WORTH

6.bölüm : Kriz Gecesi

Evet yanlış duymamıştınız. Beni öpmüştü. Dudaklarını yapıştırdığında gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Ne yapacağımı şaşmıştım. Geri çekildiğinde ona değil bir noktaya ağzım açık bakıyordum. Kız bize bakıp:

-İkinizden de nefret ediyorum geberin ! diye bağırmıştı. Ben elimi kapıya doğru işaret ederken

-Ben g-gidiym, diyip koşarak çıkmıştım. Az önce ne olmuştu orada. Hala şoktaydım. Bacağımın ağrısını tamamen unutmuştum. Canım sigaradan başka bir şey istemiyordu. Dışarı da çıkamazdım. Fazla bunalmıştım. Beni öptüğü an kalbim yerinden çıkacak sanmıştım. Beni gerçekten sadece o kızdan kurtulmak için mi öpmüştü? Ne yani beni öylece öpebilecek miydi? Yok artık, daha neler!

Duşa girip çıkmayı düşündüm. Ama aklımdan bir türlü sigara çıkmıyordu. Acaba Finn de kullanıyor muydu? İstesem.. Yok canım. Gider hemen yetiştirirdi. Bunları düşünürken kıyafetlerimi alıp banyoya doğru yol almıştım. Giderken Finn'i gördüğümde göz göze gelmiştik. Bana bakarken boğazındaki yutkunmayı görebiliyordum. Sonra gözlerimi çevirip banyonun kapısını açıp sertçe kapatmıştım. Gözlerinde 'Üzgünüm öyle yapmak istememiştim.' bakışı vardı. Kapıyı kilitleyip hemen sıcak suyu açıp üzerimi çıkarmaya başladım. Suyun altına girdiğimde nu sefer rahatsız olmuştum. Sanki her damlası ayrı bir dokunuşla tenime dokunuyordu. Bir kaç saniyeliğin suyun altından kaçtım. Sonra derin nefes alıp zorla banyomu yapıp çıktım. Bu sefer çamaşırlarımı unutmamaya özen gösterdim. Aynada kendime baktığımda bütün acılarımı görebiliyordum. Annemi görebiliyordum. Onu gerçekten çok özlemiştim. Üstelik resmimi de alamamıştım. Canım hala sigara istiyordu.

Saçlarımı kurutup çıkmıştım. Normal yürüyebiliyordum. Sadece fazla baskı yapınca ağrıyordu. Ona da dayanabilirdim. Günler geçiyordu ve benn hala içememiştim. Çıldırmıştım resmen. Odama kapanmıştım. Kendime zarar vermek istiyordum. Kendimi 4 gündür odada görüyorum. Jenna düzenli olarak yemeklerimi getiriyor ve her geldiğinde inmem için yalvarıyordu. Ama ben her seferinde redd ediyordum. Ve evet 4 gündür duş almamıştım. Ama umursamıyordum. Tek isteğim damarlarımdaki bütün kanı akıtmaktı. Ve o gün. Cehennem Günü. En kötü hissettiğim gün. Delirdiğim gün. Kapımı kilitlemiştim. Her şeyi yere fırlatıyordum. Parmaklarımı saçlarımın arasından geçirirken kalbim hızlı atıyordu. Sanki herşey susmuştu. Sadece kalbimi ve kendi çığlıklarımı duyuyordum. Jenna'nın getirdiği yemeklerin arasından bıçak bulmuştum. Gözüm dönmüştü. bunları sırf sigara isteğim yüzünden mi yapıyordum? Yoksa herşeyin üst üste gelmesi yüzünden mi? Bilemiyordum.Ağlıyordum. Bağırarak, hıçkırarak ağlıyordum. Sonra kapıya vurduklarını duydum. Jenna adımı haykırıyordu. Finn se eliyle kapıya vuruyordu ve bana küfürler savurarak kapıyı açmamı söylüyordu. Bir yandan elimdeki bıçağa bir yandan da kapıya bakıyordum. Kafam karışmıştı. Olduğum yere çökmüştüm. Bıçağı bir kenara fırlatmıştım. Ellerimle kulaklarımı kapatıp sesimi kesmiştim. Şimdi benim hakkımda ne düşüneceklerdi. Onlarla neredeyse 2 haftadır yaşıyordum. Ailem gibi benimle ilgileniyorlardı. En son Finn kapıyı kırıp yanıma koşmuştu. Jenna'da arkasından gözleri şişmiş bir şekilde beni inceliyordu. Finn elimi ve vücuduma zarar verip vermediğimi anlamak için iyice inceliyoru. Bense hala kulaklarımı kapatmış şekilde gözlerimi yumuyordum. Finn annesini uyarıp odadan çıkmasını istediğinde gözlerimi açmıştım. Finn de çıkmıştı. Neden gitmişlerdiki olduk yere? Herneyse böylesi daha iyiydi. Sonra Finn üzerinde siyah bir tişört belinde gri bir ceket bağlamış halde yanıma oturdu.

Elinde iki tane bira şişesiyle gelmişti. Birini bana uzattığında tereddütsüz bir şekilde aldım. Bana bakıp

- Herşeyi anlatmanı istiyorum. Hayatını kurtardım en azından bana bunu borçlusun, diyerek gülümsediğinde içim de kelebekler uçuşuyordu. Ama dışıma vuramamıştım. Sesimi temizleyip