Medyadaki şarkı Suzy'le Myungsoo'nun söylediği şarkı :)
Bölüm sonundaki notu lütfen okuyunuz.
^^^Suzy'den
Gözlerimi açtığımda ağaca yaslanmış bir şekilde oturuyordum. Her yer karanlıktı ve sadece ay ışığı vardı.
Neredeyim ben? En son ne olmuştu da bayılmıştım?
Ah, başım! Başım çok ağrıyor. Ne oldu bana? Hatırla Suzy, hatırla...
Doğru ya. En son kaybolmuştum. Yolumu bulmaya çalışırken yere düşecektim. Düşmemek için ağacın gövdesine tutunayım derken kafamı ağaca vurmuştum.
Sonra da böyle bayılmışım. Ne kadar da sakarım değil mi ama!?
Saat? Saat kaç? Cebimden telefonumu çıkardım.
Ama lanet olsun ki çalışmıyordu. Şarjı bitmiş olamazdı değil mi?!
Ağaca tutunarak kalkmaya çalıştım ve biraz zorladıktan sonra başardım.
Etrafıma bakmaya başladım. Büyük uzun ağaçlar, karanlık ve ortada kalmış bir kızın tablosuydu bu.
Korkutucu sesler duyuyordum. Hadi ama... Korkmazsın değil mi Suzy?
Ne yapacağım şimdi ben? Tekrar yere oturdum ve üşüyen kollarımı ellerimle ovuşturdum.
Deli gibi korkuyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum.
Ayağa kalkıp yürümeye kalkışsam daha çok kaybolacaktım.
Şu kafe olayını da sorarsanız öyle bir yer ne gördüm ne de buldum.
Sadece Se Na'nın dediği yoldan gittim. Yani... Sanırım öyle... Belki biraz başka yönlere gitmiş olabilirim.
Keşke Se Na'yı dinleseydim.
Ah, aptal kafam! Niye Se Na'yla gitmiyorsun ki?!
Neyse şimdi 'keşkelerle' uğraşmamalıyım diye kendime hatırlattım. Ne yapmalıyım onu düşünmem lazım.
Çoktan Se Na, Myungsoo, Kai beni aramaya başlamışlardır.
Tek çözüm yolu burada beklemek, onların beni bulmasından başka bir şey değildi. Hava gittikçe serinleşiyor, korkutucu ya da huylanacağım böcek sesleri duyuyordum.Hani insan psikolojisi vardır ya, burada tek başıma olmam bile beni daha kötü duruma düşürüyordu.
Bir süre beklemiştim ama ne gelen vardı ne de giden...
Saat geç olmuştu sanırım. Uykum yavaş yavaş geliyordu ama uyumamam lazımdı. Gözlerim kapanmakta istekliydi ama ben istemiyordum.
Tam uykuya dalacakken bir çıtırtı ile gözlerimi korkudan kocaman açmıştım.
Ses gitgide yaklaşıyor gibiydi ve ben korkudan ölmek üzereydim.
Yere yapışmış bir bebek gibi kımıldamadan duruyordum.
Deli gibi korkuyordum. Sonuçta ormanlık bir yerdi ve her çeşit hayvan çıkabilirdi. Ya da bir tane kurt gelip beni burda binlerce parçaya ayırabilirdi.
Sakin olmaya çalıştım. Ama nafile... O kadar korkuyordum ki neredeyse ağlayacaktım.
Sonra birden bir ışık gördüm. Evet. Evet. Bir ışık...
Karşıma korkunç suratlı, ışığı yüzüne tutmuş biri görünce tutamadığım çığlığı bastım. Gözlerimden yaşlar aktığını hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Mı? Nefret Mi?
Novela Juvenil"Büyük aşklar nefretle başlar," derler. Peki büyük nefretler nasıl başlar? AŞKLA MI? @Tüm hakları saklıdır.