[6] Kıvılcım

8.3K 437 243
                                    

Medya; Barlas

Mutfağa geçip koltuklara oturdum. Bir kaç dakika sonra da Barlas Bey yanıma geldi. Üzerini değiştirmişti. Daha spor tarzı bir şeyler giymişti. Vücudunu ortaya seren bu kıyafetler ona kesinlikle çok yakışmıştı. Zaten çok yakışıklı bir adamdı. Yeşil gözleri özelikle çok güzeldi, içi parlıyordu.

"Deniz. Sana sesleniyorum. Duymuyor musun?"

"Hm?"

"Ne yemek istersin diye soruyorum."

"Benim için fark etmez. Zahmet etmeyin gerçekten."

"Olmaz söyle hadi. Misafirimsin sen benim." Gerçekten çok kibardı. Bilmiyorum dercesine omuz silktim.

"Anlaşıldı o zaman sana benim özel tarifimden yapacağım." Gözlerim şaşkınlıktan büyürken ağzımda eş zamanlı açıldı.

"Sen mi yapacaksın?" Sorduğum soruyla kısa bir an durdu ve bana baktı. Bende ağzımdan çıkan 'sen' kelimesini tekrar tekrar kulağımda duyunca yerimde rahatsızca kıpırdandım. "Yani şey siz mi yapacaksınız demek istemiştim." Off aferin Deniz. Daha ne kadar utandırabilirsin kendini acaba? Yanaklarım birer alev topu gibiydi. Gözlerimi onun yüzü hariç her yerde gezdiriyordum. En sonunda o da dayanamamış olacak ki yanıma geldi.

"Benimle 'sizli bizli' konuşmana gerek yok. Nasıl rahat ediyorsan öyle konuşabilirsin ufaklık. Ve ayrıca evet yemeği ben yapacağım." Yüzümün biraz daha kızardığına her şeyden çok emindim. Ne denirdi ki şimdi? Barlas mı diyecektim ona? Benden büyük birisine nasıl ismiyle hitap edebilirdim ki? Benden bir cevap bekleyen gözlere sadece kafamı sallamakla yetindim. O da bana çarpık bir gülüş atıp yemek yapmaya başladı. Dolaptan et çıkardığında ne yapmaya çalıştığını az çok tahmin etmiştim. Ama ben hiçbir şey yapmadan duramazdım ki.

"Bende bir şeylere yardım etsem?"

"Olmaz sen misafirsin."

"Gerçekten olmaz böyle her şeyi siz yapıyorsunuz." Bana tek kaşı havada bir bakış attı. Sanırım az önce ki konuyla alakalıydı. Derin bir nefes alıp;

"Yani sen yapıyorsun." Dedim. Memmun bir bakış atıp;

"Madem çok ısrar ediyorsun salata yapabilirsin." Dedi. Hemen kafamı sallayıp dolaptan malzemeleri çıkarmaya başladım. Önce suda güzelce yıkadım. Daha sonra elime bir bıçak alıp domatesleri doğramaya başladım. Bütün malzemeleri yapmıştım neredeyse. En sona marulları bırakmıştım. Bir yandan da kaçamak bakışlarımla Barlas'ı izliyordum. Işini gerçekten ustalıkla yapıyordu. Doğradığı etleri tavada yağ ve sebzelerle kavururken oldukça dikkatliydi. Onu izlemeyi kesip marulları elime aldım ve doğramaya başladım. Bir anda elime değen keskin sızıyla inledim.

"Ahh."

"Deniz, ne oldu iyi misin?"

"Iyiyim bir şeyim yok." Ocağın altını kapatıp yanıma geldi. Elimi elleri arasına aldığında vücudumda daha önce hiç hissetmediğim bir his hissettim. Sanki bir kıvılcım. Ondan bana geçen bir elektrikti bu. O kesilen parmağıma bakarken ben gözlerimi ondan alamıyordum. Istemsizce sürekli ona bakma isteği geliyordu içimden.

"Çok acıyor mu?" O kadar yavaş hareket ediyordu ki sanki kırmaktan korkar gibi bir hali vardı. Kafamı iki yana salladım ama inanmamış olacak ki beni elimden tutup sürüklemeye başladı. Banyoya geldiğimizde musluğu açıp parmağımı yıkamaya başladı. Parmağıma değen suyla yüzümü buruşturdum. Biraz yakıyordu. Yıkama işlemini bitirdikten sonra parmağımı kuruladı ve banyo dolabından bir krem ve yara bandı alıp geldi.

"Bu biraz acıtabilir." Kremi yavaş yavaş sürmeye başladı. Biraz canım yanmıştı ama o ılık nefesiyle tenime üflemeye başladı. Hipnoz olmuş bir şekilde onu izliyordum. Yara bandını da parmağıma yapıştırdı ve üzerini hafifçe okşadı.

"Daha dikkatli olmalısın."

"Bir anda elimden kaydı bıçak. Nasıl olduğunu ben de anlamadım."

"Hadi gel yemek hazır olmak üzereydi." Banyodan çıkıp tekrar mutfağa döndük. Son dokunuşlarını da yapıp masayı hazırladı. Gerçekten de harika bir sofra olmuştu. Hayran hayran masaya daha fazla bakmayı kesip oturdum. O da içecek bir şeyler getirip karşıma oturdu. Tabaklarımıza yaptığı tavuk soteden koydu. Çatalımla alıp yemeğe başladım. Çok lezzetli olmuştu.

"Ee nasıl bakalım? Beğendin mi?"

"Evet beğendim çok lezzetli olmuş. Eline sağlık." Gülümseyip o da yemeğini yemeğe başladı. Bir yandan yemek yerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Şarabımın 3.kadehini içiyordum ve ufak ufak sarhoş olmaya başlamış gibi hissediyordum. Yine de eğleniyordum ama. Masadan kalkıp topladık ve şöminenin başına oturduk. Iyi ki kalmışım diye geçirdim içimden. Çok eğlenmiştim.

"Her şey için çok teşekkür ederim, çok güzeldi." Gülümseyip yeşil gözlere baktım. Benim siyahlarımla buluştuğunda o da gülümsedi.

"Benim için de öyleydi." Şöminenin içinde dans eden alevleri izlerken gözlerimin üstüne bir yorgunluk çökmüştü. Umarım uyuya kalmazdım.

Barlas

Her ne kadar ona bakmak istesemde kendimi tutuyordum. Içimde çok tuhaf hisler vardı ona karşı. Her şeyini araştırtmıştım. Ona karşı bir şeyler hissetmem yanlıştı. Kendimi engellemem gerekiyordu. Gözleri kapanmış şöminenin başında uyuya kalmıştı. O kadar güzeldi ki. Saatlerce oturup bırakabilirdim. Daha fazla rahatız olmasın diye usulca kucağıma alıp odama taşımaya başladım. Kollarını boynuma dolayarak iyice göğsüme yerleşti. Saçlarından yayılan lavanta kokusunu içime çektim. Muhteşem kokuyordu. Odama getirip yavaşça bıraktım yatağıma. Saçları yumuşacıktı. Hafifçe öpüp odadan ayrıldım. Alt katta ki misafir odasına gidip üzerimi değiştirdim bende. Rahat etmesi için burada kalacaktım. Bu zamana kadar kötü birisi olan ben bu çocukla içimde kimseye göstermediğim iyiliği ortaya çıkarmıştım. Bu gece iyi ki gitmemişti.

Merhabaaa. Durmadan yeni bölüm yazıyorum ama bir türlü içime sinmiyor 2.kez yazdım bu bölümü. Umarım beğenirsiniz.

Love u all❤


10.02.2021

Yan Benimle [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin