipti. Hiç beklemediğin anlarda minnet ettiğin insanlar çıkıyordu karşına. En ihtiyaç duyduğun anda kafanı yaslayacak bir omuza, bir göğüse sahip oluyordun.

Hayat çok garipti. O minnet duyduğun insanları yaka paça kötü insanlara çeviriyordu. Senin sorumlu olmadığın o kötülüklerle onları senden tamamen alıyordu.

İnsanlar çok garipti. Tam güvendiğin, arkanı yasladığın an arkandan iş çeviriyorlardı. Sırtından bıçaklıyorlardı. En kötüsü de önce körü körüne bağlıyorlardı kendilerine daha sonra hiç yokmuşçasına terk ediyorlardı.

Herkes mutlu olmayı unutmuş acı çekiyor gibiydi.

Sessizce Edim'in kaldığı odadan çıkıp salona girdim. Uraz koltukta oturuyordu. Yanına gidip derin bir nefes aldıktan sonra, "Nereye gittin?" dedim merakla. Saçlarını karıştırıp kafasını koltuğa yasladı. Yorgun gibiydi.

"Altan'ın birkaç adamı problem çıkardı yine." Dedi bıkmış bir ses tonuyla. "Onlarla ilgilendim." Kaşlarımı çatıp geriye yaslandıktan sonra, "Nereye kadar böyle devam edeceksiniz?" dedim. "Edim bu işleri artık bırakacağını söylemişti ama görüyorum ki işleriniz sizi bırakmıyor." Hırçın tavrıma boş bir bakış atıp omuz silkti. Ben onları düşünüyordum sadece.

"Bana fark etmez, Edim nereye ben oraya." Büyük bir rahatlıkla konuşması sinirlerimi bozuyordu. Bir şeylerin sonunu neden hiç düşünmüyorlardı? "Ne demek fark etmez? Bir sürü saçma sapan şeyle uğraşıyorsunuz, zarar görüyorsunuz." Dedim kızgın bir şekilde. "Biriniz bir gün çok kötü yaralanacaksınız, ki Edim dün eşiğinden döndü." Korkarak ve onlara duyduğum endişeyle konuştuğumdan bakışlarını kaçırarak dinlemişti beni.

"Bu işin sonu kötü, ya size bir şey olacak ya da sizin yüzünden birinin başına kötü bir şey gelecek." Dediklerimin doğru olduğunu biliyordu ve verecek hiçbir cevabı yoktu. Kollarımı göğsümde birleştirip geriye yaslandım. İkimiz de oturmuş sessizliğe kucak açıyorduk. Bir süre öylece oturduktan sonra bıkkınlıkla ayağa kalktım.

"Kalk, bir şeyler yiyelim acıktım ben." Uraz bu halime şaşırsa da gülümseyip kafa salladı ardından peşimden mutfağa geldi. Az önceki atmosfer dağıldığı için keyifli bir sesle, "Oo Edim Bey için çorba pişmiş." Dedi imalı imalı. "Adamın yıllık hasta olup yataklara düşme oranında artış gözlemlenecek."

Kıkırdayarak hiç çekinmeden dolaptan çıkardığım malzemeleri yıkadım. Uraz da ne yapacağımı anlamış gibi sırıtarak tavayı çıkardıktan sonra çay yapmaya başladı. Ardından, bir süre sessizce beni izledikten sonra, imalı halinden ödün vermeyip sırıtarak konuşmaya başladı.

"Dün çok korktun değil mi?" Kaşlarımı çattım, cevap vermedim. Resmen alay ediyordu benimle. "Edim'e bir şey olacak diye." Diyerek eklediğinde yutkunarak elimdeki bıçağı sıkıp derin bir nefes aldım. "Hadi Aymira, boşu boşuna ikinize de acı çektirme." Doğradığım soğanlar yüzünden yanan gözlerimi silip ona döndüm.

Acımasız (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin